| Konu: | Kuzey Atlantik Antlaşmasına Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta burada önergemiz üzerinde... Hakkaniyete kıymadan, gruplarınızı rencide etmeden, TRT'ye çıkarılan, TRT KURDÎ'ye çıkarılan Osman Öcalan ve televizyonda mektubu yorumlanan Abdullah Öcalan'la ilgili önerge verdim. Önergemi konuşurken ne AK PARTİ Grubunu ne Cumhuriyet Halk Partisini ne de Milliyetçi Hareket Partisini ilzam etmeyecek bir nezaketle mevzuyu takdim etmeye çalıştım. Mevzuyu takdim ederken de "Bu süreçte, seçim sürecinin içerisinde böyle bir münasebetsiz mektubun yazılmasından, mevcut, ismini zikrettiğim gruplardan hiçbir milletvekilinin memnun olduğunu zannetmiyorum." dedim. Yani "Hiç kimsenin hissesine 'Ha, bu ne kadar iyi oldu.' falan demek gibi bir münasebetsizlik düşmemiştir." diyerek başladım. HDP Grubu müstesna, HDP böyle bir şeyden memnuniyet duyabilir diye HDP'yi ayırarak söyledim.
Sonra peşinden, bu mevzuyla ilgili hassasiyetimi ifade ederken de terör örgütlerinin propagandasını yapmak anlamında Meclisimizde PKK'nın ismini anmamayı, PKK'nın eylemlerinden sonra Türkiye'nin dünyanın en şerefli milletlerinin, dünyanın en kudretli devletinin Meclisinde bir terör örgütünü mütekabiliyet hâline getirecek, devletle eş hâle getirecek anmayı doğru bulmadığımı söyledim. Bunu tercihen onbaşı düzeyinde, biraz daha böyle sansasyonel eylem olunca da yüzbaşı düzeyinde anmanın devlet büyüklüğümüze, ciddiyetine yakışır bir tavır olduğundan bahisle birkaç şey söyledim. Sonra mevzu siyaseten cevap vermek mahiyetinde HDP grup başkan vekillerinin parti grubumuzu kastederek istihzalarına, cümlelerine konu edildi, konu oldu. Cevap vermedim, cevap vermeyişim aslında ilk konuşmadaki hassasiyetimi havi bir şeydi. İlk konuşmada dediğim gibi, konuşmayalım, muhatap olmayalım, mevzuyu abartmayalım, mevzuyu kanırtmayalım hassasiyetimi havi suskunluğum, "İkrar ediyorum." şeklinde propaganda edildi. Milliyetçi Hareket Partisinden bazı kardeşlerimiz, AK PARTİ'den bazı arkadaşlarımız, aslında kardeşliğimize ve arkadaşlığımıza vicdanen, insafen çok yakışmayacak bir tonlamada sükûtumuzu ikrar etmişliğimize hamlettiniz dolayısıyla bu, biraz rencide edici oldu.
Benim Parlamentoda ilk dönemim bu, mebus olarak biraz acemiyim ben, algının, yönetilmesine imkân verdiğini fark edemedim. En son konuşmaya mukabele edilince toparlandığını fark edemedim. Algı yönetilerek hakikatin kurban edileceğini fark edemedim. Mebus olarak acemi olabilirim. Bir Müslüman Türk olarak acemi değilim, mesuliyetlerimi taşımakta acemi değilim. Grup başkan vekili olarak acemilik yapmış olabilirim. Bu memleket algıyı yönetenlerin değil, hakikate hizmet edenlerin yurdudur. Bu Türk yurdu, "Algıyı yönetelim de, algının üstünden iftirayı yapıştıralım da ondan sonra siyasi rakiplerimizin, hasımlarımızın üstünde tepinelim." diyenlerin yurdu değildir; her şekilde, her şartta hakkı hâkim kılmak için doğruluktan ayrılmayanların yurdudur. Peygamberliğini ilan ederken "Dağın arkasında size bir düşman ordusu olduğunu söylesem benim irademi doğru sayar mısınız?" diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Peşine şöyle bir cümleyi ekleyen bir peygamberin ümmetiyiz: "Öyleyse buna da inanasınız, ben Allah'ın resulüyüm, bana Allah'tan ayet geliyor." Böyle bir mesuliyeti, imanı, yalan ile doğruluk arasında çektiği hatta bağlamış bir dinin mensuplarıyız. Dolayısıyla, sorduğunuz her sorunun cevabını Müslümanlığıma kıymadan, Türklüğümü ifsat etmeden cevaplayacak kadar Müslüman ve Türk evladıyım. Dolayısıyla, cümlelerinizin arkasındaki imalarınızın, istihzalarınızın hiçbirisini -AK PARTİ ve MHP'deki arkadaşlarıma söylüyorum- kabul etmiyorum.
HDP Grubunun da bilmesi gereken şey şudur: Biz -biraz önce konuşan hatip de söyledi- devamlı size "terörist" demeye heves ediyor, muhatap alıyor, bu muhataplık üzerinden sizi terörize ediyor değiliz. Mevzu çok basit olarak şudur: Dünyanın her yerinde terör ve terör övücülüğü suçtur. Dünyanın her yerinde terör ve terör övücülüğü üzerinden parlamentolarda arzıendam edecek cümleler kurmak suçtur. Terörle aranıza mesafe koydunuz mu? Burası bir millet meclisidir. Burada her türlü fikir beyan edilir. Burada her türlü fikre tahammül edilir, her türlü fikir müzakere edilir, sadece terör ve terör övücülüğü yapılmaz.
Selahattin Demirtaş grubunuzun başkanı olabilir, grubunuzun başkanı da olsa terörle arasına mesafe koymak zorundadır. Çocuklarımızın otuz altı yıldır kanında, canında parmak izi olan bir terör örgütünün başının "Heykelini dikeceğim." diyen bir adamın göreceği muamele odur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Tamamlamam lazım Başkanım, anlayışınızı istirham ediyorum.
BAŞKAN - Toparlayın, son cümlelerinizi alayım.
Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla "Efendim, biz istediğimizi söyleyelim, istediğimiz şeyi yapalım, buraya, kürsüye çıktığımız zaman da her şeyi söyleyelim ama bize bütün bunlara rağmen makul, hiçbir şey olmamış bir Parlamento grubu gibi davranın." beklentinizin hiçbir karşılığı yoktur. Ben bu Mecliste cümlelerimi 39 kişilik konuşmuyorum Fatma Hanım, ben bazı cümlelerimi devlet için kurduğum zaman Türk Cumhuriyeti adına konuşuyorum, ben bazı cümlelerimi 82 milyona, bazı cümlelerimi 300 milyona, bazı cümlelerimi 1,5 milyar Müslüman'a konuşuyorum. Dolayısıyla, 39 kişilik bir parti grubunun kuvvetiyle konuşuyor olduğum zaman da aldığım 5 milyon oya konuşuyorum. Bizim burada oturmamıza "parmak sallayarak" dediğiniz imalara, istihzalarınıza mukabele etmeye tenezzül etmedim, ikrar ediyorum zannettiler. 5 milyon oyumuzun içinde 1 tane PKK'lı oyu yoktur, 1 tane. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Efendim, ittifakımızın...
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ne biçim konuşma bu!
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Mevzuyu uzatmayın, ben biliyorum ne dediğimi, ben dediğimi biliyorum.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ne biçim bir savunma bu!
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin lütfen.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Sizin Abdullah Öcalan'a mektup yazdırıp konsolide etmeye çalıştığınız Kürt oyları sizin... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Allah, Allah!
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, hakka, hakikate kıymıyorum. Sen öyle oturduğun yerden konuşmazsın, gelirsin, buradan konuşursun. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Cevabını verdiğimiz şey şudur, sizin eski ortaklarınızdır beyefendi.
BAŞKAN - Sayın Ağıralioğlu, teşekkür ediyorum.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum efendim, istirham ediyorum. Başkanım, ben geçen hafta nezaket gösterdim, anlayışınıza sığınıyorum.
BAŞKAN - Ben açacağım mikrofonunuzu ama lütfen son cümlelerinizi alayım.
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Hiç olmadı bu ya!
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ya, ne diyorsun ya?
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Anlaşılabilir konuşuyorum arkadaşlar.
HDP, sizin geçen dönem onca itirazlarımıza rağmen münasebetsiz bir şekilde bir araya gelip pek çok şeyi müzakere ettiğiniz bir parti grubudur. Grup başkan vekili de söyledi ki "İYİ PARTİ'nin onca itirazına rağmen devlet ricali üç sene önce Abdullah Öcalan dâhil herkese 'sayın' diyordu, bizi onlar gönderiyorlardı." Bu Meclisin bu kürsüsünde Sırrı Süreyya Önder "Ben İmralı'ya gönderildiğim zaman beni saraydan aradılar, Tayyip Erdoğan bana dedi ki: 'Ne konuştunuz, nasıl konuştunuz? Ben konuştum, kalanını mahkemede anlatacağım." dedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Hiç yakışmadı!
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Dinleyin arkadaşlar, istirham ediyorum.
Bunu, şunun için arz ediyorum: Ben insanın sözünü tutanını severim ama HDP'ye verdiğiniz sözleri tutmamanızdan dolayı çok memnunuz yani ilk defa, verdiğiniz sözleri tutmamanızdan çok memnunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Mevzuyu hiç uzatmıyorum. Bu seçimde olan şey şudur: HDP size geçen dönem beraberken verdiğiniz sözlerden dolayı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Hâlâ iş birliği yapıyorsunuz, hâlâ.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Devam edeceğim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)