GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:11.07.2019

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Turizm ülke ekonomimize katkı sağlamakla birlikte farklı milletlerin birbirleriyle kaynaşmasında, sosyal ve kültür alanlarında etkileşimli olarak ilk elden önemli bilgiler edinilmesinde de önemli imkânlar sağlıyor. Bu manada, ülkemiz turizm faaliyetlerini artırmak tüm siyasi partilerin ortak hedefleri ve önceliklerinden olmalı ancak turizm, esas itibarıyla barış, güven ve istikrar ortamında gelişebilen bir sektör. Bir yanda On Birinci Kalkınma Planı'yla turizm öncelikli sektör olarak belirleniyor, diğer yanda Türk turizmini dünyada rekabet içinde tutan özel şirketlerin cirosunun binde 7,5'una göz dikiliyor.

On Birinci Kalkınma Planı'nda en azından yazma ihtiyacı duyulan, bizlere de bir teselli olan "hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim" vurgusu turizmin gelişmesi için ön şarttır. Gelişmiş turizm ülkeleri aynı zamanda köklü demokrasilere sahiptir. Bu ülkelerin hukuk, adalet, insan hakları sorunlarını en aza indirdiklerini görüyoruz. Ülkemizin iç ve dış politikasının güven ve istikrar temelinde yönlendirilmesi aslında turizme yapılacak en büyük katkı.

Ülkemizi cazibe merkezi hâline getirip turizm gelirlerimizi artırabilmek için bir yandan Tanıtma Genel Müdürlüğü, bir yandan da turizmcilerimiz dayanışma içinde çalışıyorlar. Bu bağlamda, Tanıtma Genel Müdürlüğünün iş gücü ve tecrübesinden yararlanmak niçin önceliğimiz değil? Bakanlığın yurt dışı teşkilatında bulunan 46 adet kültür ve tanıtma müşavirliğinin yarıya yakınında personelimiz yok veya kapalı. Bu müşavirliklere atama yapmayarak veya kapatarak mı ülke turizmimizi tanıtıp geliştireceğiz? Amerika, Kanada, Avustralya, İngiltere, Çin ve Japonya gibi gelişmiş pazarlarda tanıtım müşavirimiz bulunmamakta.

Önümüze gelen kanun teklifinde Türkiye Turizm, Tanıtım ve Geliştirme Ajansının kurulması istendiği belirtiliyor. Anlaşılan, Sayın Bakan kamu kuruluşu olup olmadığı bile anlaşılamayan bu ajansın kurulmasını Turizm Bakanlığının yetki ve sorumluluklarından daha önemli görüyor. Daha birkaç hafta önce, sizlere bu kürsüden ülkemiz turizminin yurt dışındaki tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi için öz kaynaklarımızın kullanılmasını, kendi yatırımcı ve girişimcilerimize öncelik verilmesini ifade etmiştim. Bu bağlamda, Sayın Bakanın vaktiyle ticari bir münasebet içinde olduğu Ogilvy isimli Amerika menşeli halkla ilişkiler şirketinden aylık 440 bin lira ödenerek hizmet alınmasının yanlışlığını belirtmiştim. Bu durumu, iktidarın devlet yönetme anlayışındaki vurdumduymazlığı, laubaliliğe varan ciddiyetsizliği olarak değerlendirmiştim. Üzülerek ifade etmeliyim ki bu düşüncelerimi kuvvetlendirici gelişmeler yaşıyoruz. Teklif, tam manasıyla yeni McKinsey'lerin, Ogilvy'lerin oluşturularak yasal statü altında korunmalarını sağlıyor, millî kaynaklarımız el değiştiriyor, yapılan harcamaları denetlettirmiyor, turizmle ilgili kararlarda sektör temsilcileri etkin olamıyor.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz turizm gelirlerinin ekonomik krizin etkilerinin azaltılmasına derman olabileceği akla gelebilir. Ancak üretim ekonomisine dönemeyecek kadar uzak kalmamız, bende turizm gelirlerinin büyüyen kara deliklere harcanacağı endişesini doğuruyor. Bu nedenle sormak istiyorum: Turizm faaliyetinde bulunan firmalardan yapılacak binde 7,5'luk kesinti ve aynı zamanda da genel bütçeden kendini finanse edecek bir tanıtım ajansına neden ihtiyacımız var? Üstelik ajansı Sayıştay denetiminden de muaf tutuyoruz, Kamu İhale Kanunu'na bağlı kalmadan, keyfî olarak yerli ve yabancı firmalara iştirak etme imkânı da veriyoruz. Soruyorum: Ajans, kamu kuruluşu mudur yoksa özel bir şirket midir? Arada bırakılıp netleştirilmeyen noktalar faydadan çok zarar vermez mi?

Açık söyleyelim, kurulan bu yeni ajans, devlet ve millet denetiminden uzak, millî turizm gelirini nereye harcayacağı bilinmeyen korsan bir kuruluştur; kamuoyunun ağzına bir parmak bal çalıp algı yönetimi yapılarak turizmi ülke geneline ve 12 aya yayacağı ifade ediliyor. Bu çerçevede, ajans kaynaklarının yüzde 30'unun yatırım yapılamayan bölgelere ayrılacağı kaydediliyor ancak bu miktarla turizm potansiyelini artıramayız. Ayrıca, hem mevcut vergi yükleri hem de düzenlenmesi öngörülen binde 7,5'luk turizm katkı payıyla işletmelerin gelişmesi imkânsızdır. Sektörün kayıt dışılığa yönelmesi bile mümkündür.

Memleketim Erzurum özelinden bakarsak Turizm Bakanlığının Erzurum turizmi için ne yaptığını merak ediyorum. Şehrin sembolü Palandöken yurt dışında ne kadar tanıtılıyor? Kış Turizmi Fuarı'na katıldık mı? Açık hava müzesi olan Erzurum'a yerli ve yabancı turistlerin ulaşımı pahalı uçak bileti ve yetersiz sefer sayıları yüzünden neredeyse imkânsız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Cinisli, tamamlayın sözlerinizi lütfen.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Ayrıca, bölge için büyük şans olan Doğu Ekspresi Erzurum'da da bir gün mola vermeli, yolcuları Erzurum'da doya doya gezebilmeli.

Şehir hakkında ilk intiba edinilebilecek yer olan Erzurum Havaalanı Türkiye'nin en köhne ve eski havaalanıdır, bir ismi bile yoktur. Buradan Millî Mücadele uğruna tüm servetini harcayan, ayrıca o şartlarda Hava Kuvvetlerimize İtalya'dan 4 adet savaş uçağı alarak hediye eden, hayatının sonunda fakruzaruret içinde, Erzurum'da bir otel odasında vefat eden, cenazesini 9'uncu Kolordu Komutanlığının kaldırdığı, Millî Mücadele kahramanı Erzurumlu Nafiz Kotan Bey'in isminin verilmesini teklif ediyorum. Konuyla ilgili bir kanun teklifi vereceğimi ifade eder, desteklerinizi rica ederim. Bu vesileyle Nafiz Kotan Bey'e Allah'tan rahmet dilerim.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)