| Konu: | Kuzey Atlantik Antlaşmasına Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
CHP GRUBU ADINA SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli üyeler; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, tüm dünyanın gözü önünde, yakın tarihin en acı olaylarından olan Srebrenitsa soykırımında katledilen Bosnalı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Asla unutmadık.
Kuzey Makedonya'nın NATO'ya üyelik protokolünün onaylanmasına ilişkin, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. 2008 Bükreş Zirvesi'nde alınan karar uyarınca, Kuzey Atlantik Anlaşmasına Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokol'ün 6 Şubat 2019 tarihinde NATO karargâhında tüm müttefikler tarafından imzalanması, Balkanlardaki barış ve istikrarın, güvenliğin sağlanması bağlamında Türkiye için de çok stratejik bir önceliktir. Ülkemizde de yaşayan binlerce muhacir vatandaşımızı ilgilendiren bu katılım kararı, üyesi olduğumuz NATO'nun genişlemesi ve güçlenmesi adına olumlu bir adım olarak tahlil ediliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Kuzey Makedonya dâhil tüm Balkan ülkelerinin NATO ve Avrupa Birliğine katılımını desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. Makedonya halkına hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bu vesileyle Hatay'ın turizm ve kültür mirasları durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatay, toplam 13 medeniyetin izlerini bıraktığı bir şehir olma özelliğine sahip bir kültür kentidir. Sahip olduğu kültürel değerler yanında zengin ve özgün mutfağı da olan Hatay, UNESCO tarafından "dünyanın 26'ncı gastronomi şehri" olarak ilan edilmiştir. Tarihi boyunca kıtalar ve bölgeler arası ticarette önemli rol oynamış, yolcu ve hacı kervanları için konaklama yeri, kültür alışverişi merkezi olmayı başarmış, tüm dünya tarafından kabul edilen bir kenttir.
Hatay'daki taşınmaz kültür varlıklarına bakıldığında tüm ilçelerinde birçok eser görmek mümkündür. Sadece Hatay'da dahi ortaya çıkarılmamış, toprak altında yatan onlarca kültür mirasımız vardır. Amik Ovası'nda yüzlerce antik şehir ve höyük görünmez durumdadır. Yayladağı bölgemizde 3'ü Romalılar, 2'si Fransızlar, 1'i Yunanlılar dönemine ait restorasyon bekleyen 7 köprü vardır. Arsuz-Samandağ arasındaki antik batık limanlar ve her birinde 20'nin üzerinde batık gemi, hikâyesinin gün yüzüne çıkmasını beklemektedir. Erzin'den Samandağ'a her adımda UNESCO kültür mirasları arasına girecek binlerce destinasyon bulunmaktadır. Bunları görmeden, kültür mirasımıza kazandırmadan, kamulaştırma, takas yoluyla mülkiyetleri edinilmeden kazı, restorasyon, iyileştirme, yaşatma, koruma ve buna bağlı olarak kalkındırmaktan bahsedilemez. Bunlar yetmezmiş gibi, Saint Simone Kilisesi'nin harap bir hâlde oluşu ve Antakya'nın tarihî taş yollarının Antakya Belediyesi'nce asfaltlanması utanç vericidir.
Hatay genelinde 426 adet sit alanı bulunmasına karşın, bu alanlara gelen turist sayısı oldukça düşüktür. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 35 bin turist Hatay'ı ziyaret etmekte olup ziyarete gelen turistlerin sadece yüzde 12'sini yabancılar oluşturmaktadır.
Hatay genelindeki anıt yapılar ise 786 tanedir ve bu eserlere yönelik kültür ve turizm çalışmaları da tamamlanmış değildir. Hatay'daki müzenin mevcut eser sayısı -Hatay Müze Müdürlüğünün envanterlerine kayıtlı- toplam 37.749 adet olarak gözükse de müzeye gelen kişi sayısı çevre illere göre çok geride kalmaktadır.
Hatay'da herkesin bildiği cami ve kiliseler dışında Payas'ta bulunan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, İmma Tarihî Yerleşkesi, Tell Aççana Yerleşkesi, nekropoller, Kinet Höyük, Tell Tayinat, Cin Kulesi ve Havra gibi birçok tarihî yerleşke de en az Habib-i Neccar Camisi, Saint Pierre Kilisesi kadar Türkiye ve dünyaya tanıtılması gereken tarihî varlıklardır. Samandağ Turizm Bölgesi, Arsuz Kıyı Bandı Turizm Merkezi ve Belen Güzelyayla Turizm Merkezi gibi yerler de coğrafi özelliğin etkileriyle yerli turizmine önemli katkı sağlamaktadır.
Bu yönleriyle Hatay, özellikle inanç, kültür ve tarih turizminin önemli ve uğrak noktası olması gerekirken eldeki kültür varlıklarının doğru kullanılamaması ve reklam, tanıtım, organizasyon gibi eksikliklerinden dolayı daha sıradan turizm yerleşkelerinin gerisinde kalmıştır.
Hatay'ın özellikle EXPO öncesinde tarihî yerlerinin ve turizm çeşitliliğinin doğru tanıtılması için Kültür ve Turizm Bakanlığında nasıl bir çalışmanın yapılacağı ise merak konusudur. Hatay'ın kültür miraslarının açığa çıkarılması, korunması ve dünyaya tanıtılması konusunda hiçbir girişim ve yatırım yapılmamaktadır. Turizmi teşvik etmek ve geliştirmekten, turizmle kalkınmaktan bahsederken ciro üzerinden yüzde 1 vergi dilimi düzenleyerek mevcut otellerin kapanmasına hizmet etmek yerine, kültür miraslarını ortaya çıkarmak ve korumaktan hiç bahsedilmemesi, buna karşın turizmi sadece otelcilik ve yaz tatiline bağlamak vahim bir politikadır.
Bugün 600 bin civarı Suriyeli mülteciyle yaşamak zorunda kalan Hatay'ın bütçesi yapılırken bile bu durum göz ardı edilmektedir. Yıllarca dünya ticaretine köprü olmuş İskenderun ve çevresi serbest bölge yapılmamıştır. Ek nüfusuyla 6'ncı teşvik bölgesinde dahi olabilecek Hatay'ın 5'inci teşvik bölgesine alınmak adına 500 bin kişinin imzasıyla yapılan çağrılarına kulak tıkanılmış, üvey evlat muamelesi gören bir il olmuştur. Hatay'ın turizm değerlerinin yurt içi ve yurt dışındaki tanıtımını artırarak uluslararası bir marka hâline getirilmesini sağlamak, bu hususta yapılabilecek çalışmaları değerlendirmek ve mevcut durumu gözden geçirmek amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, derhâl turizm eylem planı hazırlamalı, dünya turizm gelirlerinden hak ettiği payı alabilmek için her türlü gayreti göstermelidir. Hatay medeniyetlerin beşiği, "ilk"lerin, "en"lerin şehri olarak kalkınma planında öncelikli il olarak yerini almalıdır.
Değerli üyeler, ekonomide yaşanan kötü gidişatın sorumlusu AKP Hükûmeti inşaat sektöründen beklediği rantı elde edememeye başlayınca şimdi de gözünü turizme dikmiştir. AKP, yönetmelik değişikliğiyle 4 ve 5 yıldızlı otellere ek imar hakkı tanırken yeni kurulacak turizm ajansıyla seçtiği turizmcilere şartsız kaynak aktarma yolunu açmıştır. ETS Turizm sahibi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, aralarında kendi tatil köyleri ve otellerinin de bulunduğu birçok lüks otel için kritik değişikliklere imza attı. Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle, 4 ve 5 yıldızlı otellere kıyıları ve yeşil alanı kapsayacak şekilde ilave inşaat izni getirildi. Yönetmeliğe göre, devletin turizm amaçlı tahsis ettiği bölgelerde yapılan otellere daha önce izin verilmeyen alanlara genişleme imkânı getirildi. İnşaat yapılacak alan hesabına dâhil edilen birçok yer bu hesaptan çıkarıldı ve otellerin ek inşaat yapmalarının önü açıldı. Yönetmeliğe göre, bu haktan sadece 4 ve 5 yıldızlı oteller yararlanabilecek. Düzenleme, ormanlık alan ile kıyı alanlarını da kapsayacak. Bu düzenlemeyle, özellikle kendi otellerine avantaj sağlayacak olması kabul edilebilir bir durum değildir. Sayın Bakanı adaletli olmaya davet ediyoruz.
AKP, turizm ajansının kurulmasına yönelik kanun teklifinin içerisine de yandaş turizm şirketlerini ayakta tutmak için çeşitli maddeler ekledi. Buna göre, ajansın turizmcilerden elde edeceği fon gelirleri uygun görülen işletmelere aktarılacakmış. Kaynak aktarılacak işletmeleri belirleyecek kriterlere ise nedense yasa teklifinde yer verilmedi. Ajansın destekleyeceği yatırımlara ilişkin tek karar mercisinin Cumhurbaşkanı olması bu konudaki güven eksikliğini artırmaktadır. Kendi kullanımında olan örtülü ödeneği bile önceki dönemlere göre aşırı şekilde harcamasıyla birçok eleştiri alan makamın tek yetkili olması, başta bu ajansa kaynak sağlayan turizm firmaları olmak üzere geniş bir kitlenin tepkisini çekmektedir.
Bu güzel ülkenin yeşil alanlarını, SİT alanlarını ve doğasını talan edecek olan ek imar hakkı ve yeni kurulacak turizm ajansıyla yandaş turizmcilere şartsız kaynak aktarmak kul hakkı yemektir; hem de denetimden, teminattan muaf tutmanın maksadı nedir? Tabii ki rant. Saray Hükûmetine soruyorum: Ekonomik kriz nedeniyle durma noktasına gelen inşaat sektörü sonrası yandaş müteahhitlere imar rantı sağlayamayan AKP iktidarı turizm sektörüne mi odaklanmıştır? Kurulan ajans aracılığıyla kaynakları denetimsiz dağıtmak yerine, ülkemizin ortaya çıkarılmamış antik şehirlerine, höyüklerine, köprülerine, tarihî mirasına öncelik verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim, cümlemi tamamlayalım.
BAŞKAN - Uzatma vermeyeceğim, sadece sözlerinizi tamamlamak için buyurun.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Önceliği, her zaman olduğu gibi kişiye, zümreye, rant sağlamaya vermektesiniz; yazık, çok yazık. Gözümüzün içine baka baka doğayı, tarihi katletmekten vazgeçin; rant, yağma, talandan başka amaçlarınız olsun samimiyet, kamusal yarar, millî servet, kültür mirasını koruma gibi. Bu ülke hepimizin.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)