| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 27.06.2019 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz mesleki eğitim merkezlerinde, işleyişinde yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerini iki grupta toplayabiliriz; Öğretmen ve idari personelin yaşadığı eksik ve sıkıntılar, buna ek olarak üretim sektörünün içinde çarkın dönmesinde önemli payı olan öğrencilerimizin yaşadığı eksiklik ve sıkıntılar.
Öğretmen, öğrenci ve idari personelin sorunlarına baktığımız zaman geçmişte yazılmış olan ders modülleri hem özensiz hem de günümüz şartlarına uymamaktadır, teknolojiye uygun içeriğe sahip değiller. İşverenlerimiz teknolojiyi ve toplumun beklentilerini eksiksiz bir şekilde takip ederken Bakanlığımız gelişen teknolojinin getirdiği yenilikleri anlatmak için kaynak olarak belirlediği modüllerde bu teknolojiyi maalesef yakalayamamıştır. Yeni yönergeyle oturtulmaya çalışılan ve teorik beceri sınavı hâlinde ikili sınav sisteminde temellendirilmeye gidilen denklik yönergesi, ustalık ve kalfalık belgesi alımında beceri sınavlarında tüm yükümlülüğü öğretmenin üstüne yıkarken meslek öğretmeninin yıl içinde yaptığı birkaç yazılı sınavdan elde ettiği gelirleri maalesef kesmiştir. Meslek öğretmenleri uygulamada ölçtükleri kalfa ya da usta adayını yazılı sınavda da ölçebilecek yeterliliğe sahiptirler. Sınav sisteminde son yapılan değişiklik isabetli olmamıştır.
Mesleki Yeterlilik Kurumu ve mesleki eğitim merkezleri arasındaki fark daha iyi anlatılmalıdır. Mesleki Yeterlilik Kurumu ne belgesi verir? Verilen belge süreli midir? Belgeyi kim verir? Mesleki eğitim merkezlerinin verdiği belgeyle arasında ne fark vardır? Bunlar hem bizler hem iş hayatında çalışanlar hem de işverenler açısından cevap bekleyen sorulardır. Mesleki Yeterlilik Kurumu hakkında hem çalışma camiası hem de mesleki eğitim camiası daha çok bilgilendirilmelidir.
Mesleki ve teknik eğitim kurumlarında çalışan idareciler, Bakanlığımızın diğer eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarıyla çalışma süresi ve şartları bakımından aynı kategoride değerlendirilmemelidir. Bir mesleki eğitim kurumunda çalışan idareci işleyişteki devamlılığı sağlamak amacıyla ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki gibi süreli çalışma kriterlerine bağlı kalmamalı, devamlılık sağlanmalıdır.
Genel müdürlük tarafından yemek için gönderilen ödenek miktarı artırılmalı, çıraklıktaki öğrencilere fakir-zengin diye ayırım yapılmamalıdır. Yemek ücretleri tüm öğrencilere verilmelidir. Son dönemlerde, öğrencilerden fakirlik belgesi istenerek fakir öğrencilere yemek bedeli ödenmekte, bu belgeyi veremeyen öğrencilere ise herhangi bir yemek bedeli ödenmemektedir. Oysa bu ödeneğin bütün öğrencilerimize gönderilmesi gerekmektedir. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı olduğu dönemde bütün öğrencilere ödenek geliyordu ve 4 çeşit yemek yiyebiliyorlardı. Tekrardan bu ödenek tüm öğrencilere gönderilmelidir.
Bu çocuklarımızın okula geliş gidişleri, taşımalı öğrenci statüsüne alınarak yol ücretleri karşılanmalıdır. Zira bu çırak çocukların ceplerinde okula gelecek paraları olmadığı gibi karda kışta bisikletlerle veya yaya olarak buralara gelmektedirler. Bu da çeşitli problemleri beraberinde getirmektedir.
Yine, çıraklık eğitim merkezindeki geçen sürenin sigortalılıktan, bu yapılamıyorsa da en azından çıraklık eğitiminde başlanılan sürenin sigortalılık başlangıç tarihi olarak belirlenmesi, burada daha önce çalışan vatandaşlarımızın beklentileridir. Kalfalık ve ustalık sınavlarında birleştirilen mesleki dersler tekrardan ayrılmalı, sınavları ayrı ayrı yapılmalıdır. İş hayatına atılacak öğrencilerimizin girişimcilik, ekonomi, iş hukuku, işletme ve muhasebe dersleriyle hayata hazırlanmaları da gerekmektedir. Mesleki eğitimin toplumumuzda kabul görmesi, velilerin bilgilendirilmesi için çalışmalar yapılmalı, kamu spotlarıyla değerlendirilmelidir.
Mesleki eğitim merkezlerinde eğitim dört yıla çıkartıldı, ancak buradan mezun olan öğrencilerimizin lise mezunu sayılmaması da ayrı bir problemi beraberinde getiriyor. "Fark dersleri verip mezun olabilirsiniz." deniliyor, oysa bu öğrencilerimize vermiş olduğumuz ustalık belgesinin lise diploması ve haklarına sahip olmalarının sağlanmasıyla mesleki eğitimlerin öğrenci sayıları artacak, ara eleman sıkıntısı giderilecektir. Mesleki eğitim okullarına atanacak okul müdürlerinin mutlaka atölye ve laboratuvar öğretmenlerinden olması gerekmektedir.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Erel.