| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.07.2019 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Sözlerime, Avrupa'nın ortasında, Srebrenitsa'da yaşanan soykırımı hatırlatarak başlamak istiyorum. Bosna'nın bilge Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç Bosna'da yaşanan katliamı ve soykırımı şöyle tanımlamıştır: "Bizi, siz Müslüman'sınız yani siz Türk'sünüz diye öldürüyorlar." Srebrenitsa'da akan kan bizim kanımızdı, alınan can bizim canımızdı, bu soykırımı asla unutmayacağız. Başta Srebrenitsa olmak üzere, Bosna'da "Müslüman ve Türk'sünüz" diye öldürülen kardeşlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Genel Kurul sürecinde teklifle alakalı iyileştirici düzenlemelerin olması turizm sektörü ve kamuoyu açısından olumludur ancak yeterli değildir. Yüzde 1 olarak belirlenen turizm payının yüzde 0,75'e düşürülmesi, ilk ödeme tarihinin bir ay ertelenmesi, teklifin ilk hâline göre olumludur ancak gerçeklere göre hâlâ ekonomik tahribat yaratacak düzeydedir. Kanun teklifinin Komisyona geldiği ilk gün sektör temsilcilerinden "En azından yüzde 0,5 olsun." açıklaması gelmişti ve biz Komisyonda "0,25 olsun" önergesi vermiştik; ne yazık ki kabul edilmemişti. Turizm sektörünün önde gelen üç örgütü TÜRSAB, TÜROFED ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği ise ortak bir öneriyi geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşmıştı. Bu noktada, turizm payının bileşik tesisler ile konaklama tesislerinde konaklayan yabancı ziyaretçilerden tahsil edilmek üzere alınmasını teklif etmişlerdi. Burada otellerin yıldız sayılarına göre 2,5 eurodan başlayan bir gecelik ödeme öngörülmüştü. Biz, bu hususu Komisyonda da muhalefet olarak dile getirmiştik ancak orada da kabul edilmemişti. Ben iktidarın her kanun teklifinde, her meselede bu kadar inatçı olmasını anlayamıyorum. Sektör temsilcilerinden tepki var, muhalefetten tepki var, işletmecilerden tepki var ama "İlla ki bizim dediğimiz olsun." anlayışı maalesef devam ediyor. Bu teklifteki turizm payı meselesi, bu hâliyle de kalsa yumuşatılsa da sektörü zora sokacaktır.
Kıymetli milletvekilleri, 7'nci maddede, denetimle alakalı bir konuşmamız olacak. Bu ve peşinden gelen 8'inci maddeyle ajans, teklif veren üç bağımsız denetim kurumundan biri tarafından denetlenecektir. Denetim sürecini de icra kurulu yönetecektir. En başından beri burada ciddi bir itiraz var. Neden bu ajans Sayıştay tarafından denetlenememektedir? Teklif sahipleri ve teklifi hazırlayan bürokratlar Sayıştaya güvenememekte midir, yoksa İstanbul seçimleri öncesinde Sayıştay raporları ve açıklamaları gibi hususların iktidarı zora sokmasından dolayı mı Sayıştay buraya sokulmak istenmemektedir?
Değerli milletvekilleri, geçmişte pek çok kalkınma ajansı kurulmuştu. Bu ajanslar, Sayıştay denetimine tabiydi. 2007'de açıklanan Sayıştay raporları bu kalkınma ajanslarının kaynaklarının yüzde 75'e yakın bir kısmının "proje destekleme" adı altında çeşitli dernek ve vakıflara aktarıldığını göstermiştir. Buradan yola çıkarak sormak istiyorum. Bu kanunla kuracağımız turizm ajansına işletmecilerin dişinden tırnağından ayırdığı paralarla ödeyeceği turizm payını yandaş derneklere, TÜRGEV'e, TÜGVA'ya mı aktaracaksınız? Yarın bir gün TÜRGEV gibi yandaş kuruluşlar turizmle alakalı bir eğitim faaliyeti ya da bir turizm projesi yaparsa meselenin takipçisi olacak ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacağız.
Sayın milletvekilleri, son olarak, turizmin idaresinde en önemli paydaşlardan biri olan yerel yönetimlerin yani belediyelerin temsili hususunu ifade etmek istiyorum. Bu ajansın yönetiminde Türkiye Belediyeler Birliğinin bir temsilcisinin yer alması çok çok önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın lütfen.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Şehirlerimizde turistlerin günlük yaşamına ve gezi faaliyetlerine en çok temas eden kurumların başında, hiç şüphesiz ki şehirlerimizi yöneten belediyeler vardır. Acaba teklif sahipleri partilerinin Ankara, İstanbul, Antalya gibi büyükşehirleri kaybetmiş olmasından dolayı mı yerel yönetimleri görmezden gelmişlerdir? Belediyeleri bu konuda yok saymak doğru değildir diyor; bu düşüncelerle teşekkür ediyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)