| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 10.10.2019 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; yargı reformu strateji belgesi, amaç ve hedefleri ve getirilen birinci paket incelendiği takdirde bir reform niteliğinde değildir. Bunu nereden anlıyoruz? Burada yargının en temel unsurları olan yargı bağımsızlığı ve yargı tarafsızlığı konusunda herhangi bir düzenleme olmadığından anlıyoruz. KHK'yle ilgili birçok mağdurun olduğu ülkemizde, bu konuda OHAL'le ilgili kanun hükmünde kararnamelerin yasalaşmasından sonra bu konuda bir düzenleme yapılmadığını anlıyoruz. Nereden anlıyoruz? Yargıyı siyasallaştıran yürütmenin, yargı üzerindeki tahakkümünü ortadan kaldırmaya yönelik herhangi bir düzenleme olmadığından anlıyoruz. Demek ki yargı reformu strateji belgesi, yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı, adil yargılanma hakkı konusunda yeni bir şey getirmiyor. Ne getiriyor? Reform olmayan tek tük düzenlemeler getiriyor.
Bakınız, 1'inci maddeden belli, avukatların birçok sorunu varken, işsiz avukatlar, genç işçi avukatlar, avukatların mesleki sorunları, CMK sorunları, sosyal hizmetler sorunları ve savunma hakkı ihlalleri varken pasaport hakkıyla ilgili düzenleme yapılıyor. Pasaport hakkıyla ilgili düzenleme yapılıyor ama getirilen pasaport hakkıyla ilgili düzenlemede Anayasa'nın eşitlik maddesi, Anayasa'nın 38'inci maddesinde bulunan masumiyet karinesi, Anayasa'nın 23'üncü maddesinde bulunan seyahat özgürlüğü de zedeleniyor.
Avukatlara yeşil pasaport getiriliyor ama hangi şartla getiriliyor? Kovuşturma ve soruşturması olmamak kaydıyla getiriliyor. Arkadaşlar, soruşturma ve kovuşturma olmaması koşuluyla getirilen bir hak olabilir mi? Hangi memlekette yaşıyoruz? Bu memleket, hukuk devleti değil mi? Bu memlekette mahkeme kararı olmadan, sadece soruşturması ve kovuşturması söz konusu olan bir avukata "Pasaport veremeyiz." diyebilir misiniz? (CHP sıralarından alkışlar) Diyemezsiniz. Anayasa açık; Anayasa'nın 38'inci maddesi, masumiyet ilkesi; bir kimse hakkında, bir yargı kararı olmadan o kişi suçsuzdur.
Soruşturma aşamasında, daha sonra takipsizlik kararı verilebilecek bir durum olabilir. Kovuşturma aşamasında beraat kararı verilebilecek bir durum olabilir. Bu durumda, yurt dışına gitmek için pasaport talep eden avukata eşitlikçi davranmadan vermediğiniz takdirde, beraat ettikten sonra onun hakkını ihlal etmiş olmuyor musunuz? Hangi özgürlükçü anlayışla, hangi anayasal hakları ve özgürlükleri çiğneyen anlayışla getiriyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Bu nedenle, bu bir reform değil arkadaşlar.
Bunun reform olmadığı nereden belli? Sayın Cumhurbaşkanımızın "Biz avukatlara pasaport hakkı getiriyoruz ama hepsine değil." dediğinden belli arkadaşlar. Hepsine değil. Kimlere değil? Siyasi iktidara karşı muhalif olan ve kendi avukatlık mesleğini icra ederken Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle siyasi iktidarın karşısında, hakkında dava açan avukatlara engel oluyorsunuz. Yani "Benim siyasi görüşüme uygunsanız pasaport var, uygun değilseniz pasaport yok." diyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hayır, öyle bir şey olur mu? Yapmayın ya.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Böyle şey söz konusu değildir.
Değerli arkadaşlar, avukatlarla ilgili birçok sorun var, bunları çözelim diyoruz, onları da getirelim. Sınav hakkı; biliyorsunuz, sınav hakkı 2001 yılında getirildi, beş yıllık bir geçiş döneminden sonra -o zamanki deyişle- "Patron emretti." diye kanun kaldırıldı. Ne değişti? O zaman 70 bin avukat vardı, şimdi 125 bin avukat var. Şimdi yeniden getiriyorsunuz ama getirirken de uygulama maddesini koymuyorsunuz? Neden koymuyorsunuz uygulama maddesini? Niçin "Hemen uygulanacak." demiyorsunuz? Kimlerden çekiniyorsunuz?
Değerli arkadaşlar, burada açıkça her şeyi söylememiz gerekiyor. Söylenecek nokta şu: Demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve adil yargılanma hakkı konusunda anayasal değişiklikler olmadıktan sonra, bu memlekette demokrasi gelmezse, özgürlükler gelmezse yargı reformu olmaz. Hep beraber getirelim, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Tek adam rejiminde yargı reformu olmaz, iki dudak arasında yargı reformu olmaz, hâkimlere ve savcılara talimatla açılan soruşturmalar, kovuşturmalarla yargı reformu olmaz. Genel Başkanımıza yönelik açılan tazminat davalarında, hakaret davalarında hâkimlerin değiştiğini biliyoruz. Eren Erdem'in durumunu biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
Siyasi davalarda Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve 10 avukatın durumunu biliyoruz. Neyi biliyoruz? "Çorlu'daki davalarda, Soma'daki davalarda ve siyasi davalarda mağdur haklarını koruyan avukatlara pasaport yok." diyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu nedenle Pasaport Kanunu'nda değişiklik yapacaksanız avukatlara getireceksiniz, noterlere getireceksiniz ve yurt dışında çalışmaya gidecek olan, eğitimi sağlayacak olan tabiplere getireceksiniz, mali müşavirlere getireceksiniz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - O zaman pasaportun bir anlamı yok.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Hepsine getireceksiniz. Ama getiremiyorsunuz çünkü yurt dışında ülkenin itibarı sıkıntılı, vizesiz gidemiyoruz. Ne yapıyoruz? Hususi tahditli pasaportlara yöneliyoruz. Bu işin çözümü basit: Demokrasi, özgürlükler ve adil yargılanmayı getireceksiniz.
Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)