GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:10.07.2019

OYA ERSOY (İstanbul) - Genel Kurulunuzu saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Bu madde ajansın gelirleri arasında sayılan turizm payını düzenleyen bir madde. Nedir bu turizm payı? Turizm kapsamında eğlence, konaklama, seyahat gibi işlerle ilgilenenlerin net gelirlerinden belli oranlarda alınacak katkı payı. Aslında salma salınarak ajansa kaynak yaratılıyor. Adı anılınca söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum, bunun adı açıkça haraçtır. Bu pay işletmelerin kârları üzerinden değil bütün gelirleri üzerinden alınıyor. Yani giderleri gelirlerinden fazla olsa dahi elde ettiği gelir üzerinden önce bu payı ödemek zorundalar. Her işletmenin her dönem kâr etmesi mümkün olmadığı için işletmelerin zarar etmesi hâlinde dahi ödemesi gereken bir pay; vergi borcu doğmasa dahi bu turizm payını ödemek zorunda.

Turizm sektörüne getirilen bu ek mali yükümlülük öncelikle pansiyon, kamping, hostel, küçük lokanta, kafeterya gibi küçük ölçekli işletmeleri vuracak; bu açık.

Peki, sektöre yeni giren, iş hayatına yeni girmek isteyen işletmelerin durumu ne olacak? Çok açık ki sektörü büyütmek için, işte, elde ettikleri gelirleri yatırıma aktarmak, işletmelerini büyütmek yerine bunlardan vazgeçecekler, yatırım yapmayacaklar. Çok açık ki sektörün büyümesine engel olacak bir düzenlemeyle karşı karşıyayız.

Peki, işletmeciler ayakta kalmak için ne yapacak?

Birincisi: Fiyatlara zam yapacak, bunu fiyatlarına yansıtacak ve bu durum da mevcut ekonomik kriz içerisinde zaten tatil yapmakta zorlanan yurttaşların sırtına binecek.

İkincisi: Personel maliyetlerini düşürme adı altında işten çıkarmalar gelecek. Zaten ekonomik krizle birlikte 7 milyonu aşan işsizler ordusuna yenileri eklenecek.

Ayrıca turizm sektörü, biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz, 1 milyondan fazla sigortalı çalışanın yanında, yüz binlerce sigortasız ve güvencesiz çalışan işçinin olduğu bir sektör. İşte, bu tasarıyla, işsizliğin yanında, sektördeki sigortasız ve güvencesiz çalıştırma artacak. Yani bu tasarı, işsizliği ve güvencesiz çalıştırmayı teşvik eden bir tasarı olarak önümüzde duruyor.

Şimdi, asıl soruya dönelim. Hâlihazırda bir Kültür ve Turizm Bakanlığımız var. Bu Kültür ve Turizm Bakanlığının ne işi var ki ayrı bir organ, yapı kurmak istiyorsunuz? Turizm sektöründe tanıtım işi Bakanlığın zaten asli görevi değil mi? Bakanlık bünyesinde Tanıtma Genel Müdürlüğü de varken şimdi bu asli görevlere dair ayrı bir ajans kurulmasının amacı nedir? Herhâlde ülkeyi şirket gibi yönetme mantığının bir sonucu ya da iddiasının bir sonucu.

Ajansın gelirleri nereye harcanacak? Sabahtan beri tartışılıyor. Her ne kadar AKP sıraları boşsa da, halktan toplanan paralar nereye harcanacak, nasıl denetlenecek ve neden Sayıştay denetiminden kaçırma ihtiyacı hissediyorsunuz? Yine, kamu kaynaklarını yandaşlarınıza yağmalatmak için, on yedi yılda 186 kez değiştirdiğiniz Kamu İhale Kanunu'ndan bile bu ajansları muaf tutma ihtiyacını ne tür bir ihtiyaçla hissediyorsunuz ve düzenleme öneriyorsunuz? Bu, saraya yeni kaynak aktarmak mı?

Sayın milletvekilleri, gelin, bu ekonomik kriz koşullarında krizin yükünden halkı kurtaracak önlemler için mesai yapalım, kafa yoralım, Meclisi çalıştıralım. Milletvekillerinin, Meclisin, bizim, hepimizin derdi saraya değil, halkın en temel yaşamsal ihtiyaçlarına kaynak yaratmak olmalıdır. Bu toplanan paralarla faaliyet gösterecek ajans, sözde, ülkemizi tanıtacak, ülkemize yabancı turist çekecek.

Değerli milletvekilleri, sizce dünyadan bu ülke nasıl görünüyor? Öncelikle ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir ülke. Keyfî gözaltılarla, işkencelerle; bilim insanlarının akademiden uzaklaştırılıp adliye koridorlarına mahkûm edildiği; gazetecilerin, siyasetçilerin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının hapsedildiği; düşüncenin suç sayıldığı, tiyatro oyunlarının yasaklandığı; sansürle, baskılarla, hukuksuzlukla tanınan bir ülke hâline geldik.

Bugün elimize yeni bir tebligat geldi, bunu size göstermek istiyorum. Giresun Halkevimizin Halkalı köyünde oynayacağı Aziz Nesin'in "Toros Canavarı" oyununun yasaklandığını tebliğ eden bir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ersoy, sözlerinizi tamamlayın.

OYA ERSOY (Devamla) - Bu tebligatla Aziz Nesin'in "Toros Canavarı" oyununu Keşap Kaymakamlığı yasaklamış. Neden? Uygun görmemiş kaymakamlık.

Çok net söyleyeyim: Aziz Nesin bu ülkenin değeridir ve onun tiyatro oyununu denetlemek hiçbir kaymakamın haddine değildir.

Değerli vekiller, hukukun ve güvenliğin olmadığı bir ülkeye yabancı turist gelir mi? IŞİD çetelerinin elini kolunu sallayarak cirit attığı, ne zaman nerede bombalamanın yapılacağının bilinmediği, IŞİD liderine Reyhanlı'da kitlesel cenaze töreninin düzenlendiği bir ülkede ve devletin seyrettiği bir ülkede yabancı turist bekliyor musunuz?

Yıllardır tarihî ve doğal güzellikleriyle övündüğümüz memleketimizin doğası RES'lerle, HES'lerle, JES'lerle, kıyı doldurmalarla talan edilirken, tarihî ve kültürel mirasımız yağmalanırken, on iki bin yıllık tarihî değer Hasankeyf sular altında bırakılırken turizmi nasıl teşvik edeceğiz?

Son sözüm, ülke algısını değiştirecek olan ajans kurmak değil, siyaset kurumudur, Meclistir; bu açıdan Meclisi göreve davet ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)