| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 94 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi hakkında vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Turizm Tanıtma Ajansı kurulması hakkında birçok görüş ileri sürüldü, konuşma oldu ve önem derecesi tartışıldı. Yeni bir özel hukuk tüzel kişisinin kurulmasına gerek olmadığı söylendi, aynı misyonu Bakanlık bünyesinde Tanıtma Genel Müdürlüğünün yerine getirmekte olduğu vurgulandı ama kale alınmış değil. Sektör firmalarına salma salarak bu yolla bir fon yaratmak ve bu kamusal kaynağın iktidarca keyfî harcanabilmesinin yolunu açmak hangi akıl ve mantıkla bağdaşır? Dolayısıyla Türkiye'nin en değerli kurumu Gazi Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi, şimdi de görüldüğü gibi ülkenin ihtiyaç sıralamasını yapamayıp Turizm Ajansı, Kapadokya alan yönetimi gibi konularla uğraştırılır hâle gelmiş bulunuyor.
Değerli arkadaşlar, bu sarmaldan çıkmalıyız. Türkiye Büyük Millet Meclisini pasivize etmeye ve amacından saptırmaya kimsenin hakkı olmasa gerek. Acı bir gerçek olarak görüyoruz ki 16 Nisan 2016 referandumu ve sonuçlarından, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi bu değişiklikle ne yazık ki pasivize edilmiştir. Hükûmet lağvedilmiştir. Hükûmet şu anda kim? Cumhurbaşkanı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kim? Cumhurbaşkanı. Yargı kim? Cumhurbaşkanı.
Değerli arkadaşlar, buradan varabileceğimiz nokta 1982 Anayasası'nın 6'ncı maddesidir yani egemenlik hakkının kullanımı. Ne diyor: "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." Bu madde ışığında bakarsak nasıl Anayasa çöpe atılarak keyfî idare kurulmuş, her şey ortadadır. Yani egemenlik sadece bir kişiye münhasır hâle getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, bu böyle gitmez, başınıza iş açarsınız. Burada anayasal bir suç işlendiği açık bir şekilde ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün insanları vatandaştır; kul değildir, sürü değildir, tebaa değildir. Yani Sayın Meral Akşener'in ifadesiyle, Sayın Genel Başkanın Türkiye Cumhuriyeti kimliğini göstererek söylediği "Ağa da budur, paşa da budur, bey de budur." veciz sözü tam anlamıyla vatandaşlığın ne anlama geldiğini ve kıymetini ifade etmektedir.
"Böyle gitmez." derken egemenliğin gerçek sahiplerinin, kurumların içini boşalttığımız ortadadır. Bunu geri vermenin vaktinin geldiğini dikkatlerinize sunuyorum. Türkiye'de hiç kimse padişah yetkisine sahip olamaz. Bu yanlışlıktan dönmek gerekiyor yani 6771 sayılı Kanun hükümlerinin izlerini Anayasa'mızdan bütünüyle silmemiz gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanını bir an evvel parti liderliğinden de istifaya davet ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konu turizm olduğuna göre ben de hem yerel hem de millî ölçekte turizme birkaç cümleyle değinmek isterim. Turizmde nicelikten ziyade niteliğin önemine vurgu yapmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çelik, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Turizmde çeşitliliğin artırılması önemlidir, yeni turizm alanlarının kazandırılması önemlidir, ulaşım ve altyapıya önem vermek gerekiyor, güvenliğe ve hıfzıssıhhaya önem vermek gerekiyor.
Kendi ilim olan Mersin, bugün bütün potansiyeliyle turizmin ülkemizdeki en önemli ili olan Antalya'yla yarışacak düzeyde olmasına rağmen, yatırımın olmaması ve önem verilmemesi yüzünden maalesef geri durumdadır. Mersin'in de turizm açısından canlandırılmasının gerekliliğini dikkatinize sunuyor, önergemizin kabulünü diliyor, tekrar hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)