GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On Birinci Kalkınma Planı'nın (2019-2023) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2019

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Evet, kalkınma planında, aslında bu kalkındırma planında iki şey yok; bir tanesi demokrasi, bir tanesi de milyonlarca işçi ve emekçi. Evet, demokrasinin olmamasının bir mantığı var. Çünkü bu planın işçi sınıfının, emekçilerin çok daha azgın koşullarda sömürüsü olmaksızın gerçekleşmesi mümkün değil çünkü daha fazla açlık, daha fazla işsizlik ve yoksulluk gerekiyor. Evet, Hükûmetin de bu durumu yönetmesinin tek yolu çok daha fazla güvenlikçi yasalar, antidemokratik uygulamalar ve faşizme ihtiyacı var. Niye bunlara ihtiyacı var? Çünkü halk korkusu hiçbir korkuya benzemez. Evet, iktidar esas olarak bu korkuyla hareket ediyor.

Şimdi, bu plan aslında saray şirketlerinin kâr oranlarını artırma planıdır, başka hiçbir anlama gelmez. Bu plan şunu söylüyor bize, Türkçesi şu: "Çok daha fazla işsizlik, ekonomik krizin işçi sınıfının üzerine yıkılması, esnek ve güvencesiz çalışma." Yani bir kriz var, gemi batıyor fakat buradan çıkmanın yani gemiyi kurtarmanın tek yolu milyonlarca işçi ve emekçiyi çok daha fazla sefalete sürüklemekten geçiyor. Peki, buraya çıkıp planı savunan arkadaşlarımız ne diyor? "Köprü yaptık." diyor. Ne diyor? "Hastane yaptık." diyor. Hastaneler hasta garantili hastaneler, köprüler araç garantili, tüneller araç garantili. Şimdi, Hitler'in Propaganda Bakanı Goebbels şöyle söylüyor: "Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın." Yine şöyle söylüyor: "Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır; olmazsa, yalana devam edin." Şimdi de tam olarak aslında bunu yaşıyoruz.

Türkiye'de en varsıl yüzde 20, millî gelirden yüzde 47'den fazla pay alırken en yoksul yüzde 20 ise yüzde 6,3 pay alıyor. 10 milyon işçi asgari ücretle yaşıyor yani açlık sınırında yaşıyor. Peki, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu çok yüksek bir istişare kurulu, çok önemli siyasetçilerden oluşuyor; bunlardan birisi Bülent Arınç. Bu kurul ilk toplantısında maaşlarına yüzde 40 zam yapıyor, yüzde 40.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ya, utanın ya, utanın biraz! Kaç defa reddetti adam. Allah Allah!

BAŞKAN - Sayın Eronat, lütfen...

Lütfen, devam edin siz Sayın Çepni.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Utanmayı sizin öğrenmeniz gerekir.

BAŞKAN - Karşılıklı değil değerli arkadaşlarım.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Yani utanmayı sizin öğrenmeniz gerekir, çoktan yüzünüzün kızarması lazım ama geçti sizden.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ayıp yahu! Öğreneceksin, bilmiyorsan öğreneceksin.

BAŞKAN - Sayın Eronat, rica ediyorum.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Ama aynı Hükûmet işçi sınıfına, emekçilere yüzde 4 zam yapıyor. Peki, Bülent Arınç bunu sorgulayanlara ne diyor? "Edepsiz." diyor.

Şimdi, olay çok basit, çok açık ve net. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2015 Faaliyet Raporu'na göre, 2 milyondan fazla haneye yakacak yardımı yapılacağı söyleniyor. Yine, buraya çıkan hatipler de sosyal yardımları artıracaklarını söylüyorlar. Evet, olabilir fakat bir devletin itibarı yardıma muhtaç olmayan vatandaşlar yaratmaktır. Peki, niye böyle oluyor? Şundan dolayı oluyor arkadaşlar: Bakın, Hükûmetin kendisi bir saadet zinciridir ve bu yardım politikaları da bu saadet zincirinin makyajıdır, makyajı, o yüzden oluyor. Dolayısıyla bizim sosyal yardımlara ihtiyacı olan insanları değil, karnı doyan insanları yaratmaya ihtiyacımız var.

Kalkınma planında "esnek istihdam" ve "kolay işverenlik" diye kavramlar var, başta da söylediğim üzere bunlar çok enteresan kavramlar. Oysa bunlar hangi zamanda söyleniyor? Ayda ortalama 150 işçinin iş cinayetlerinde öldüğü koşullarda söyleniyor. Şimdi, dolayısıyla buradaki esnek çalışma işsizlik demek, iş cinayeti demek, yoksulluk demek.

Peki, bir diğer madde ne? Kıdem tazminatı. Kıdem tazminatı seksen üç yıllık bir haktır, işçi sınıfının kazanılmış bir hakkıdır. Hükûmet ne yapıyor bu planla? Kalan kırıntıları da ortadan kaldırmaya çalışıyor. Kıdem tazminatı iş güvencesidir aynı zamanda yani kalan sınırlı iş güvencelerinden bir tanesidir, patronların keyfî işçi kıyımını engellemenin yoludur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Dolayısıyla bizler, Hakların Demokratik Partisi olarak, sosyalistler olarak, bu ülkenin onurlu insanları olarak işçi sınıfına dönük bu siyasete karşı alanlarda, her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu memleket sizin çiftliğiniz değil ve bu insanlar da milyonlarca emekçi de sizin marabanız değil. Dolayısıyla kıdem tazminatı fonuna karşı saldırı işçi sınıfına açılmış bir savaştır ve biz bu savaşta işçi sınıfının yanındayız. Üretenlerin yönettiği bir ülke yaratana kadar mücadelemizi devam ettireceğiz, bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)