GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:97
Tarih:03.07.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 91 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Türk sinemasının en güler yüzü, evlerimizin neşesi olmuş, büyük üstat Kemal Sunal'ı vefatının 19'uncu yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum. Mekânı cennet olsun.

Değerli milletvekilleri, tapu, imar ve kentsel dönüşüm gibi hususlarda yaptığımız kanunlar üzerinde iktidar ve muhalefet arasında zaman zaman anlaşma olmakta, zaman zaman olmamaktadır. Bu meselelerde de telafisi mümkün olmayan, vatandaşın mağdur olacağı ve topraklarımızın zarar göreceği hususlar vardır. Ancak telafisi olmayan asıl meseleler bir milletin geleceği, bağımsızlığı ve refahıdır.

Dün Çin basınına yansıyan bir haber hepimizi derinden üzmüştür. Sayın Cumhurbaşkanının kadim Türk yurdu Doğu Türkistan'a Çin ağzıyla "Şincan" demesi, orada zulüm altında inim inim inleyen soydaşlarımızın refah içerisinde yaşadığını söylemesi kabul edilemezdir. Bunu ne vicdanımız ne Türk tarihinin bize verdiği sorumluluk duygusu asla onaylamayacaktır. Madem Doğu Türkistan'da soydaşlarımız mutludur, haydi hep beraber Urumçi'ye gidelim, orada yaşayalım. Malum, ülkemizde ekonomik kriz, insan hakları ihlalleri, adaletsizlikler almış başını gitmiş durumdadır. Bizler belki orada rahat ederiz, mutlu oluruz. Eğer bu beyanlar Sayın Cumhurbaşkanımıza ait değilse Çin medyası her zaman yaptığı gibi bir çarptırma yaptıysa neden hâlâ Cumhurbaşkanlığı sözcülüğünden ya da İletişim Başkanlığından bir açıklama gelmemiştir? Sayın Cumhurbaşkanımızdan da bu mesele hakkında net bir açıklama bekliyoruz.

Biz İYİ PARTİ olarak Doğu Türkistan meselesinin takipçisiyiz. Oradaki insan hakları ihlallerini, Çin işkencelerini dile getirmeye devam ediyoruz. Bizim için al bayrak neyse gök bayrak da odur, Ankara neyse Urumçi de odur.

Saygıdeğer milletvekilleri, topraklarımızın imar rantına kurban gitmemesi için burada mücadele veriyoruz. Ama topraklarımıza vatan evlatlarının kanını döken cani teröristler bir seçim uğruna devlet televizyonuna çıkartılıyor, Sayın Cumhurbaşkanımız ve ortağı, bebek katili APO'nun mektubunu yorumluyor. Bu çok önemli bir sorundur.

Bugün İYİ PARTİ Grubu olarak TRT'de teröristlerin konuşturulması meselesini yargıya taşıdık. Aslında cumhuriyet savcılarımızın bizden önce harekete geçmesi lazımdı ama ne hikmetse geçmediler. Biz de kendilerinin eksiğini tamamlamak için yardımcı olduk. Türkiye Büyük Millet Meclisinde hem bu TRT faciasının araştırılması hem de teröristbaşının mektubunun okunması meselesi için araştırma önergeleri verdik ancak iktidar bunu reddetti. Neyin ortaya çıkmasından korkuyorsunuz kıymetli AK PARTİ'li milletvekilleri? Yoksa 2007'de Kürt açılımı diye başlattığınız, sonra sözde çözüm süreci adı altında devam eden ve devletimizin temellerine dinamit döşeyen sürecin bir yenisini mi başlatacaksınız? Yine bölücü hainler televizyonlara mı çıkacak? Yine Türk adını yasaklayacak mısınız? Yine hain teröristler Habur'da davulla, zurnayla mı karşılanacak? Bunları duyunca bizim tüylerimiz diken diken oluyor, milletimiz adına korkuyoruz, sizleri de uyarıyoruz: "İstanbul seçimi için son bir kurşun atalım." mantığıyla hareket ettiyseniz bunun devamından vazgeçin. O kurşun hainlerin eline geçer ve vatan evlatlarının canına mal olur. Siz seçim kazanacaksınız diye vatan evlatlarının toprağa düşmesine asla izin vermeyiniz.

Peygamber Efendimiz'in meşhur hadisişerifini hatırlatmak istiyorum: "Mümin, aynı delikten iki kere sokulmaz, ısırılmaz." Aynı yılan, ülkemizi ve milletimizi tekrar sokmasın değerli milletvekilleri. Bu hususta Cumhurbaşkanımızı, Kabinesini ve AK PARTİ'li arkadaşlarımı sağduyuya davet ediyorum.

Sayın milletvekilleri, "imar" ve "AK PARTİ" kelimeleri yan yana geldiğinde, bu konulardan hiç anlamayan bir kişi bile durur, düşünür çünkü on yedi yıllık AK PARTİ iktidarı, imar rantının sömürüldüğü, yandaş müteahhitlerin zengin edildiği, kamu hizmetinin değil, yandaş, özel teşebbüslerin düşünüldüğü bir dönem olmuştur. AK PARTİ'nin imar rantı konusunda sicil notu son derece bozuktur. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi'nin sürekli işaret ettiği 5 müteahhit, AK PARTİ iktidarları sayesinde ecdadımızın, evlatlarımızın uğruna kan döktüğü toprakları sömürmekte ve kul hakkı yenmektedir. Peygamber Efendimiz Veda Hutbesi'nde "Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız Rabb'inize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır." buyurmuştur. Toprak, namustur; AK PARTİ yandaşlarının toprağımıza el uzatmasına "dur" denmelidir.

Kıymetli milletvekilleri, görüştüğümüz kanun teklifinde suistimale açık pek çok husus vardır. Bu hususlarla alakalı görüşlerimizi hem Komisyonda hem sonrasında teklif sahiplerine ilettik. Burada şunu ifade etmek isterim: Biz yapılan işleri engellemek için değil, icraatların millet menfaatlerine uygun bir şekilde yapılmasını sağlamak, milletin sahibi olduğu malın, toprağın istismar edilmesini önlemek için muhalefet yapıyoruz. Vatan evlatlarının uğruna kan döktüğü bu topraklar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadelerindeki gibi, kaderine terk edilemez. Bu sebeple, bizim buradaki bütün uyarılarımızı iktidar dinlemeli ve istişare etmelidir. Ama görüyoruz ki Komisyon Başkanımızın kanun teklifi hakkındaki sorulara Bakanlığın cevap vereceğini söylemesi, Gazi Mecliste görüşülen kanunların milletvekillerince değil, bürokratlarca hazırlanarak getirildiğini bir kez daha göstermiştir. Meclisi, bakanlıkların getirdiği teklifleri onaylayan bir noter gibi çalıştırmaya hakkımız ve hakkınız yoktur.

Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde dikkat çekmek istediğim bazı maddeler bulunmaktadır. Teklifin 18'inci maddesinde Çatalca ve Silivri ilçelerindeki köylerin arazileriyle alakalı bir düzenleme var. Bu mesele yüz kırk yıldır çözülmemiş bir meseledir. Burada padişah tapularından kalan araziler vardır, vatandaş yüz kırk yıldır dededen toruna bu arazileri işletmektedir. Ama teklif, buradaki hazineye ait taşınmazlarla alakalı adaletsiz bir uygulama getirmektedir. Kanun, üç yıldır kullanan ile yüz kırk yıldır kullanan arasındaki farkı gözetmemektedir. Teklif ya kısa süre önce buralardan arsa alan ya da arsa takip eden emlak spekülatörlerine rant kapısı açmaktadır.

Saygıdeğer milletvekilleri, birinci bölümde de ikinci bölümde de kentsel dönüşüm kapsamında Cumhurbaşkanına yetki verilen düzenlemeler vardır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kapsamında bu yetkiyi veriyoruz ama biz korkuyoruz, yarın bir gün ikametgâh belgesini bile Cumhurbaşkanından alacak hâle geleceğiz. Sayın Cumhurbaşkanına her yetkiyi veren düzenlemelerden vazgeçmek gerekir. Bakanlık bu konuda yetkilidir, gerekli teklifi de onayı da verebilecektir. Cumhurbaşkanına yetkiyi vermek yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yetkiyi bırakmak daha doğru olanıdır.

Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde 2/B meselesi vardır. 2/B başvuruları 5 kez uzatıldı. Niçin? Çünkü vatandaş oradaki bedelleri ödeyecek durumda değil. Önce bu durum üzerinde düşünmemiz gerekmektedir. Mesela, çok net bir şekilde imar rantı olmayan, tarım için kullanılan arazilerin orman köylülerine ücretsiz verilmesinin ya da çok düşük miktarlarla devredilmesinin yolu açılmalıdır, bu tarıma da bir katkı olacaktır. 2/B çok sıkıntılı bir geçmişe sahiptir. Şüpheli yangınlarla orman vasfını yitiren araziler vardır, buralarda imar rantının, emlak spekülatörlerinin, yandaş müteahhitlerin kol gezdiği bilinmektedir. İktidar 2/B meselesini doğru yönetememiştir, hem talana hem de mağduriyetlere yol açacak bir politika izlemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Bu mesele süre uzatılarak değil daha kapsamlı bir teklifle düzeltilmelidir.

Değerli milletvekilleri, bunun gibi çok teknik meselelerin olduğu, vatandaşın mağduriyet yaşadığı ve suistimallere yol açabilecek düzenlemelerde önce Meclis araştırma komisyonları kurulması gerektiğini düşünüyorum. Yapboza dönüşen kanuni düzenlemeler yapacağımıza, tek seferde kalıcı çözüm yaratacak düzenlemeler yapmalıyız.

Saygıdeğer milletvekilleri, vatandaşımızın dile getirmemizi istediği bir husus da Devlet Demiryollarının emekçi makinistlerinin sorunlarıdır. Makinistlerimiz çoğu zaman ağır şartlarda ve uzun süreli çalışma saatlerinde sağlıklarını etkileyecek ortamlarda çalışmaktadırlar. Ancak 2008'de bir kanun değişikliğiyle yıpranma payı olarak bilinen fiilî hizmet zamları iptal edilmiştir, kendileri bu haklarını geri istemektedirler. Ayrıca geçmiş dönemden bu hakkı kazanan ve bazı yargı kararlarıyla da bu durumları onaylanan eski personel de bugün bu haklarından mahrumdur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bu hususu da yüce heyetinize dikkatle sunuyorum.

Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)