GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:10.07.2019

CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; konuya iki açıdan yaklaşacağım, birincisi yürürlükteki Anayasa açısından; ikincisi, olması gereken açısından.

Şu anda yürürlükte olan Anayasa'ya göre acaba Meclisimiz görev ve yetkilerini kullanabiliyor mu, yerine getirebiliyor mu? Birinci soru bu. Bu açıdan, bilindiği gibi Anayasa madde 7 "Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Bu yetki devredilemez." der fakat bir de 6'ncı maddenin son cümlesi var: "Hiçbir kurum ve organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." İşte bu konuda bir ayrıcalığımız var, tek bir organ var; Türkiye Büyük Millet Meclisi asli ve genel yetkiye sahip olan organ ama tek kuralı, tek kaydı şu: Anayasa'ya saygı kaydıyla her konuda düzenleme yapabilir. Buna karşılık, mesela, belirtildiği gibi yasama yetkisini kullanan Meclisimiz son bir yılda yaklaşık olarak 35-36 kanun çıkardığı hâlde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi sayısı 41'i bulmuştur ve bu kararnameler 2 bin maddeyi içeriyor ama bizim Meclisimiz yaklaşık 600 küsur madde çıkardı.

Şimdi, madde sayısı önemli değil ama belli olan, açık olan, bir paralel meclisin var olduğudur. Bu Meclis esasen genel ve asli yetkiye sahip Anayasa'ya göre fakat bir de Cumhurbaşkanının "Cumhurbaşkanlığı kararnameleri" adı altında, madde 104'te anayasal çerçevesi belirlenmiş olan yetkisi ve 6'ncı madde çerçevesinde kaynağını Anayasa'dan almayan hiçbir yetkiyi kullanamayan bir organ. Bunu açıklığa kavuşturmamız gerekir. Bu bakımdan bu öneri yerinde bir öneridir, bunu savunmamız gerekir, bunu desteklememiz gerekir. Bizim partimiz de Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini izleme komisyonunu önerecek, bu daha sonra burada tartışılacak, bu bakımdan bu teklif önemli. Demek ki şu anda kanun teklifinden Meclisteki konuşmalara kadar, buradaki tartışmalara kadar bu Anayasa çerçevesinde bile biz yasama yetkimizi Meclisin varlık nedeni doğrultusunda kullanamıyoruz, bunu saptamak lazım. Bizden daha çok saraydaki bürokratlar mevzuat yazıyorlar ama bizim yazdığımız mevzuatlar Anayasa'ya uygun olarak kullanılamadığı için, torba kanunu şeklinde olduğu için yürürlükteki mevzuatı bozucu bir etki de yaratıyor, oysa bizim varlık nedenimiz kodifiye etmektir ama biz mevcut olan kodları bu yöntem yanlışlığı nedeniyle bozmak için çaba gösteriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bu, olağan durumdur. Demek ki Türkiye Büyük Millet Meclisi yürürlükteki anayasal çerçevede görev ve yetkilerini kullanamamaktadır veya kullanmamaktadır ama bir başka organ Anayasa dışı görev ve yetkilerini kullanmaktadır. Olağan durum çerçevesinde biz görev ve yetkilerimizi sahiplenebiliriz yasamanın özerkliği adına fakat olması gereken ise yasama-yürütme arasındaki ilişkilerin anayasal denge ve denetim mekanizmaları çerçevesinde kullanılabilmesi açısından o zaman pekâlâ bizlerin yoğun anayasal birikimi vardır her partinin olduğu gibi -özellikle şu anda muhalefet konumunda olan 1'inci, 3'üncü ve 5'inci partilerin vardır- ve bu anayasal birikimler sadece şu anda Mecliste grubu bulunan partilerin değil, esasen Meclisin geçmişinden devraldığımız mirastır, sivil toplum emeğidir, aynı zamanda tarihsel mirastır. Bu tarihsel kazanımlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Toparlayayım Sayın Başkan izninizle.

BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım.

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu, Anayasa konusunda adım atma işi aynı zamanda bizim tarihsel olarak anayasal kazanımlar hanesinde yer alan önemli, siyasal ve anayasal miras olarak kabul edilebilir ve bu dört düzlemdedir: Yürürlükteki Anayasa, bu Parlamentonun gerçekleştirdiği kazanımlar, sivil toplum emeği ve uluslararası kazanımlar. Pekâlâ bu Meclis, eğer gerçekten Meclisin 100'üncü yılını saygın bir biçimde kutlamak istiyorsa, gerçekleştirmek istiyorsa Anayasa konusunda hiçbir handikaba kapılmaksızın adım atabilir. Evet, belki "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" deyimini kullanabiliriz ama anayasal denge ve denetim düzeneğinin bulunmadığı bir yerde demokratik hukuk devletinden bahsetmek zordur.

Önergeyi destekliyoruz Meclisin saygınlığı için.

Teşekkürler. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)