| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime seçim bölgemden tarafıma ulaşan bir feryadı sizlerle paylaşarak başlayacağım. Antalya Manavgat'ın Çardak köylülerine kırk elli yıldır tarım faaliyeti gerçekleştirdikleri arazilerindeki yanlış, denetimsiz ve bilirkişilere sorulmadan yapılan ölçümün bedeli ödetilmeye çalışılıyor. Bu köylüler bu bedelleri ödeyebilmek için bankalardan kredi çekmek zorunda kalıyorlar. Çardaklılar, herhangi bir rant konusu olamayacak, üzerinde yalnızca basit tarım yapılabilen bu arazilerden elde ettikleri cüzi gelirle evlatlarını yetiştiriyorlar; seslerine kulak verilmesini ve arazilerinde uzman kişilerce yeniden ölçüm yapılmasını talep ediyorlar.
Teklifte yer alan 2/B arazileriyle alakalı süre uzatımı ne Çardak köylülerinin ne de diğer orman köylüsü vatandaşlarımızın yarasına deva olmayacaktır. Millî gelirden en düşük payı alan orman köylüleri, daha önce 5 kez uzattığınız süreyi bir 5 kez daha uzatsanız dahi bu bedelleri ödeyemezler. Bu soruna ayrıntılı yeniden değerlendirmelerle çözüm yolları aranmalıdır. Bilmeliyiz ki millî servetimiz ve yaşam kaynağımız olan ormanlarımızın asıl bekçileri bu alanlara komşuluk yapan orman köylülerimizdir.
Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; alelacele çıkarılmak istenen bir imar kanunuyla daha karşı karşıyayız. Sadece bizleri değil evlatlarımızı, ülkemizin geleceğini de ilgilendiren bu kanunların yangından mal kaçırırcasına çıkarılmak istenmesine bir anlam veremiyorum. Keşke bu kanun maddelerini apar topar Meclise getirip daha sonra "Şehirlere ihanet ettik." demek zorunda kalmasanız, şehirlerimizin imar planlarını yapboz tahtasına çevirmeseniz.
Sevgili milletvekilleri, dünyanın birer incisi olan şehirlerimizi, medeniyetlere beşiklik eden bu coğrafyayı sırf birkaç kişi rant elde edecek diye imar aflarına, plansız programsız kentsel dönüşümlere kurban etmeyelim. Ülkemizin dört bir tarafından, müteahhitlerin insafına terk edilen vatandaşların mağduriyet çığlıkları yükselmektedir. Anladığım kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisinin çok kıymetli üyeleri vatandaşlardan gelen bu sesleri duymuyorlar. İhtisas alanım kulak, burun, boğaz olsaydı kendilerine inanın bu konuda yardımcı olmak isterdim, bu sayede işlerine gelmediği için mi duymuyorlar yoksa gerçekten duyma sorunu mu yaşıyorlar anlardık ama ben bir göz doktoruyum, bu konuda kendilerine bir kulak, burun, boğaz doktoruna gitmelerini öneriyorum.
Siyasete seferber ettiğiniz kara rantı gelirlerini tükettiniz, gök kubbeyi delmeye giriştiğiniz ucube yapılarla hava rantını da hallettiniz. Kanal İstanbul Projesi'yle deniz rantının da peşinde olduğunuzu duymayan kalmadı.
Sayın milletvekilleri, bu aralar bir de barışmak moda oldu. Kim kiminle, ne ile barışıyor birbirine girdi. Bana göre bir şehre hatta bir medeniyete yapılacak olan en büyük kötülük, güncel adı "imar barışı" olan imar affıdır. Bu af, vergi affından çok daha fazla sorun barındırmaktadır çünkü beraberinde çok büyük bir rantın kapısını da açmaktadır. Bu affa göre, 31 Aralık 2017'den önce kaçak bina yaptıysanız, fazla kat çıktıysanız hatta hazine arazisinde binanız varsa biraz para verip süresi uzadıkça uzayan dönemlerde yapacağınız başvuruyla bina ve katınız resmiyet kazanacak hatta binanızı 2017'de yapılmış gibi gösterebilmeyi de başaracak kadar kurnazsanız imar barışından yararlanabilirsiniz. Kaçak bina, kaçak kat cezaları affedilecek. Bu ne demek? Tarla vasfında bir yer alın, kendiniz alamıyorsanız birkaç arkadaşınızla hisseli parsel alın; hiç paranız mı yok, boş bir hazine, orman arazisi gözünüze kestirin, kafanıza göre projesini yapın ama depreme de dayanıklı olmasını göz ardı etmeyin, binanızı dikin. Çatı katında oturuyorsanız dubleks daire yapın veya çocuklarınızın oturacağı 2 kat daha çıkın. Müstakil villalar, çiftlik evleri de yapabilirsiniz, nasıl olsa üç beş senede bir imar affı, imar barışı ya da imar kardeşliği çıkar.
Aslında, niyetim bir imar barışına cümle kurmak iken dilim bir anda İmralı barışına, TRT'nin teröristle barışmasına gidiyor ister istemez. Milletin vergileriyle saltanat süren TRT, öyle ya da böyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin televizyonudur, orayı terör örgütünün borazanı hâline getirmekten hicap duymanız gerektiğini bir kez daha söylemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) - Teşekkürler.
Düşünün ki bir ülkede devleti hiçe sayan, kanunları çiğneyen, imarsız arsalara inşaat yapanlar belirli aralıklarla çıkarılan kanunlara dayanarak yüzde 3 gibi sembolik bir meblağ karşılığında iktidar eliyle ödüllendiriliyor. Hükûmetin icraatlarıyla öyle bir ülkeye döndük ki devlet kaçak inşaatları imar ediyor, kaçak vergileri affediyor, batık kulüplerin borçlarını ödüyor ama asgari ücretlileri görmezden geliyor. Bu af ve barışlar her şeyi kitabına göre yapan, kanunlara uyan vatandaşı enayi yerine koymaktan başka bir şey değildir. İnanın, bu kanunları yasalara uyan vatandaşlara anlatamazsınız.
Bu kanunları çıkaran ve çıkarmak isteyen partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Evet, ülkemizde "hukuk" ve "adalet" kavramları her geçen gün biraz daha zedeleniyor, zarar görüyor ama sevgili arkadaşlar, en azından partinizin adında "adalet" kavramının olduğunu unutmayın lütfen. Bu kanunlar çıkmadan önce şehirlerimize gidin, gezin, beton yığınları hâline gelen mahalleleri turlayın, evlatlarımıza miras bırakacağımız güzelim şehirlerimizin hâlini bir görün. Ha, görme konusunda sorun yaşarsanız, tanıdığınız bir göz doktoru olduğunu da unutmayın diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)