GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:27.06.2019

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ben de teklifin 12'nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Üzerinde söz aldığım 12'nci maddeyle organize sanayi bölgelerindeki mesleki ve teknik eğitim okullarındaki öğrencilere verilen eğitim öğretim desteğiyle ilgili bir düzenleme yapılmaktadır. Bu destekten yabancı uyruklu öğrencilerin yararlanmasının önüne geçilecek. Burada, özellikle organize sanayi bölgelerindeki eğitim kurumlarında var olan bir kanuni boşluğun düzeltilmesine yönelik bir düzenleme yapıldığı belirtilmiştir. Ancak bu düzenleme yapıldığında bizim beklentimiz, Millî Eğitim Bakanının daha önce defalarca paylaşmış olduğu, özel okullara giden öğrencilere verilen teşvike ilişkin bir değişikliğin ve ayrıca özel eğitim kurumları ile devlet okulları arasındaki farkın azaltılmasına yönelik düzenlemelerin de yapılmasıydı. Ancak bu kanun teklifinde bu düzenlemenin yapılmamasını bir eksiklik olarak görüyoruz. Şöyle ki: Yine bu iktidarın bir eğitim bakanı döneminde yapılan bir düzenlemeyle özel okullara gidecek öğrencilere eğitim desteği bir teşvik verildi ve bu teşvikle eğitimdeki fırsat eşitsizliğindeki makas maalesef daha da açıldı. Eğitim politikalarının özelleştirilmesinden ya da özel öğretim kurumlarının teşvik edilmesinden ziyade, bu eğitim bütçesinin devlet okullarının altyapısına, donanım, nitelik ve sosyal imkânlarına ayrılması gerekmiyor muydu? Bu teklifle de devlet okullarına giden öğrenciler ile özel okullara giden öğrenciler arasındaki öğretim, nitelik farkını kapatmamız önceliğimiz olmalıydı. Ama bugünkü düzenlemeyle bu temel eşitsizlik sorununa ilişkin bir adım atılmadı ve işte bu eksikliklerin yaşanmasının temel nedeni de bu kanun teklifinde olduğu gibi geçici çözümlerle sorunlara yaklaşılmasıdır.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde, ilkokula başlama yaşı, mesleki eğitim, sözleşmeli personelin mecburi çalışma süresi, özellikle öğretmenlerin kadro hakları, yurtların denetimi ve işletilmesinin devri gibi eğitim sistemimizde gerçekten çok önemli, detaylı çözümler gerektiren konularda maalesef günübirlik geçici çözümler üretilmesi çabasını görüyoruz. Bu kanun teklifindeki bu önemli düzenlemeler aslında önceden çok büyük tartışmalar sonrasında değiştirilen, örneğin sizlerin de bildiği gibi, ilkokula başlama yaşı, sözleşmeli öğretmenlerin süreleri gibi... Aslında bu konularda bir ilerleme kaydedilmediği gibi, geldiğimiz noktaya geri döndüğümüze de şahit oluyoruz ve zamanında, yerinde yaptığımız eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu da bir kez daha görmüş oluyoruz.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan göreve büyük beklentilerle geldi, aradan geçen bir yılda maalesef eğitim sistemimizde somut bir ilerlemeye imza atamadı. Eğitim sistemimiz bugün gelinen aşamada uzun süren AK PARTİ iktidarlarının en başarısız olduğu alan olarak ortadadır. Evet, bugün hep tartıştığımız, en çok bakanın değiştiği, gelen her bakanla sistemin değiştiği ve neticede, nitelik anlamında eğitim sistemimizin başarısız olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Oysa Mecliste şu anda 1'inci parti olan AK PARTİ'li hatiplerin özellikle değindiği konu, en fazla bütçenin Millî Eğitim Bakanlığına ayrılması konusudur. Ancak bu bütçe dağılımına baktığımız zaman, bu bütçenin yüzde 83,4 gibi büyük bir kısmı personel giderlerine ayrılmıştır ve daha çarpıcı bir veri, 2008 yılında Millî Eğitim Bakanlığının yatırım ödeneği yüzde 14,8 iken bu pay 2019'da yüzde 10'a kadar düşmüştür. İşte bu oranlarla gelişmekte olan ülkeler arasında da geri sıralarda yer almaya devam etmekteyiz. Yani altyapı, nitelik, sosyal olanaklar, fırsat eşitsizliğini giderme gibi eğitimdeki temel sorunlara yeteri kadar bütçenin ayrılmadığı da açıktır ki gerek ulusal düzeyde gerekse uluslararası düzeydeki raporlarda, değerlendirmelerde maalesef eğitimde beklenen ilerlemeyi sağlayamıyoruz. AK PARTİ iktidarları döneminde eğitim politikamıza makro, bütüncül ve stratejik bir bakış açısı çabaları oldu ama maalesef, bu sağlanamadı. Eğitimdeki başarının ölçütünü sadece -tırnak içinde- bütçedeki artış, yapılan okul sayısı, açılan derslik sayısı, ataması yapılan öğretmen sayısı -ki hâlâ temel sorun alanı- gibi nicel verilerle değerlendiren bir öngörüsüz, plansız bakış açısını iktidar partisi artık terk etmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu konuya da değinerek sözlerimi tamamlayacağım: Övünerek gerçekleştirilen yeni anayasal düzenlemedeki yönetim anlayışı sadece ekonomide, hukuk devletinde, güçler ayrılığında, bağımsız işleyen kurumsal yapılarda değil, eğitim sistemimizde de bir ilerleme maalesef gerçekleştiremedi, hatta bir geriye gidiş de yaşanmaktadır. İşte bu yeni yönetim anlayışının bir eksikliğini biz Mecliste yaşıyoruz. Biz burada gerek Komisyon aşamasında gerekse Genel Kurulda eğitimin temel sorunlarını tartışıyoruz, görüş ve eleştirilerimizi paylaşıyoruz ancak burada Sayın Millî Eğitim Bakanı yok maalesef.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özdemir, bir dakika daha süre veriyorum.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Evet, çok Değerli Komisyon Başkanı, kanun teklifini hazırlayan, sunan değerli milletvekillerimiz, değerli bürokratlar buradalar ancak önemli yasal düzenlemeler yaptığımız alanların ilgili bakanları ile yasama organı arasında bağın kopmuş olması da yeni yönetim sisteminin en büyük zafiyeti olarak karşımızda durmaktadır. İşte, özellikle de eğitim politikalarını -ki en stratejik politikamız- detaylı olarak tartıştığımız bu Genel Kurulda Millî Eğitim Bakanının olmaması durumu dahi, sorunları çözme iddiamızdaki çelişkiyi ortaya koymuyor mu?

Ben, bu görüşlerle, bu düşüncelerle, stratejik olan eğitim politikamıza bütüncül olarak ve sorunlarımıza ise gerçekten ideolojik bakış açısından uzaklaşarak yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Özdemir