| Konu: | On Birinci Kalkınma Planı'nın (2019-2023) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 18.07.2019 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, kıymetli bürokratlar, yüce Türk milleti; On Birinci Kalkınma Planı üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kalkınma planları, bir ülkenin tamamı veya belirli bölgesi için belirlenen kalkınma hedefleri çerçevesinde iktisadi ve sosyal hedeflere ulaşmak amacıyla, özel kesim için yol gösterici, kamu kesimi için emredici niteliğe sahip planlardır.
Türk dünyasının, Türk siyasetinin unutulmaz isimlerinden Başbuğ'umuz rahmetli Alparslan Türkeş "İdealler göklerdeki yıldızlar gibidir. Onları tutamayabilirsiniz, yakalayamayabilirsiniz ama onlara bakarak yönünüzü tayin edersiniz." diye buyurmuştur.
On Birinci Kalkınma Planı da bana göre bir idealler manzumesi veya gökteki yıldızlar topluluğu gibi. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu süreçte bu plana bakarak yönünü tayin edecek diye düşünüyorum.
Kalkınma planında, "Konya-Karaman-Niğde-Mersin-Adana-Osmaniye- Gaziantep demir yolu hattı tamamlanarak imalat sanayi sektörlerinin Adana, Mersin, İskenderun limanlarına erişimi kolaylaştırılacaktır." denilmekte.
Aksaray AK PARTİ'ye oy verdi, gönül verdi, milletvekili verdi, belediye başkanı verdi, her şeyi verdi ama on beş yıldır, Aksaray'a uğrayan tüm AK PARTİ'li milletvekilleri, siyasiler söz verdikleri hâlde, en sonunda da 2 Haziran 2018 tarihinde, Sayın Cumhurbaşkanı, Aksaray Meydanı'nda Aksaraylılara müjdeyi verdiği hâlde, bugüne kadar bu sözünü, bu müjdesini yerine getirmemiştir. Yani Konya'yı, Karaman'ı, Niğde'yi Mersin Limanı'na, İskenderun Limanı'na bağlarken Aksaray'a niçin üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz? Aksaray size ne yaptı? Oy vermekten başka, vekil vermekten başka, belediye başkanı vermekten başka ne verdi?
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bir sene önce bu konuda size mektup yazdım ama henüz bir cevap alamadım. Sayın Cumhurbaşkanının vermiş olduğu taahhütlerin ve müjdelerin bir an önce gerçekleştirilmesini zatıalinize Aksaraylılar adına arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, yine, bu plana baktığımızda, tarımda üretim planlaması yapılmadığını veya bu konuyla ilgili herhangi bir düzenleme olmadığını görmekteyiz. Türkiye'de hangi ürüne ne kadar ihtiyaç var, ihtiyaç duyulan ürün en verimli nerede yetişir? Türkiye'nin nüfusu belli, ekilebilir toprakları belli, az çok dışarıya satacağı ürünler belli ama bir bakıyorsunuz, bir sene patates, soğan, sarımsak, ayçiçeği tarlada kalıyor, elde kalıyor; diğer sene bir bakıyorsunuz ki bu saydığım ürünlerin yanına pazarda pahalılıktan ulaşmak mümkün değil. Türkiye'nin, örnek olarak, 5 milyon ton pamuğa ihtiyacı var, yaklaşık 2,5 milyon ton pamuk üretiyor. Ya, Türkiye'nin bu pamuğu üretebilecek tarlası, tapanı, çiftçisi var ama 5 milyon ton pamuk üretemiyoruz.
Yine, baktığımızda, Türk gençliğinin geleceği heba ediliyor. Bir genç öğretmen olmak arzusuyla, öğretmen olmak sevdasıyla gözde bir üniversitenin tarih öğretmenliği bölümüne kayıt oluyor; dört sene boyunca bu hayalle, bu sevdayla, bu düşle eğitim öğretimini en üst düzeyde tamamlıyor. "Ben öğretmen olacağım." diyor, Millî Eğitim Bakanlığı "Hayır, olamazsın." diyor. "Niye olamam?" "Tarih öğretmenine ihtiyacım yok." Ya, o zaman, tarih öğretmenine ihtiyaç yoksa niçin dört sene, beş sene fakültelerde on binlerce gencin hayalleriyle beraber gençliğini heba ve feda ediyorsunuz? Tayin bekleyen 500 bin öğretmenimizin, tayin bekleyen yüz binlerce hemşiremizin, sağlık memurumuzun, yine tayin bekleyen mühendislerimizin, veterinerlerimizin ataması tamamlanıncaya kadar, istihdamı tamamlanıncaya kadar, Allah rızası için, bu gençlerin hayalleriyle, bu gençlerin düşleriyle oynamayın, öğrenci almayın kardeşim. Yani konservatuvara öğrenci almıyorsun, eğitim fakültesine öğrenci alıyorsun, "Ben seni öğretmen yapacağım." diyorsun ama yapmıyorsun. Allah rızası için, dediğim gibi ya bu gençlerin istihdamını sağlayın ya da bu gençlerin hayalleriyle, düşleriyle oynamayın. Bırakın, kapatın, bunlar atanıncaya kadar da dursunlar, atama bittikten sonra planlamasını yapın. Kaç tarih öğretmenine, kaç veterinere, kaç çevre mühendisine... Çok mu zor bunları planlamak? Çok mu zor memlekette tarımda üretimi planlamak? O kadar bürokrat var, o kadar insan var, teknoloji o kadar gelişmiş, çok mu zor?
Ben bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)