| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP bir faşist hareket olarak iktidara gelmedi fakat iktidardayken bir faşist parti hâline geldi. Diyadin'de yaşanan, halka karşı işlenmiş suçu, seçilmişlere karşı işlenmiş suçu, saldırıyı şiddetle kınıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidar daha fazla ihtiyaç duyduğu kentsel imar rantını yönetmek amacıyla getiriyor bu tapu kanun teklifini. Bir sosyal medya kullanıcısı Türkiye'de "hard" kapitalizm olduğunu söylemişti. İşte bu kanun teklifi de 6306 sayılı Kanun da "hard" kapitalizmin kendisidir. Biz bu suça ortak olacak mıyız diye size sormak istiyorum. Deniyor ki: "Bu yasa teklifi yurttaşın mülkiyet hakkını elinden alıyor." Hayır arkadaşlar, mülkiyet hakkı bu ifadede tam yerine oturmuyor, mülkiyet hakkı bir avuç servet sahibinin elinde toplanıyor; yoksullardan, emekçilerden, işçilerden, Kürtlerden, Romanlardan, ezilenlerden konutlarına el konularak alınan rant olarak bu servet sahiplerine veriliyor.
Hatırlayın, bir Roman yurttaş ne demişti? Bir şarkı yazmıştı, şöyle demişti: "Tok tok TOKİ, yaktın bizi TOKİ!" şarkısını yazmıştı. Boşuna dememişti. Bu teklif inşaat şirketlerine, Cengize, Koline, Limaka, Kalyona yani bu dörtlü çeteye daha çok ve daha hızlı rant devşirmek için ekspres kanun olarak geliyor. Dörtlü çete, Dünya Bankasının 1990-2018 verilerine göre dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketler oluyor yani gönül belediyeciliği yapılıyor.
Ben size yerleşim alanlarının her türlü sorununda ve her türlü rantçı suistimallere karşı bir araya gelen Mahalleler Birliğinin sözlerini aktarmak istiyorum, onlardan söz etmek istiyorum. Daha çok İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Eskişehir'de örgütlüler. Kentsel dönüşümle rantsal alan ilan edilen yerlerde oturan, tapu hakkı verilmiş bu insanlar bir anda kendilerini evsiz ve haklarından mahrum bir şekilde buldular, mahallelerinden sürüldüler ya da sürülmek üzereler. Mahalleler Birliği temsilcileri grubumuzu ziyaret ettiklerinde bize şu taleplerini ilettiler, şöyle ifade ettiler sorunlarını: "Hiçbir bilimsel ve teknik analize dayanmadan riskli alan ve riskli yapı kararları alınmaktadır." dediler, "Mahkeme kararlarına uyulmamaktadır." dediler, "Hangi amaca hizmet edeceği belli olmayan rezerv alan kararları alınmaktadır." dediler, "Karşılığı olmayan ve abartılı rant hesapları dolaşıma sokularak komşu komşuya düşürülmektedir." dediler, "2981, 775 ve 4706 sayılı kanunlardan doğan tapu hakları kullanılamaz hâle getirilmiştir." dediler, "Diğer gerekçelerin yetmediği noktalarda ise acele kamulaştırma kararları alınmaktadır." dediler, "Adaletli dönüşüm için organize olan ve haklarını savunanlar engellenmekte ve daha birçok adaletsiz uygulamayla karşılaşmaktayız." dediler.
Şimdi, önümüze gelen bu kanun teklifinde doğrudan bu yurttaşlarımızı ilgilendiren birçok madde değişikliği öngörülmektedir ancak soruyoruz: Bu değişiklikler önerilirken sorunun taraflarıyla müzakere edilmiş midir? O sorunun mağdurlarının ve muhataplarının görüşleri alınmış mıdır? Hayır, alınmamıştır.
Değerli arkadaşlar, biz HDP olarak, kentsel rant ve talana karşıyız, yurttaşların dâhil olduğu yerinden dönüşümü savunuyoruz. Sosyal devletin görevi herkes için konut sağlamaktır. Barınma hakkının temel koşulu konuttur. HDP, konut hakkını en temel haklardan biri olarak görmektedir ve bunun için çalışmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Başta kadınlar olmak üzere herkesin barış içinde, onurlu bir şekilde yaşamını sürdürebileceği bir evde oturabilmesi gerekiyor. Biz, yaşam odaklı bir kentsel dönüşümü savunuyoruz; kentsel dönüşümü rant aracı olarak gören, sosyal dokuyu ve kent hafızasını yok eden, insanları yerinden eden, komşuluk ilişkilerini bitiren kentsel dönüşüm ve imar planlarına karşı çıkıyoruz; halkın da onayıyla, katılımıyla yerinden dönüşümü destekliyoruz, savunuyoruz. Yurttaşların hizmetlere erişim olanağı olan sağlam, sağlıklı, güvenli konut sahibi olmasını sağlamak devletin görevidir. Devlet yurttaşları için sosyal konut projeleri geliştirmeli ancak bu projeler ranta dayalı TOKİ projeleri olmamalıdır. Bu projelerde planlamadan imalata kadar tüm süreçlere yurttaşların katılımı sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Biliyoruz ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisine engelliler, uyuşturucuyla mücadele, deprem ve doğal afet içeren tekliflerden daha çok imar teklifi gelmiştir. 2014-2018 yılları arasında İmar ve Bayındırlık Komisyonunda 8.470 imar teklifi görülmüştür. Bunun anlamı, işte bu rant politikasının alabildiğine İstanbul'da sürmekte olduğudur, İstanbul seçimlerinin de bu rantı paylaşmama kavgası olduğudur. Komisyonda ise sadece 70 teklif rapor olarak görüşülmüştür deprem ve doğal afet konusunda.
Bütün bu doğayı, kentleri talan edenlere karşı 23 Haziranda gereken dersi tüm demokrasi güçleri birlikte İstanbul'da vermiştir AKP iktidarına. AKP'nin İstanbul'u kaybetmesi aynı zamanda bu rant düzeninin de sona ermesi anlamına gelmektedir. Hepimiz bunun için çalışmalıyız.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)