GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tokat Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve devletin kurumlarına itibarı örselememek gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:27.06.2019

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Özlem Hanım, isabet oldu. Kayıtlarda vardır, burada da vardır, seçim sathında gezilerimizde de vardır; inanın, kendi adıma, kendi partimiz adına çok rahatlıkla, gözlerinizin içine baka baka, grubunuza şunu söyleyebilirim: Biz seçim sathında -bu, biraz önce, mikrofonu kapatmadan önce söylediğiniz son cümleye mukabele ediyoruz- ne Kandil'den ne Pensilvanya'dan ne onların sözcülüğünü yapanlardan Millet İttifakı lehine, adayımız lehine bir açıklama geldiği zaman "Buna sessiz kaldık, üstüne yattık, görmezden geldik." asla böyle bir cümlenin muhatabı değiliz. Cümlelerimize bakın lütfen, bakın, istirham ediyorum, bakın, var.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Yavuz Bey, ben size söylemiyorum zaten, bakın, ben size söylemiyorum.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Özlem Hanım, partimiz adına açıklama yaptım.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Özgür Bey'in üslubuna binaen kendisine söylüyorum, size değil, şahsınıza almayın.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - FETÖ'cülerden, PKK'lılardan bize, Millet İttifakı lehine, adayımız lehine gelen açıklamaya lütfen bakın, hak teslimi yapın lütfen. Partim adına da açıklama yaptım, grup başkan vekiliyim, bak yeminle söylüyorum vardır, eğer merak edenler varsa kendinize takdim edeceğim onları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen Sayın Ağıralioğlu.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bizim Kandil'den, çocuklarımızın katillerinden, FETÖ'cülerden, uluslararası bütün irtibatlarını Türk devletinin, Türk milletinin itibarsızlığına harcayan ne kadar alçak varsa hepsinden Millet İttifakı lehine münasebetli münasebetsiz bir sürü açıklama geldi. Hemen peşine "Sizden bir açıklama falan bekleyen yok. Sizden beklediğimiz tek açıklama, Türk adaletine teslim olmanızdır. Eğer illa bir açıklama yapacaksanız Kandil'den, gelip Türk adaletine teslim olacaksınız. Pensilvanya'dan illa bir açıklama yapacaksanız, geleceksiniz burada Türk adaletine teslim olacaksınız. Milletin çoluğunun çocuğunun üstünde tepinip tepinip gidip orada milletin çocuklarından topladığınız paralarla Türklerin, Türk milletinin, Türk devletinin istikbaline pusu kurmayacaksınız." dedik, açıklama yaptık.

Bunu şu yüzden ihsas ettiriyorum: Siyaset o kadar iltihaplı bir alan hâline geldi ki, zaten her şey yerinden oynadı, zaten ama bu arada vicdanımızı karartmayalım, vicdanımızı kanatmaya devam edelim diye diyorum ki zaten memnun değilsinizdir ama bu memnun olmadığınız münasebetsizliği size, bize kim yaptırıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Türk devletine bu pusuyu kim kuruyor? Burada, bakın burada, Cumhurbaşkanı diyor ki: "Ben bilmiyorum. Ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum." Sonra da TRT'ye referans oluyor, diyor ki...

Açabilir misiniz Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Ağıralioğlu ama bir dakika...

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - İstirham ediyorum Başkanım. Ya, Başkanım, bir dakika, bir dakika...

BAŞKAN - Doğrudur da bir düzen koyduk, ona uyacağız. Bir dakika daha süre veriyorum, olur mu? Yani bunun bir sınırı olmalı Sayın Ağıralioğlu.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Tamam Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, bir dakika daha süre veriyorum.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Devletin kurumlarına itibarı böyle örselememek lazım. Bu işler başımıza çok geldi, geçti. Ben seçim sathına girerken kurban etmeyeceğimiz şeyler diye söylüyorum. Normalde popülizm yapabilirdik, yapmadık. Efendim, seçmenin "Kürt seçmen" diye kategorize edilmesine karşı çıktık. Seçmen kimsenin marabası değil. "Laz seçmen" "Kürt seçmen" "Alevi seçmen" "Sünni seçmen" yok, seçmen var. Ne HDP'nin marabasıdır Kürt seçmen ne PKK'nın marabasıdır ne AK PARTİ'nin marabasıdır, kimsenin marabası değil seçmen -affedersiniz, nezaketimi kaybetmemeye çalışıyorum- seçmen seçmendir. Seçmen, Türkiye tasavvuruna, Türkiye vizyonuna, gelecek Türkiye'ye dair endişelerini, ümitlerini birleştirme kabiliyeti olan siyasi iradeye oy verecek. O yüzden, seçmeni mektuplarla konsolide etmekle, terörün salladığı parmak ile sağa sola kanalize etmek arasında sıkışmışlık alanından biz kurtarmak için şöyle yaptık, dedik ki: Biz, şöyle bir Türkiye hayali kuruyoruz. İstanbul'u kazanmaya değil, İstanbul'da temsil edilirken yanlış gördüğümüz şeyin cezalandırılmasına cümle kurduk. Yani İstanbul'un...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Ağıralioğlu.