GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siyasi partilerin belli bir konuda değişik duruşlarının olabileceğine, terör karşısında herkesin aynı duyarlılığı sergilemesi ve siyasetçilerin kutuplaştırmayı artırmayacak dil kullanması gerektiğine, Barış Pınarı Harekâtı'nın dış kamuoyuna iyi anlatılmasının iktidar partisine düşen en önemli görev olduğuna ilişkin konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:4
Tarih:09.10.2019

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, elbette, önemli bir konuda -daha önce de ifade ettik- her siyasi partinin değişik bir duruşunun olması çok normal. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde, Türkiye'nin esenliği için mücadele ediyoruz. Tabii, Türkiye'nin bir terör belası var; PKK, IŞİD, DHKP-C gibi terör örgütleriyle Türkiye'nin kuşatıldığı ve eylemlerin yapıldığı bir ortamda yarın 10 Ekim Ankara Garı patlamasında IŞİD'li teröristlerin patlattığı bir bomba sonucu ölen arkadaşlarımızı anacağız. O patlamada ben de hayatımı kaybedebilirdim çünkü o mitinge on dakika farkla geciktim ve bombanın patlamasından sonra patlamanın olduğu yere ilk giren kişi benimdir. Televizyonlar "1 kişi öldü, 2 kişi yaralı." derken ben o anda yaklaşık 100'e yakın hayatını kaybeden arkadaşlarımızın cesetleriyle yüzleşmiş biri olarak olayın büyük bir travmasını yaşamış bir kardeşinizim.

Diğer taraftan, Ankara'daki ikinci ölümlü patlamada, Kızılay Güvenpark'taki patlamada ve Merasim Sokak'taki patlamada ki PKK'nın patlattığı bir bombada çok yakın bir aile dostumuzun şu anda 9 yaşında olan kızının gözleri kör oldu. Ben cuma günü onları da ziyaret edeceğim ve hayatının baharındaki bu kardeşimizin, gözlerini kaybeden bu kardeşimizin yaşadığı aile travmasında, eğitim konusunda onlara yardımcı olmaya çalışacağım çünkü çok masraflı bir iş. Düşünün, 6 yaşında bağrınıza bastığınız gencecik kızınızın güle oynaya dışarı çıktığı zaman bir servis arabasına tam binerken PKK'nın patlattığı bombayla gözleri kör oldu.

Şimdi, her türlü terör karşısında hepimizin aynı duyarlılığı sergilemesi gerekiyor. Terörün her türlüsünü hepimizin aynı şiddette ve ölçüde lanetlemesi gerekiyor. PKK'ya IŞİD'e DHKP-C'ye ve ismini burada sayamadığım bütün terör örgütlerine lanet okuyorum. Bu acılar hepimizi sarabilirdi. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Kızılay'da patlayan bir bombada ilçe başkanımızı kaybettik. Yine, adli tıpta onun cesedini ben teşhis ettim. Bütün patlamalarda bir iki dakika arayla oradan geçen ve tesadüfen kurtulan bir kardeşinizim. Bu terör, siyasi mücadele elbette olacaktır ama terör karşısında herkes ortak bir duruş sergileyecektir. Türkiye'nin bir terör sorunu vardır. Şimdi, siyasi partilerimizin elbette bu harekât nedeniyle değişik düşünceleri olacaktır ve her fikir, söylenildiği anda da bir hüküm ifade eder ve kendine göre de değerlidir, anlaşılabilir, elbette bunların değerlendirmesini önümüzdeki yıllarda hep beraber yapacağız.

Benim esas üzerinde durmak istediğim konu, böyle bir ortamda her türlü sözün bir yöne çekileceği bir yerde daha fazla kutuplaştırmayı artırmayacak bir dilin siyasetçiler tarafından özenle kullanılmasıdır. Bir siyasetçi, ister beğenin ister beğenmeyin, kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate almak durumundadır. Bu böyle olmalıdır, bu aslında bütün partiler için böyledir. Her parti kendi açısından bir köşeye çekiliyor ve karşısındaki partinin saygı duyduğu değerlere de sahip çıkmalıdır. Böyle olursa toplumumuzda daha anlaşılır bir siyaset ortamını yaratmamız elbirliğiyle mümkündür.

Şimdi, bence iktidar partisine düşen en önemli görevlerden bir tanesi de özellikle bu harekâtın dış kamuoyuna iyi anlatılmasıdır; Türk diplomasisinin ve ilgili kuruluşlarımızın bu konuda kendi mevkidaşlarını, kuruluşları en iyi şekilde anlatacak bir diploması başarısını göstermesidir. Bu da işin bir başka önemli boyutudur. Biz bütün dünyaya bu harekâtla kimsenin topraklarında gözümüzün olmadığını, adaletin, hukukun ve terörden arındırılmış bir şekilde bölgelerin temizlendiğini ifade ettiğimiz anda, Türkiye en kısa zamanda zaten geri çekileceğini ifade etmek suretiyle, dünya kamuoyunu arkasına almak suretiyle dosta düşmana nasıl bir harekât içerisinde olduğunu anlatmak durumundadır. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum.

Türkiye, pek dostu olan bir ülke değil değerli arkadaşlarım. Bakın, biz daha Kıbrıs Barış Harekâtı'nın da haklılığını tam olarak anlatabilmiş değiliz. O yüzden, Türk diplomatlarımıza büyük bir görev düşüyor.

Ben buradan tekrar kahraman askerlerimize başarılar diliyorum. Onların Türk devletinin kurucu unsurlarından olan adaleti, bağımsızlığı terörden temizlendirilmiş bir şekilde, hürriyetler alanını daha da açacak bir şekilde, bütün topluma huzur getirecek bir anlayışı egemen kılacağına inanıyorum. Bir an önce herkes görevini yapacaktır ve bu harekât da sonuçlanacaktır.

Tekrar bütün komuta kademesine, görev alan asker kardeşlerimize, her birine ayrı ayrı başarılar diliyorum. Umuyorum ve diliyorum ki kısa zamanda bu harekât bitecektir ve Türkiye dünyaya örnek bir davranışı gösterecektir diye düşünüyorum.

Bu duygularla, birinci bölümün tamamlanmasını da dikkate alarak birleşime beş dakika ara veriyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)