| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
BEDRİ SERTER (İzmir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi üzerine konuşmaya çıktım.
Evet, şaşırıyorum bazen "Nereden başlayayım?" diye. AK PARTİ hükûmetlerinin paramparça hâle getirmiş olduğu kamu kaynakları ve yok ettiğiniz Varlık Fonu sonrasında gemi kıyıya vurmaya başladı. Yetmedi, bu kez "ajans" adı altında, hesabını vermeyeceğiniz, Sayıştay denetiminden muaf tutmaya çalıştığınız, üstelik de amacı turizmi geliştirmek olan bir kurumu burada gündeme taşıdınız. Turizm Komisyonumuzda, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalif parti yetkilileriyle biraz yumuşatıldı, 1 puan, 0,75'e çekilmiş oldu, hesap vermek de işin içine girdi, bağımsız bir denetim kurumu ve arkasından Sayıştayın onayıyla hesap verilebilir duruma geldi. Ama benim bildiğimiz kadarıyla, deminden beri de konuşmacıların söylediği gibi, Bakanlığa bağlı Turizm Tanıtım Genel Müdürlüğü mevcuttur. Kanun, turizm payı alınmasından söz ediyor yani tüm kurum, kuruluş ve emekçilerin cirolarından haraç almaktan bahsediliyor. Tabii, 2019 yılının ilk üç ayında turizm yatırımcılarının ve emekçilerinin mücadelesiyle 5,5 milyona ulaşmış yabancı turist sayısı ve 4,6 milyar dolar civarındaki turizm geliri Hazinenin avuçlarını kaşındırdı, iştahını kabarttı belli ki. Tabii ki Hükûmetin asli görevlerinden biri de ülkenin turizmini tanıtmaktır fakat on yedi yıldır ülkenin turizminin tanıtılmaması ve geliştirilmemesi konusunda nereye geldiğimizden biraz bahsedeyim.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2002 yılında işletme belgeli konaklama tesis sayımız 2.124; bugün gelinen nokta ise on yedi yıl sonra sadece artı 1.800 tesis ilave edilmiş. Yine 2002 yılında yatak sayısı 396 binken on yedi yıl sonra ancak 975 bine çıkartılabilmiş ama turizm sektörünün emekçilerinin verdiği tüm mücadele sonucunda 2002 yılında 13 milyon olan yabancı turist sayımız bugün 40 milyon sayısına ulaşmış. Bunun yanında ülkemizde turizm yatırım ve teşvikleri yapılırken bile taraflı davranıldığını anlatmak istiyorum. Türkiye'nin dört bir yanı turizm cenneti olmasına rağmen yatırımcıların çoğu -kusura bakmasın Antalyalı vekillerim- Antalya bölgesi ve Akdeniz Bölgesi'ne yağdırılmakta. Düşünün ki 2017 yılında Antalya'ya gelen turist sayısı 10 milyonu bulurken İzmir sadece 700 bin turistle sınırlı kaldı. Bunun bir başka örneği -Bakanlığın kılı kıpırdamıyor bu konularda. Bu örnekleri Trabzon, Kars, Diyarbakır, Kayseri, Bursa ve birçok ilimizle beraber de eşleştirebilirim- açık açık, İzmir'le beraber tüm Türkiye üvey evlat muamelesi görmekte.
Türkiye bir turizm ülkesi ama bir Avrupa örneğiyle buna devam etmek istiyorum, örnek İspanya. Kişi başı gayrisafi millî hasıladaki pay 41 bin dolar. 2018 yılında 103 milyar dolar turizm geliri elde etmiş İspanya. Beş yıldızlı turizm tesisi sayısıysa sadece 314 ama bizim 2018'deki turizm gelirimiz sadece 29,5 milyar dolar. Beş yıldızlı tesis sayımız ise 703. Tesis sayısında 2 kat fazlayız ama ciroda üçte 1'deyiz. Buradan da anlaşıldığı gibi nitelik mi, nicelik mi? Bakanlığın dikkatini çekmekteyim.
Bir de dünya turizminin göz bebeği kongre turizmi var. Bizim Bakanlık farkında mı bilmiyorum? Ben bu verileri toplarken hem Bakanlıktan hem TÜRSAB'dan bazı kongre turizmiyle ilgili veriler istedim; hiçbir noktaya ulaşamadım.
TÜRSAB'da son verilere göre kongre turizminin öncelikli olduğu kitle turizmi, diğer turizm alanlarına göre 3 kat fazla harcama yapmakta. Kongre turizminin dünya turizmi gelirlerinin içindeki payı da yüzde 30; çok ciddi bir rakam. Ayrıca, OECD rakamlarına göre kongre turizmi yapılan ülkelere kişi başı gayrisafi millî hasılada +2.500 dolar yazmakta.
Kongre turizminin önemini vurgulamak için basit bir turizm girdi rakamı vermek istiyorum sizlere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
BEDRİ SERTER (Devamla) - Bir yerli turist sadece 100 birim harcama yapmaktayken normal bir uluslararası turist 204 birim harcama yapmakta, kongre turizmi katılımcısı ise 364 birim harcama yapmakta. Verdiğim bu verilerle Türkiye turizminin nerelere gitmesi gerektiğini vurguladım, tabii ki anlayana.
Bundan böyle iktidarın en önemli görevlerinden biri, turizm yatırım ve teşviklerini Türkiye'nin dört bir yanına akılcı ve demokratik bir yaklaşımla paylaştırmasıdır. Türkiye'nin bacasız sanayisi olan turizmin emekçilerinin cirolarında ve kârlarında devletin gözü olamaz ve olmamalıdır. Bu yüz akı sektörümüzün her zaman yanındayız. Hesap verilemeyecek ve denetlenemeyecek her türlü mekanizmaya sonuna kadar da karşıyız.
Hükûmet, yatırımların önünü açar, haraç almaz. Ülkemizin can suyu turizmden elinizi çekin lütfen. Turizm hep birlikte, her şeyi güzel yapan, Türkiye insanının en önemli hazinesi, geleceğimiz ve gençliğimizdir. Onu haraca bağlamaya hakkınız yoktur.
Saygılarımla.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)