| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 16.07.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Türk vergi sistemindeki adaletsizliklerin araştırılması, ekonomideki kayıt dışılık oranının düşürülmesi amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
"Vergide adalet" dendiğinde akla ilk gelen az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasıdır ancak dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olan ülkemizde yıllardır bütün vergi yükü ücret geliriyle yaşam mücadelesi veren işçilerin, kamu emekçilerinin omuzlarına yıkılıyor. Anayasa'mızın 73'üncü maddesinde "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." denilmesine rağmen Türkiye'de vergi sistemi daha çok çalışan sınıfın üstüne inşa edilmiş durumdadır. Bu, adaletsiz bir durum. Emekçi aileler, kamu çalışanları, milyonlar kazananlar kadar vergi ödeyerek mağdur edilmektedir. Bu adaletsiz sistemde işçi ve memurların profesyonel futbolcudan daha fazla vergi ödediğine, patronu kadar vergi ödeyen işçilere şahit olmaktayız.
Annesi, babası öğretmen olan bir gencimiz devlet yurduna veya parasız yatılılık sınavına müracaat ettiğinde kendisine bu imkân verilmezken çok daha fazla gelire sahip serbest meslek sahiplerinin çocuklarının bu imkâna kavuştuğunu, parasız yatılılık sınavına katıldığını, devletin yurtlarından ve burslarından faydalandığını görmekteyiz. Bu da Türkiye'deki vergi sisteminin ne kadar adaletsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Akaryakıt istasyonundan benzin alan, geçimi direksiyona ve aracının tekerine bağlı olan kamyon şoförü ile son model araca binen, hayatın her türlü zevk ve sefasını süren birinin akaryakıta ödediği verginin aynı olması vergi adaletinin neresine sığmaktadır?
Vergi adaletsizliğine farklı bir örnek verecek olursa Hükûmetin ilk vergi dilimi tutarını 18 bin TL olarak düşük tutması nedeniyle çalışanlar yılın altıncı ayından itibaren yüzde 20'lik vergi dilimine girecek ve daha fazla vergi ödeyeceklerdir. Net ücretler düşecek, ücret artışlarının önemli bir bölümü vergi artışıyla geri alınacaktır. Bu adaletsizliğin önüne geçmek için vergi diliminin daha yüksek tutulması gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'deki vergi gelirlerinin ortalama yüzde 65'i KDV, ÖTV gibi harcamalarımız üzerinden alınan, malın tüketicisi kim olursa olsun herkesin aynı tutarda ya da oranda ödediği dolaylı vergilerdir. Yüzde 35'i ise gelirler veya servet üzerinden ya da sahip olunanlar üzerinden belirli oranlarda alınan dolaysız vergilerdir. Vergi sisteminde adaletli olan ülkelerde ise bu tam tersidir. Kıyaslanabilmesi açısından diğer ülkelerden örnek vermek gerekirse Danimarka'da dolaylı vergiler yüzde 31, dolaysız vergiler yüzde 69; Almanya'da dolaylı vergiler yüzde 45, dolaysız vergiler ise yüzde 55 oranındadır. Dolaysız vergilerin payı ne kadar yüksekse sistem o kadar adil ve dengelidir.
Ülkemizde zaten gelir adaletsiz bölüşülüyor, bir de vergi ve harcama sisteminin belli sınıfların aleyhine olmasından dolayı eşitsizlik ikiye katlanıyor. Verginin adaletli olmaması fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olması anlamına geliyor. Burada olması gereken öncelikle dolaylı vergileri azaltmaktır. Kısaca, ülkemizde olduğu gibi, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı dolaysız vergilerden yüksekse bu ülkede vergi adaletinin varlığından kesinlikle söz edilemez.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vergi adaletsizliğinin sonucu olarak kayıt dışı ekonomi oranı her geçen gün daha da artmaktadır. Kayıt dışı ekonominin yüksek olması haksız rekabet ve verginin dar mükellef grubu üzerine yüklenilmesi gibi sonuçlar doğurmaktadır. Kayıt dışı ekonominin aza indirilmesi için denetimlerin ve vergi bilincinin artırılması için çalışmaların yapılması şarttır.
Güneydoğu'da 1 paket sigarada 13 lira vergi olmasından dolayı sigaranın terör örgütünün tekelinde olduğunu ve devletin bu bağlamda çok büyük vergi kayıplarına uğradığını söylemeden de geçemeyeceğiz.
Vergi denetim kurulu başkanlıklarının Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olması kurumun siyasal bir boyutunun oluşmasına sebep olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) - Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına karşı güven algısının yükselmesi için bağımsız bir statüye kavuşturulması gerekmektedir.
Milletimizin hak ve menfaatlerini korumak ve kollamak görevinde olan yüce Meclisimizin ülkemizin vergi politikalarını araştırmak, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımını sağlamak, tüm vatandaşlarımızın üzerinde mutabık kalacağı bir vergilendirme sistemini belirlemek ve kayıt dışı ekonomik verilerin gelişmiş ülke seviyelerine indirilmesi için yapılması gerekenleri saptamak amacıyla Meclis araştırması komisyonunun kurulmasını talep ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)