| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 91 sıra sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma, ve Turizm Komisyonu Raporu üzerine söz almış bulunuyorum.
7'nci maddeyle ilgili şöyle bir değerlendirmeyi yapmak bence doğrudur: Bir bölgeyle ilgili imar planı yapıldığında plan yapım koşullarının başında zaten o bölgede var olan kurumların görüşlerinin alınması plan yapım sürecinin başlangıcını oluşturur. O nedenle de doğal olarak kurum görüşlerine aykırı planın yapılmaması gerekir. Ancak görünen o ki burada çok sayıda imar planı yapılmış. Başta Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, ilgili İSKİ, BEDAŞ ya da değişik kurumlar tarafından verilmiş olumsuz görüşlere rağmen, imar planlarının gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerekse ilgili yerel yönetimler tarafından yapıldığını görüyoruz. Kurum görüşlerine aykırı plan yapmanın sonucu olarak da kamulaştırma hizmetlerinde ciddi sıkıntılar ortaya çıkmakta, kamulaştırılması gereken, "düzenleme ortaklık payı" adı altında ayrılmış alanlarda da binlerce insan mağdur edilmektedir. Düzenleme bu biçimiyle "Kamulaştırmayı artık ben yapamıyorum. Kamulaştırmayı yapacak bütçemde bir tek kuruşum yok, yerel yönetimlere aktaracağım ödeneklerim yok. Merkezî hükûmet olarak ben yıllardır bir kamulaştırma hizmetinden dolayı yükümlülüklerimi yerine getiremedim ve yurttaşları mağdur ettim." diyor ve bunu belgeyle, teklifle de birlikte ikrar etmiş oluyor.
Burada, tabii, bir düzenleme getiriliyor, deniyor ki: "Eğer imar planıyla 'düzenleme ortaklık payı' adı altında ayrılmış alanlarda biz eğer vatandaşın mülkünü alıyorsak ve burayla ilgili kamulaştırmayı yapmadan, burada 18 uygulaması yaparak vatandaşa hakkı olan tapuyu da veremezsek o zaman vatandaş bize müracaat etsin, kurumların da görüşünü alarak gelsin ve biz o kişiye 'düzenleme ortaklık payı' adı altında ayrılmış, hangi amaçsa o amaca uygun özel tesis yapılması iznini verelim." Yani hastaneye ayırmışsak, kamunun ihtiyacı olan hastaneyi biz devlet olarak yapamıyoruz, o zaman sen buraya özel hastane yapabilirsin. İlköğretim okulu, ortaöğretim okulu olarak ayrılmış eğitim alanına biz devlet olarak zaten okul yapamıyoruz, bunu bir kamu hizmeti olarak görme anlayışını da yavaş yavaş terk ediyoruz, o zaman biz eğitimi de özel sektörün yapmasının önünü açıyoruz. Daha da ilerisi, kültür tesisi alanları, spor tesisi alanları, kreş gibi bütün bu alanlarla ilgili özelleştirmenin bütünüyle önü açılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz plan yapıcının... Tabii, plan yapıcının esas olarak yerel yönetimler olması gerekir çünkü biz, Avrupa Birliğiyle birlikte geliştirdiğimiz yerel yönetim anlayışını, uzun yıllardır yerelin güçlendirilmesini hedef almış bir ülkeyiz ama görünen o ki burada merkezi güçlendirmek, merkezi güçlendirirken de o bölgede yer alan yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını ortaya koyacak olan temel hizmetleri yani düzenleme ortaklık payının kapsamı içine giren hizmetlerde de kamucu, toplumcu, halkçı anlayışı tümüyle terk ediyoruz. Bu biçimiyle, iktidar, bu alanda da büyük bir başarısızlığını bu teklifin içine bu maddeyi koyarak da kabul etmiş oluyor.
Başka önemli bir sıkıntı da şu arkadaşlar: Gene bu yasanın içinde hep görüyoruz ki DOP alanlarının içine mezarlıkları da dâhil ediyorlar. Yani yeni düzenleme ortaklık payı adı altında ayrılmış alanlara şehir merkezlerinde bulunan asırlık mezarlıkların da dâhil edilerek DOP hissesine dâhil edilmesi de kentlerin geleceği açısından ciddi sıkıntılar doğurmaktadır.
Yasa metni, bazı alanlarda yaratılmış olan sıkıntıları çözüyor ama özellikle Esenyurt gibi, Fikirtepe gibi, Küçükçekmece gibi, Gaziosmanpaşa gibi ciddi biçimde kentsel dönüşümde hak mağduriyetine uğramış yani müteahhitlerden daire almış, dükkân almış, bunların karşılığında sözleşmelerle hak sahibi olmuş olan binlerce İstanbullu yurttaş açısından ya da Anadolu'da yaşayan binlerce yurttaş açısından yeni bir düzenleme getirmiyor, bu biçimiyle de sorunları da gelecek yıllara ötelemiş oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; yasa, evet, içinde çok sayıda ilgili yasaya atıf yapan yeni düzenlemeler getiriyor ama bu yasanın içinde tapu ve kentsel dönüşümle ilgili bir düzenleme geliyorsa o zaman, yasa hazırlayıcının öncelikli olarak toplumda en fazla yasanın çıkmasına ihtiyacı olan toplum kesimlerini dikkate alması... Gerçekten, son üç yıl içinde yaşanan ağır ekonomik problemler, inşaat sektöründe yaşanan büyük daralmalar ve gerek arazi sahiplerinin, arsa sahiplerinin gerekse müteahhitlerin içinde bulundukları ekonomik çıkmazlar sebebiyle iflas etmelerinin sonucunda yaşanan bu büyük kentsel çöküntü alanlarından mağdur olmuş yurttaşların, tekrar söylüyorum, Esenyurt başta olmak üzere, kentsel dönüşüm mağdurlarının ve kent mağdurlarının sorunlarını çözecek yasanın hızla Parlamentodan çıkarılması gerektiğine inanıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)