GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kütahya ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:02.07.2019

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Kütahya" denince aklımıza ilk gelen şey çini; çininin başkenti Kütahya can çekişiyor. 1980'li yıllarda İzmir'den sonra Ege'nin en gelişmiş 2'nci ili olan Kütahya şu anda Ege'nin en geri kalmış illerinden biri olarak görülüyor. Çini porselenin başkentiydi. Ondaki KDV oranları günbegün çini ve porselen sektörünün daralmasına sebep oluyor.

"Bor" denince akla ilk gelen isim Kütahya Emet idi. İşlenmeden ihraç edilen, dünya çapında bir cevherimiz var ama tek ürettiğimiz bor katkılı deterjan; o da Kütahya'da değil, Ankara'da üretiliyor.

Termal kaplıcalarımız var; 6 ilçemizde kaplıca mevcut. Dünyanın ilk borsası Aizanoi Çavdarhisar'da. Dumlupınar, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin yapıldığı, 137 bin şehidimizin olduğu bir yer. Kuruluşun şehri Domaniç var, Hayme Ana Türbesi orada. Simav, Şaphane ve Pazarlar'ın kirazı var, o da bitmek üzere. Enerji ve maden şehri idi.

Şimdi ise devlet hastanesi olmayan bir il, tek il hatta. Hızlı trenin geçmediği, Dumlupınar'da istasyonunun olmayacağı, hızlı trenin de geçmeyeceği bir il. Diğer il ve ilçelerle bağlantı yolları olmayan yarım kalmış ya da yapılamayan bir il. Cumhuriyette yapılan yollara ilave yapılmamış bir il. Tıp fakültesi hastanesi olmayan ama tıp fakültesi olan tek il. Zafer Havalimanı, yolcu garantisiyle devletin soyulduğu ve onunla meşhur olan bir ilimiz. Trikopis'in yakalandığı Gediz Murat Dağı'mız var. Özelleştirilen, batırılan KİT'leriyle meşhur bir ilimiz. İŞKUR'a kayıtlı 50 binin üzerinde işsizi olan bir ilimiz. Depremden sonra yaraları sarılmayan Simav'ımız mevcut. Stadyumu olmayan tek il.

Şimdi, ilçelerine gelecek olursak; borun sadece hamallığının yapıldığı, çiftçinin zarar gördüğü; eziyetini çeken, arsenikli sularını içen Emet ve Hisarcık'ımız mevcut. Ham ürün olarak ihraç edilen bir bor cevherimiz mevcut. Yolları yok. Hastanelerde doktor açığı var. Bor Enstitüsünün sadece Eskişehir yolu üzerinde tabelası var, enstitüyle ilgili hiçbir çalışma yok. Doğaya saçılan binlerce ton sülfürik asidin verdiği zararı tazmin eden yok. Tavşanlı'da Tunçbilek bir maden şehri ama özelleştirilen termik santralleri zehir saçıyor. Kapanan maden ocakları işsizliği körüklüyor. Domaniç de aynı şekilde, daha önce de bahsettim, Osmanlı'da kurtuluşun beşiği, Hayme Ana'nın türbesinin olduğu yer ama hâlâ Bursa'ya ve diğer ilçelere bağlayan yolları yok. Çavdarhisar'da dünyanın ilk borsası, taş üzerine değerlerin yazıldığı bir borsa var, Zeus'un tapınağının olduğu yer; ulaşımı zor ama yine bilen yok, tanıtımı yetersiz. Altıntaş ve Aslanapa ilçelerimizin tek anılma sebebi, Zafer Havalimanı ve oradaki yolcu garantili sistemle devletin soyulması. Şaphane, Simav ve Pazarlar ilçemizde kiraz ve vişnecilik şu anda bitmek üzere. Tüccarın elinde ürün 1 liraya kadar düşüyor. Şu anda çiftçilerimiz, üreticilerimiz büyük bir ihtimalle ağaçları kesecekler. Depremden sonra Simav ilçemizin de yaraları sarılmadı. Dumlupınar ilçemizde 137 bin şehit verdiğimiz Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin gerçekleştirildiği Gediz Murat Dağı'nın eteklerindeki beldemiz tamamen ihmal kurbanı. Şimdi de altın çıkarılma bahanesiyle 8 milyona yakın ağaç kesilmek üzere ve tabiat yok edilmek üzere. Trikopis'in esir alındığı yer Murat Dağı, Gediz Muharebesi'nin geçtiği yer Murat Dağı. Eteklerinde Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin yapıldığı, akabinde "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir." emrinin verildiği yer şu anda yok edilmek üzere. Adını alan Dumlupınar Üniversitesinin hiçbir biriminin olmadığı, 3 bin civarında nüfusu olan ve Türkiye'nin en küçük ilçelerinden olan Dumlupınar hizmet bekliyor, önem verilmeyi bekliyor. Yolların en kısa zamanda bitirilmesi, tıp fakültesi hastanesi yapılması... 3 bin mevcuduyla Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulan yer. Eski milletvekillerinin boşta kalmasınlar diye dekan, rektör yapıldığı yer. Şehir hastanesi yok, il ve ilçe hastanelerinin doktor açığı had safhada. Çinide KDV'nin indirilmesiyle ilgili teklif olması gerekiyor, yapan yok. Murat Dağı'nda altın madeni izni verilmesi faciadır.

Bu vesileyle, Kütahya zaten yanmış durumda ama bugün yaşamış olduğumuz bir facianın yıl dönümü. Bir insan öldüren tüm insanlığı öldürmüş kabul ediliyor. Madımak hâlâ yanıyor.

Hepinize teşekkür ediyorum.