| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
HDP GRUBU ADINA FATMA KURTULAN (Mersin) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu önerge üzerinde sözümüz yoktu ancak İYİ PARTİ'nin Ali Kemal Özcan'ın İmralı'ya niye gittiğinin araştırılmasından yola çıkarak daha sonra farklı mecraya götürmek niyetinde olduğu bir konuşması bizi biraz zorunlu kıldı bu konuşmayı yapmaya.
Şöyle bir durum yani İYİ PARTİ'nin uzun zamandan beri, seçim öncesinde her zaman takındığı bir tavır vardı. Şunu söylemiştik, bu kürsüde de söyledik, orada da söyledik: İYİ PARTİ'nin daha çok, MHP'den biraz oy devşirmeye dönük, şimdi de MHP tabanından biraz insan devşirmeye dönük bir tutum içerisinde olduğunu her daim söyledik, hâlâ da onun peşinde.
Aslında, ülke bütün olarak kutuplaşmış, gerilmiş, bölünmüş, parçalanmış ama İYİ PARTİ hâlâ "Osman Öcalan niye TRT'ye çıkmış?" diyor. TRT diye bir şey mi kalmış arkadaşlar? TRT diye bir şey yokken Osman Öcalan'ın TRT'ye katılmasını oturup burada bu kadar insanı da meşgul eden bir tavır içerisinde... Ali Kemal Özcan niye gitmiş? Tamam, doğru, bunu sorun. Ali Kemal Özcan kimdir, niye gitmiş, kimin adına gitmiş? Ancak Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu böyle "cani, şu şudur, bu budur, bilmem nedir"le örtbas edemezsiniz arkadaşlar.
Açlık grevi diye bir süreç yaşandı. Bir milletvekiliniz, buranın bir üyesi doksan gün, yüz gün açlık grevine girdi. 4 bin insan açlık grevine katıldı, 8 kişi bedenini orada yok etti, yaşamına son verdi, "Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridi ben kınıyorum." dedi. Böyle bir lider dünyada yok. Ben onu övmek için buraya gelmedim, hiç onun da buna ihtiyacı yok. Benim kimseyi, HDP'nin kimseyi... Burada PKK'yi övmesine ihtiyacı da yok. Ancak böyle bir realite yaşandı ve daha önce Özal'ın yaptığı gibi, Demirel'in yaptığı gibi, rahmetli Erbakan'ın da yaptığı gibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında da üç yıl bu devlet Öcalan'la görüştü arkadaşlar.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Biz de tam olarak onu diyoruz işte.
FATMA KURTULAN (Devamla) - "Katil" diyorsunuz, "şu" diyorsunuz, "bu" diyorsunuz ama bu devlet üç yıl boyunca "Gel, anlaşalım. Bu sorun bitsin." dedi. Kötü mü yaptı? Belki bu Hükûmetin yaptığı en iyi iştir, tek yaptığı iştir bu ülke yararına.
AYLİN CESUR (Isparta) - Demirel, ne zaman konuştu ya? Yalan beyan vermeyin. Demirel, Suriye'den getirtti, yakalattı.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Bırak, Allah aşkına! Konuşmayın oradan.
Sonuç ne oldu? Birileri AKP'nin paçasından tuttu, saçlarından tuttu, Ergenekon çizgisine getirdi ve bu süreç de sonuçlandı. Şimdi, ödünüz kopmuş, acaba tekrar bir çözüm süreci...
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Ödümüz kopmadı, bizim ödümüz kopmaz.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Evet, çözüm süreci başlarsa koltuklarınız gider, doğru söylüyorsunuz. Bu telaşınızı sürdürün. Eğer çözüm olursa, Kürt sorununun demokratik çözümü bu Mecliste hayata geçerse sizin varlık nedenleriniz ortadan kalkacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Bize demiyorsun değil mi, karşı tarafa diyorsun.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Kürt sorunu gibi önemli bir sorunu böyle terörize eden, böyle kriminalize eden, bizi, HDP'yi farklı şekilde itham eden tutumlarınızdan vazgeçin.
İYİ PARTİ, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ye içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Niye? Gururunuz yok mu sizin?
FATMA KURTULAN (Devamla) - Şu an, koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP'yle yaptığınız ittifakta HDP'nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Haydi söyle bakayım, ne yapacaksın?
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Söyleyeyim, söyleyeyim.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Söyle hadi, buraya söyle.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Hayır, sadece size... Orada öyle sataşmayın.
Hepinize şunu söylüyorum: Hepiniz bu sorunu çözmek zorundasınız.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Çözeceğiz, çözeceğiz.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Bir kesiminiz de koşa koşa İmralı'ya gittiniz, ne dediniz? "Siz, Apo'yu dinlemiyorsunuz." dediniz bize.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Biz dertlerimizi çözeceğiz; siz, PKK'ya "alçak" diyeceksiniz, çözeceğiz. Siz, Abdullah Öcalan'a "alçak" diyeceksiniz, çözeceğiz.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Bizim kime ne diyeceğimizi biz biliriz.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Deriz, deriz. Çocuklarımızın katillerini gelin burada övün, ondan sonra...
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yavuz Bey, işte orada destek verin de çözelim ya!
FATMA KURTULAN (Devamla) - Bize böyle ayar veremezsiniz. Kırk defa söylemişiz, bize ayar veremezsiniz.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - İşine bak! İşine bak! Biz, oy avcılığı yapmadık, işine bak!
FATMA KURTULAN (Devamla) - Kime ne diyeceğimizi siz bilemezsiniz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Oy avcılığı yapan sizlersiniz, sizler!
YAVUZ AĞIRALİOĞLU( İstanbul) - Yapmadık, yapmadık! İşinize bakın, biz oy avcılığı yapmadık.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Haddinizi bileceksiniz.
BAŞKAN - Sayın Kurtulan, Sayın Grup Başkan Vekili, Meclise hitap edin.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Tamam, toparlıyorum.
Bir dakikada toparlıyorum Sayın Başkan.
Siz şunu bileceksiniz: En köşede oturuyorsunuz. Bakın, aritmetiğe bakın. Zar zor şu kapıdan içeri girdiniz, en köşede oturuyorsunuz, kapının eşiğinde oturuyorsunuz.(HDP sıralarından alkışlar) Böylesi bir partiye "Haddinizi bilin." "Şunu deyin, bunu deyin." diyemezsiniz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Diyen yok zaten!
FATMA KURTULAN (Devamla) - Siz haddinizi bileceksiniz.
Teşekkür ediyorum, saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)