GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2019

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi bu madde 29'la, bir madde değişikliği esas itibarıyla, bir fıkra eklenmesi isteniyor. Bunu birazdan konuşacağız vaktimiz elverdiği ölçüde. Fakat asıl önemlisi, Plan ve Bütçe Komisyonunda ilgili ve yetkili bürokratları da dinledikten sonra, anlaşılan o ki kamu-özel iş birliğiyle yapılan şehir hastanelerinin sözleşmelerinde problem var. Bu problemin ne olduğunu da bilmiyoruz çünkü bize "Ticari sır." dediler ve nasıl olduysa bilemiyorum, bizim itirazlarımıza rağmen örnek bir sözleşmenin bizim tarafımızdan görülmesi mümkün olmadı. O sebeple de bu sözleşmeleri tam olarak bilemiyoruz ama buradan şunu söyleyebilirim. Yani bu yetkili arkadaşların bize açıklamaya çalıştıkları şey şuydu: Özellikle kurların sıçradığı, olağanüstü sıçradığı sürede aslında zarar ettiklerini, sözleşme gereği olarak zarar ettiklerini ve dolayısıyla da bir daha olmamak üzere bu önlemi almaya çalıştıklarını söylediler. O maddeyi okuyayım size kısaca. Diyor ki "Bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artırılmaması kaydıyla kullanım bedeli veya hizmet bedeli artırılmak veya azaltılmak suretiyle değiştirilebilir. Sözleşme bedeli, net bugünkü değer dikkate alınarak belirlenir ve net bugünkü değer hesaplanmasına ilişkin esaslara yönetmelikte yer verilir." Yani diyor ki: Tabii ki sözleşmeyi değiştirmek mümkün değil, tahkime gitmesi gerekiyor ve başka bir sürü sorun çıkaracak. Dolayısıyla da olağanüstü olarak görülen kur değişiklikleri olduğunda, bir anlamda kullanım bedeli ile hizmet bedelinin net bugünkü değeri üzerinden bir pazarlık yapma alanı kendilerine açmak istiyor bu arkadaşlar.

Fakat ben daha başka bir konuya buradan bağlantılı bir şey söylemek istiyorum arkadaşlar. Benim anladığım kadarıyla, Adalet ve Kalkınma Partisi ideolojik olarak neoliberal politikaları benimsiyor fakat özellikle 2009, 2010'dan sonra devleti daha fazla işin içine sokmaya çalışıyor. Evet, olabilir çünkü gerçekten de bakarsanız uluslararası tartışmalara bu konuyla ilgili olarak, serbest piyasa ekonomisiyle ilgili olarak giderek yükselen bir güvensizlik var ve onun yerine iradi kararların yani devlet, kamu kararlarının getirilmesine ilişkin bir anlayış da giderek kabul görüyor. Dolayısıyla da bu çerçevede makul gelebilir.

Fakat arkadaşlar, çağımızda önemli, farklı bir değişiklik var ki -benim gördüğüm kadarıyla- Adalet ve Kalkınma Partisi bunu tam olarak kavrayamıyor. Nedir diye soracak olursanız, söyleyeyim: Arkadaşlar, önemli kararlarda sizin parti olarak veya yürütme olarak alacağınız kararlar meşru olmayabilir. Yani insanlar artık kendi hayatlarını önemli ölçüde etkileyeceğini düşündükleri kararlarda kendilerinin dahli olması, kendilerinin de görüşlerinin alınmış olmasını talep ediyorlar.

Şimdi, arkadaşlar, şehir hastaneleri diye bir şey geldi gündemimize. Evet, güzel. Fakat arkadaşlar, ne kadar tartışıldı bu? Yani düşünün, biz sözleşmeyi istiyoruz, bizim herhâlde doğal olarak hakkımız olması lazım; bize resmen, açıkça, Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakan Yardımcısı "Efendim, ticari sırdır, gösteremeyiz, veremeyiz." dedi. Şimdi, arkadaşlar, böyle olmaz. Bakın, böyle olmaz. Ben iddia ediyorum, 2011'den sonra Adalet ve Kalkınma Partisi giderek ekonomide merkezî kararlar almak üzere davranıyor. Hele hele bir yıldan beri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiğinden beri de bu kararlar daha da merkezî hâle gelmiş oldu. Ben zaman zaman, çıktığımda bir cümle sarf etmeye çalışıyorum, özellikle bu toprakların tarihinden bir referansla bunu söylemeye çalışıyorum: İbni Haldun'dan beri merkezîleşme daima kırılganlık demektir. Bugünkü kırılganlığımız, bugünkü kriz hâlimiz de -her ne kadar hâlâ kabul edilmemiş olsa bile sizin tarafınızdan- bunun göstergesidir. Dolayısıyla da burada soru olarak... Bu sözleşmeyi göremeden, görmeden nasıl yapılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Hemen bitireceğim.

BAŞKAN - Tamamlayalım.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - ...ne yapılması gerektiğiyle ilgili olarak bir şey söyleyemeyeceğiz, söyleyemiyoruz ama şunu söylememiz galiba makul olur: Burada muhtemelen, gözüken o ki bu pazarlıkta bedellerle ilgili olarak, kullanım bedeli ile hizmet bedeli arasında hizmet bedelinin aleyhine, kullanım bedelinin lehine olmak üzere bir değişiklik olacaktır dolayısıyla da sözleşmeye rağmen, aslında sözleşmede artırmadıkları hâlde, esasında bir biçimde bir para transferi gerçekleşmiş olacaktır diye düşünüyorum ve bu da bu sorunu çözmeyecek.

Son on beş saniyem var, bir şey daha söyleyeyim arkadaşlar: Bu sözleşmelerde kur riskini Hazine almış durumda ama öyle bir dünyaya gidiyoruz ki arkadaşlar, bu kur riski giderek daha da büyüyecek. Dolayısıyla da bu sözleşmeleri daha radikal bir şekilde gözden geçirmemiz lazım. Yoksa emin olun, daha sonra daha büyük bedeller ödeyeceğiz.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)