| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 09.10.2019 |
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; biraz önce sayın vekil "Çalışın, siz de teklifle gelin." dediği için... Tabii, biz bunu bir saat içerisinde hazırlamadık, koca yaz çalıştık, yalnız başımıza değil, kolektif olarak çalıştık ve yüce Meclisin huzuruna bu ortak eserle çıktık.
Biz, Yargı Reformu Strateji Belgesi yayınlanınca hemen değerlendirmeye aldık, 43 sayfalık özet, değerlendirme ve çözüm önerileri olmak üzere rapor hazırladık, 4 Temmuz günü Adalet ve Anayasa Komisyonu olarak yaptığımız basın toplantısında çağrıda bulunduk. Başta 1'inci parti, gerçi şu anda sıralarında en az vekil bulunan parti ama 1'inci parti...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hocam yapmayın, Engin Bey'le bir konuşmamız var, herkes görevi başında.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ya, ben gerçeği söylüyorum yani gözümün gördüğü... (CHP sıralarından alkışlar) Yoksa ne konuştuğunuzu bilemem, ben dedikoducu değilim çünkü, gördüğümü ancak dile getiririm ben. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla biz çağrıda bulunduk "Gelin, ortak komisyon kuralım, çalışalım, ya siz getirin teklifi, Meclis tatile çıkmadan bunu hazırlayalım." dedik.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hocam, bizim haberimiz yok.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Basın toplantısı yaptık, çağırdık.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Söylemediniz, söyleseniz geliriz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi birlikte çalışalım. Dolayısıyla sonra parti genel başkanlığınıza yazı yazdık, genel başkanlık olarak, Mecliste temsil edilen 9 partiye çağrıda bulunduk, Adalet Bakanlığı başta olmak üzere -Sayın Bakan Yardımcısı yok galiba, Komisyon Başkanı da yok, neyse vekili var- "Gelin bu teklifi hazırlayalım." diye Yargı Strateji Belgesi'ne dayanarak. 4 partiden olumlu yanıt aldık ve bunun yanı sıra 7 örgüt DİSK'ten HAK-İŞ'e, Türkiye Barolar Birliğinden Yargıçlar Sendikasına kadar 20 örgütün katılımıyla, 65 uzmanla birlikte tam tamına -ağustosta başladık- 14 ayrı kanun teklifi, 228 maddeden oluşan, torba değil tematik kanun hazırladık ve hatta o kadar ileri gittik ki sizin açıkladığınız paketle bizim öneriler arasında çakışan maddeleri bile tespit ettik. Bütün bu yasalar demeti burada yer almaktadır, gerekçeleriyle 14 ayrı yasa önerisi ve bu öneri de Anayasa madde 81 yeminimize göre hukukun üstünlüğüne namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettiğimiz için adil yargılanma hakkı ilkelerini temel aldık ve o doğrultuda Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu başta olmak üzere temel yasalarımızı gözden geçirmek suretiyle toplam 228 maddeden oluşan bir yasa önerileri demeti ortaya çıkmış bulunuyor. Şimdi, bu metinler şu anda Meclisimizin Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığınca yasa tekniğine göre inceleniyor uygunluğu açısından ve umuyorum ki, belki sizinki kadar hızla olmasa da, bir günde olmasa da bir hafta içerisinde buraya geldiğinde onu birlikte tartışma olanağımız olur. Tabii ki, Sayın Bilen de teşrif ettiğine göre, burada kaçmak yok. (CHP sıralarından alkışlar) Burada, gece yarısı da olsa oturacağız, bunları konuşacağız, emek temelinde, fikir temelinde, ülkemizin geleceği için bunu birlikte yapacağız.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hoca, kaçan yok!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ben öyle bir şey demedim ki...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Kaçmak yok dedik, buradayız.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Burada olduğunuz gibi, kaçmayacaksınız. Tabii ki onda 1'ini değil, onda 9'unu getireceksiniz vekillerinizin ve burada birlikte konuşacağız, tartışacağız.
Şimdi, tabii ki, yine, Sayın Bilen dedi ki: "Anayasa" dedi, ilk adımı attık, Özkoç söyledi, ilk adımı attık. Şimdi söyleyeceğim, gelin o zaman, 2'nci, 3'üncü, 10'uncu adımı birlikte atalım. Niçin ilk adımı attık, nasıl ilk adımı attık 5 parti ve 20 sivil toplum örgütüyle, 65 uzmanla? Adil yargılanma hakkı temelinde 10 yasada ayrı ayrı 10 yasa önerisi, 11 yasa önerisi, 12 yasa önerisi hazırladıktan sonra, hayır, Anayasa'da mutlaka bazı maddelerin değiştirilmesi gerekir ki, bu adil yargılanma hakkı temelinde hazırlanan yasalara yanıt versin. İşte, o çerçevede, sadece bu bağlamda, 12 maddelik Anayasa değişikliği paketini de hazırladık ve bunların başında, mesela, kurumsal anlamda Adalet Yüksek Kurulu geliyor, yani Hâkimler ve Savcılar Kurulu yerine Adalet Yüksek Kurulu Kurul üyelerinin seçimini Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Büyük Millet Meclisi yapmaktadır, Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulabilmektedir. Ama, tabii ki ben bunların ayrıntılarına girmeyeceğim, bazılarının başlıklarını belirteceğim çünkü esasen burada görüşmekte olduğumuz torba yasa niteliğindeki teklife de birkaç dakika da olsa zaman ayırmam uygun olacak çünkü burada dile getirilen ve getirilmeyen birçok sorun var. Her adıma, her olumlu adıma "Evet." dememiz gerekiyor, diyoruz da zaten fakat atılan adımların gizlediği tuzakları da dillendirmemiz gerekiyor.
Şimdi, burada 1'inci ana sorun şu: Anayasa'nın, yürürlükteki hükümlerin saygı görmüyor olması. Mesela Anayasa madde 138 -mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen madde- dava öncesi, esnası ve sonrasında sürekli ihlal edilmektedir Anayasa'ya aykırı bir biçimde. Biz Meclis olarak Anayasa madde 11'i ihlal ediyoruz. İşte, biraz sonra değineceğim gibi, pasaport konusunda Anayasa madde 23 "Hâkim kararıyla sınırlanabilir." dediği hâlde kolluk gücünün takdirine bırakıyoruz.
Üçüncü örnek: Evet, yargı... "Tutukluluk sürelerini kısalttık." dediniz; iyi yaptınız, destekliyoruz fakat esasen buradaki sorun: Yargıçlar, Anayasa'ya sadık olmamaları nedeniyle, Anayasa madde 19 gereği "tutuksuz yargılama" ilkesi geçerliyken, tutukluyorlar ve aylarca, yıllarca insanlar tutuklu kalabiliyor. Benim korkum, Sayın Başkan: Bu şekilde azaltarak tutukluluğu meşru kılıyoruz. Oysa öncelikli olarak, Anayasa'nın 19'uncu maddesine Anayasa'nın 19'uncu maddesini sürekli ihlal eden hâkimlere uygulanacak yaptırımı koymamız gerekiyor.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Var Hocam, 2802'de var.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Tıpkı bizim, 138'e koyduğumuz gibi; "138'inci maddeyi ihlal edenlere uygulanacak yaptırım, yasayla belirlenir." biçiminde bir kural koyduk.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hocam, var, 2802'de var o.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi, sizin...
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Hocam, İçişleri Bakanlığına hepsini verdik, yetki veriyoruz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Tabii, sizin konuşma hakkınız çok, yanıt verirsiniz. Lütfen, benim sözümü kesmeyin.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Kesmedik.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, ilave edin lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, burada, bakın, şeye giriyorum: Pasaport konusu, tabii ki, en çok dile getirdiğiniz husus, avukatlara yeşil pasaport. Tabii ki bu bir yurttaşlık sorunu. Türkiye'de yurttaşın değerini o kadar azalttık ki şimdi artık yeşil pasaportla yurt dışına göndermeye çalışıyoruz. Oysa vizesiz olmalıydık, vizesiz olmak için yargı bağımsızlığını, hukuk devletini ilerletmek gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, şimdi, Başbakanın deyimiyle, "Kanun hükmünde kararnameler ek listelerinde adları yer alan kişiler hatayla yakıldı, kurunun yanında yaş da yakıldı." dedi. Yardımcısı "MİT raporlarına göre o liste oluşturuldu." dedi ve şimdi o yolla üniversiteden attığımız öğretim üyelerinin pasaportlarına el koyduk ve diyoruz ki... 6 bin öğretim üyesinin pasaportuna el koydunuz.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Hocam, kaç ülkeye vizesiz gittiğimizi biliyor musunuz? Pasaportla kaç ülkeye gittiğimizi biliyor musunuz?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Lütfen laf atmayın, lütfen dinleyin.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Kaç devlete pasaportla gidiyoruz?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ben sizi oradan dinledim, ben sizi oradan dinledim.
BAŞKAN - Sayın Bilen, rica ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - 6 bin öğretim üyesinin pasaportuna el koydunuz ve şimdi onlara diyorsunuz ki: "Polis evet derse pasaportunuzu iade ederiz."
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Kim el koydu hocam? Hocam kim el koydu?
BAŞKAN - Sayın Can, hocamızı dinleyelim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ama onların yetiştirdiği öğrencilere, avukatlara "Siz alın yeşil pasaportla yurt dışına gidin." diyorsunuz ama onları yetiştiren profesörlere "Sizin pasaportunuzu ancak polis evet derse iade ederiz." dediniz. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi bu büyük bir çelişkidir ama tabii ki zamanım olmadığı için ben yurttaşlığın ne kadar değersizleştirildiği konusuna girmiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi burada demek ki ciddi bir soruna değindim sizin şeyde yer almayan ve pasaport tuzağıyla yer alan ki orada açıkça Anayasa'ya aykırıdır ve biz burada bu metne "evet" oyu verdiğimiz taktirde Anayasa madde 123'ü açıkça ihlal ediyoruz demektir.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 123 değil, 23.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - 23, Anayasa 23. Bu bakımdan olağanüstü hâl düzenlemelerine el atmayan bir yasa önerisi yargı reformu olarak nitelendirilemez. Olağanüstü hâl dönemi bu ülkede yaşandı ve çok keyfî bir biçimde -Sayın Başbakanın dediği gibi- kurunun yanında yaş da yakıldı. Hukukta yakma yoktur Sevgili Turan, adil yargılanma vardır suçlu da olsa, yakma yoktur, hukuka yabancı kavramdır yakma. (CHP sıralarından alkışlar) Ve MİT raporlarıyla yapıldığını da Başbakan Yardımcısı söyledi.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hocam, mecaz. Mecaz, mecaz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Buna el atmak lazım.
Sadakat kişiye olmaz; hukuka, Anayasa'ya sadakat söz konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı
BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, bir dakika daha, son dakika daha ilave ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi, istinaf mahkemelerine getirilen temyiz yolu aslında düşünce suçunun varlığının itirafıdır. Bu güzel ama esas korku, düşünce suçu devam edecek demektir. Yani eğer biz düşence suçlarını kaldıracak olursak, o zaman zaten istinaf mahkemeleri önünde sadece fikirleri nedeniyle, açıklamaları nedeniyle yıllar yılı hapislerde yatan ve yargılanan kişilerin dosyalarıyla istinaf mahkemelerini meşgul etmeyeceğiz ve esasen onlar adil yargılanma hedefine yönlendirileceklerdir.
Bunun gibi, sınav konusu, şimdi, sınav konusu... Biz, bir sınav daha koyuyoruz. Sınavı kazanan, 100 puan alan hâkimlik sınavına girecek; 100 puan alacak, onu sözlüye alacağız kapalı kapılar arkasında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Peki, 100, 100 alan kişiyi sözlüde çevirdiğimiz zaman bunun hesabını kim verecek? Peki, neden kameradan kaçıyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, son dakikaya geliyoruz değil mi? Lütfen...
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Böyle bir usul yok.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hocam, İç Tüzük'ü ihlal ediyorsunuz, Anayasa'yı ihlal ediyorsunuz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Neden, kimden korkuyorsunuz? Kimden korkuyorsunuz?
Dünya tarihinde görülmemiş, 4 bin hâkim ve savcıyı bir gecede hapse gönderen bir ülke olarak yarın öbür gün, on yıl sonra 14 bin hâkimi mi hapse göndereceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ne alakası var?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - CHP bu durumu alkışlamakla tarihî bir hata yapıyor.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Gelin, gelin bunu açıkça, gelin, bunu açıkça yapalım, korkmayalım.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hocam, FETÖ ağzıyla konuşma!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - 4 bin FETÖ'cü hâkimi attık diye eleştirip alkışlıyorsunuz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Korkmayalım, korkmayalım; adaylarımızdan korkmayalım.
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla esasen sorun, temel sorun demokratik bir anayasaya geçiştir, hedefimiz budur. Bu anayasa çalışmasını da yaptık; gelin, sizinle de yapalım. Tıpkı bu metinleri hazırlamak için size çağrı yaptığımız gibi şimdi de çağrı yapıyoruz. Zaten beş partiyle ilk adımı attık. Siz de gelin, 4 parti, diğer partiler, bu Mecliste, bu yüce Mecliste -bu Meclis, kurucu Meclis işlevi görsün- birlikte Anayasa madde 2'de yer alan, insan haklarına dayanan, demokratik hukuk devletini inşa eden, anayasal denge ve denetim düzeneğini kuran bir anayasayı gelin birlikte yapalım, gece gündüz çalışalım.
Teşekkür ederim sabrınıza. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)