GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:10.07.2019

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu kanunla birlikte yeni bir ajans kuruyoruz, yeni bir fon oluşturuyoruz; bu fona da para toplayacağız. Bu kanunda belirtildiği üzere "Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı" altında oluşturulacak fona otellerden, bakanlık belgeli restoranlardan ve eğlence yerlerinden, deniz turizmi yapan teknelerden, kârına bakmaksızın, kâr edip etmediğine bakmaksızın cirosunun yüzde 1'i kadar para alacağız, fonun kasasını dolduracağız. Ne yapacak bu fon? İstediği yere destek olacak, istediği yere kaynak aktaracak.

Değerli arkadaşlar, her şeyden önce şunu söylemek istiyorum: Bir ülkenin en önemli değeri demokrasidir. Bir ülkenin en önemli değeri ifade özgürlüğüdür, hukukun üstünlüğüdür, kadınlara ve çocuklara verdiği değerdir, onların yaşam standardıdır. Bir ülkenin en önemli değeri doğaya, çevreye, tarihe ve kültüre gösterdiği saygıdır.

Bu kanunu önümüze getiren bakanlık yetkililerine sormak istiyorum: Türkiye'yi tanıtacaksınız. Bu fonla, biriken parayla birlikte Türkiye'yi tanıtacaksınız. Ne diyeceksiniz? "'Barış gelini' olarak bilinen, onlarca ülkeyi gezen İtalyan kadın sanatçı Pippa ülkemize geldiğinde tecavüz edilip öldürüldü." mü diyeceksiniz? Ne diyeceksiniz? "Amerikalı kadın turist Sarai İstanbul'un göbeğinde kafası taşla ezilerek öldürüldü." mü diyeceksiniz? Ne diyeceksiniz? "Nevşehir'e gelen Japon öğrenci bıçaklanarak öldürüldü." mü diyeceksiniz? Ya da "Okluk Koyu'na 300 odalı saray yaptık, ormanı katlettik." mi diyeceksiniz? Yassıada'yı nasıl dümdüz ettiğinizi mi anlatacaksınız?

Değerli arkadaşlar, yurt dışındaki ülkelerden Türkiye'ye gelen turistlere sürekli uyarı yapıyorlar "Gittiğinizde Cumhurbaşkanını eleştirmeyin." diye. Buraya gelen turistlere "Cumhurbaşkanını eleştirirseniz eğer, on yılda 200 tane hapishane yaptık, onları size gezdiririz." mi diyeceksiniz? Ya da ne diyeceksiniz? "Bu ülkede gazeteciler, milletvekilleri hapishanelerde yatmaya doyamadı." mı diyeceksiniz? Ya da "Yurt dışından gelen gazetecileri işimize gelmediğinde rehin alabiliyoruz." bunu mu söyleyeceksiniz? "Kadın cinayetlerini, çocuk istismarını engelleyemedik, bizim dönemimizde katbekat arttı." mı diyeceksiniz?

Değerli arkadaşlar, bahsedildi ama yine bahsetmek istiyorum, üzerini bir kez daha vurgulamak istiyorum: "On iki bin yıllık Hasankeyf'i, diğer adı Hısnıkeyf, Kartal Yuvası, bu Kartal Yuvası'nı sulara gömdük." mü diyeceksiniz? "Dünyanın ilk beyin ameliyatı yapılan Alyona Antik Kenti bizim dönemimizde toprak altında kaldı." mı diyeceksiniz? Ne diyeceksiniz? Zeugma'yı nasıl kurtaramadık, bunu mu anlatacaksınız? Kapadokya'ya nasıl AVM yaptığınızı mı anlatacaksınız? Ya da ben kendi şehrimden örnek vereyim: 1.400 tane tescilli konak var Kastamonu'da, 2 tane millî park var, 1 tane kokartlı rehber var; bunu mu anlatacaksınız? Değerli arkadaşlar, ormanlarımızı, kıyılarımızı nasıl yağmaladığımızı mı anlatacaksınız?

Şimdi, bu yasayla birlikte 17 bin otelden, binlerce tekneden, yüzlerce eğlence merkezinden para toplayacağız, ajansın fonunu oluşturacağız; istediğiniz yere kaynak sağlayabileceksiniz, istediğiniz yere destek olacaksınız ve bu ajans Sayıştay denetiminden muaf olacak değerli arkadaşlar. Şimdi, Türkiye'de ilk defa fon oluşturmuyoruz. İşsizlik Fonu oluşturdunuz, nerede bu paralar? Bankaları kurtarmaya aktardınız. Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndaki paralar nerede? Öfkeli gençlere maaş olarak gitti. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndaki paralar nerede? Lüks otellerde harcandı, limuzin kiralama şirketlerine gönderildi. Özelleştirme Fonu'ndaki paralar nerede? Seçim bütçesi olarak kullandınız. Varlık Fonu'ndan kim hesap sorabiliyor, ne olduğunu nereden biliyoruz? Bilmiyoruz.

Değerli arkadaşlar, Sayıştay denetiminden muaf olmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. "Kâr etse de zarar etse de ben gelir, tepene binerim, yüzde 1'i alırım." demek, "Yüzde 1'i almazsam Vergi Kanunu'na tabisin." demek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük. Bu parayı toplayacağınız insanlar Vergi Kanunu'na tabi olacak, siz hiçbir kanuna tabi olmayacaksınız, Sayıştaya tabi olmayacaksınız, genel hukuk hükümlerine tabi olmayacaksınız. Değerli arkadaşlar, demokrasi demek denetim demektir. Bu kanunun özeti şu: Bir, birilerine rant sağlayacaksınız; iki, birilerine iş sağlayacaksınız; üç, yerel yönetimleri kaybettiniz, birilerine koltuk sağlayacaksınız. Değerli arkadaşlar, bu yasa bu hâliyle ülkeye yarar getiremeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baltacı, hemen toparlayın.

Buyurun.

HASAN BALTACI (Devamla) - Bir ülkeyi tanıtmak için barışa ihtiyaç var, demokrasiye ihtiyaç var, adalete ihtiyaç var, hukukun üstünlüğüne ihtiyaç var; doğaya, çevreye, insana saygıya ihtiyaç var; kadınların ve çocukların yaşam kalitesini yükseltmeye ihtiyaç var.

Son olarak şunu söylüyorum: Komisyon Başkanı söyledi, "Bu ajans özerk olacak." dedi. Bu Meclise soruyorum: Bir ülkede üniversitelerin özerk olmadığı yerde para toplayan bir ajansın özerk olması akla uygun mu değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Önce üniversiteleri özerkleştirelim, önce bilim kurumlarını özerkleştirelim.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.