| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.07.2019 |
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisi tarafından hukuka, vicdana uyup uymadığına bakılmadan sadece Meclis çoğunluklarına güvenilerek çıkarılmak istenilen bir kanun teklifiyle daha karşı karşıyayız. Bu seferki konumuz turizm.
Her şeyin en iyisini bilen, en doğrusunu düşünen pek muhterem Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerimiz televizyonlarda gördükleri "Turizmde rekorlar kırıldı. Şu kadar turist Rusya'dan geldi. Otel odaları doldu, taştı." haberlerinin etkisinde kalarak bir kanun teklifi hazırlamışlar. "Madem otelciler bu kadar para kazandı, biz de bunlardan pay alalım." demişler. E, bu payı da bir isim, şöyle cafcaflı bir kanun adıyla almaları gerekiyormuş: "Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi." Ne güzel bir isim değil mi? İnsana etkili geliyor. İsim güzel, peki içerik nasıl? İçerik de tam istedikleri gibi, özetle "Madem bizim televizyon kanallarına göre oteller paraya para demiyor, biz de buradan pay alalım, kendimiz harcayalım, harcarken de hesap vermeyelim." diyor.
Sevgili arkadaşlar, size, turizmin içinden gelen, tüm hayatı turizm bölgesinde geçen; turizmin emekçisinden, esnafından, otel işletmecisinden çalışanına kadar herkesi tanıyan bir kardeşiniz olarak buradan seslenmek istiyorum: Geçmiş altı, yedi yıl içerisinde turizmde çok büyük krizler yaşadık, ekonomik sorunlar, Rusya'yla yaşanan uçak krizi ve 15 Temmuz gecesi yaşadığımız hain darbe girişimi hep turizmi vurdu. Turizmci bu dönemi atlatmak için Nobel ödüllü ekonomistleri kıskandıracak hamleler yaptı. Neler mi yaptı? Yeri geldi, yüksek faizle borçlandı; yeri geldi, arabasını sattı, evini sattı, masraflarını karşılayamadığı için açılamayan oteller bile oldu. Bu dönemde turizmcinin başvurduğu yollardan biri ise özellikle uluslararası acentelere odaları çok ucuz fiyata satmak oldu. Neredeyse sadece masrafları karşılayacak rakamlarla her şey dâhil sistemi içinde satılan odalar ülkemizi her geçen gün ucuz turist cenneti yaptı. Para harcamayan, odalardan çıkmadan her şey dâhilin neyi var neyi yok tüketen turistlerin sayısı her geçen yıl arttıkça arttı. Uluslararası acentelere elini kaptıran otelciler ne yaptılarsa kollarını bir türlü kurtaramadı, bir önceki yılın paralarını alabilmek için yeni yılın odalarını da onlara verdi. Doğrudur, turizmimiz her geçen yıl sayısal olarak artış gösterdi ancak konaklama ücretleri ve turistlerin şehirlere yaptıkları ekonomik katkı ise gittikçe düştü. On yıl önce 4 milyon turistin işletmelere ve şehirlere sağladığı katkıyı şimdilerde 12 milyon turist maalesef ki sağlayamaz hâle geldi.
Sayın milletvekilleri, özellikle yandaş kanallarda gördüğünüz sadece gelen turist sayısını anlatan rakamlarla böyle bir kanun çıkaramayız. Otelcilerden yüzde 1 pay almaya çalışmak yerine turistlerden daha çok katkı almalıyız. Burada, şehir vergilerini konuşmalıyız, turisti otelden çıkarmanın yollarını konuşmalıyız, otellerimizi her şey dâhil girdabından çekip çıkaracak olan yolları konuşmalıyız ama biz tüm bunlar yerine, otelcilerden yüzde 1 pay alalım, para bize gelsin, ama nereye harcadığımızı kimseye söylemeyelim, hesap vermeyelim diyen bir kanun teklifini görüşüyoruz. Hazırlanan kanun teklifiyle özetle "Otelcimizden yıllık yüzde 1 pay alalım, bu payı harcaması için bir kurul kurulsun; bu icra kurulunda Bakan Bey'in seçtiği işletme temsilcileri, bakan yardımcıları ve üst düzey bürokratlar yer alsın, ayrıca bu icra kuruluna yerli ve yabancı yatırımcılara kaynak aktarma yetkisi verilsin. Bir de Sayıştay da dâhil olmak üzere hiçbir kişi ya da kurum bize soru sormasın." diyorsunuz.
Bu kanun turizmcilere artı yük olacağı gibi kanunlarımıza da aykırıdır. Turizmcinin rızkını alıp kimseye hesap vermeyecek bir kurula vermenin açıklanabilecek bir tarafı yoktur. Gelin bu ısrarınızdan vazgeçin, turizm bölgelerimizi geliştirelim, zor durumda olan esnafımıza destek olacak projeleri hayata geçirelim. Denizlerimizi temiz tutacak yatırımları hayata geçirelim, farklı turizm pazarlarını açalım. Ama bunu turizmcilerimiz yerine turistlerden alacağımız paylarla yapalım. "Biz yaptık oldu." olmamalı. "Meclisin isminin ruhuna uygun tavırlar nerede?" diye sormak geliyor içimden.
Buraya kadar turizmin gelişebilmesi için yapılacakları yaşadıklarımdan yola çıkarak anlatmaya çalıştım. Konuşmamın sonunda ise turizmin geleceği için yapılmaması gereken ufak birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çokal, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
Buyurun.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) - Suriyelilerin sahildeki yakışıksız görüntülerini özenle gizleyin bu tanıtımı yaparken. Kapadokya, Karadeniz yaylalarında, Akdeniz sahillerinde imar barışı fırsatçılarının ucube yapılarını sakın ha sakın tanıtıma katmayın. Belek'te tarla gibi sürülen deniz kaplumbağası yumurtlama alanlarını asla afişe etmeyin. Siyasette bizim sahillerimizi pazarlamaktan sorumlu, ticarette ise şirketi Yunan adalarına tur götüren, son derece profesyonel bir yaklaşım sergileyen Sayın Bakan Bey'in şirketinin Yunanistan turizmine katkılarını da bir sır gibi saklamayı sakın ha sakın unutmayın. Ve çok önemlisi, Okluk sarayıyla ilgili önceki ve şimdiki görüntüleri kesinlikle paylaşmayın deyip Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkürler. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)