| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 10.10.2019 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, önergemizde belirttiğimiz üzere, biz, beş yıl kıdemi olan avukatlara, hekimlere ve ayrıca mali müşavirlere de bu yönde pasaport verilmesi yönünde bir talebimiz var. Biz bu pakete dönük olarak çok geniş bir şekilde çalışma yaptık ve bu, Meclis kayıtlarında mevcuttur.
Ancak maalesef ki biz an itibarıyla bu kanun teklifi üzerinde konuşmaktansa... Türkiye yangın yerine döndü, coğrafya yangın yerine döndü, dolayısıyla biz konuşmamızı başka bir minvalde sürdürmek zorundayız.
Değerli arkadaşlar, bu Meclis bir savaş kararı aldı, Rojava'ya savaş kararı, dün itibarıyla başlatıldı ve maalesef, siviller ölmekte ve ölümler giderek artmaktadır.
Yine değerli arkadaşlar, tarihî bir gün yaşıyoruz, dört yıl önce IŞİD'in saldırısı sonucunda 103 canımızı kaybettik ve bu nedenle bu karanlık saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Yalnız, şunu da belirtmek istiyoruz ki bu karanlık örgüte karşı, IŞİD'e karşı mücadelenin de Rojava halklarından ortaya çıktığını ve bütün dünyanın gözü önünde, bu DAİŞ terör örgütünün, DAİŞ karanlık örgütünün dize getirilmesinin de bu halklar tarafından yapıldığını da belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu AKP iktidarının faaliyetinin tamamının, Kürt'e demokrasiye, halklara dair kazanımların hepsini hedef aldığını çok açık bir şekilde belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu savaşın başlangıcı, düşünceye getirilen yasaklar; bu savaşın başlangıcı, yargıya yapılan müdahaleler, demokratik toplumun tüm kazanımlarına yapılan müdahaleler, baskı ve rafa kaldırılan özgürlüklerdir. Bu şekilde, tek adam rejiminin başlamasıyla Türkiye neredeyse felakete doğru sürükleniyor, sürüklenmektedir. AKP'nin tek adam rejimi olan bu otoriter rejimin can suyunu da iktidara maalesef muhalefet partileri sundu. Muhalefet, AKP'nin çizmiş olduğu çizgiden maalesef çıkamamaktadır. Dokunulmazlıkların kaldırılması, savaş tezkeresinin onaylanması da bunun diğer örnekleridir.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Gündeme gelecek mi Sayın Başkan?
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - AKP-MHP iktidarı, demokrasi güçlerinin desteğiyle geriletildi, yerel seçimlerde önemli merkezleri kaybetti. Son yapılan araştırmada AKP yüzde 30'un altına inmiş ve düşmeye devam etmektedir. İşsizlik had safhada, ekonomi batmış durumda, adalet ayaklar altında. Düşünceye yönelik operasyonlar devam etmektedir ve bu gece dahi yüzlerce vatandaşımız sırf savaşa karşı çıktığı için, "tweet" attığı için maalesef operasyona maruz kalmıştır.
İşte tam da bu durumda, AKP'nin bir çıkışa ihtiyacı vardı değerli arkadaşlar, en kolay yol savaş açmaktı. Baskın çıkan karar da bu oldu. Değerli arkadaşlar, peki, bu nedir? Bu, hiçbir şekilde, halkın yararına olan bir tercih değildir.
Değerli milletvekilleri, AKP fetihten bahsediyor, fetihten. Fetih ne demek biliyor musunuz? İşgal demek. Emevi Camisi'nde namaz kılma peşinde. İşgal ettiği bölgeyi inşaat şantiyesine çevirme peşindedir AKP.
Sizlere soruyorum değerli arkadaşlar: Afrin'de posta işletme hizmeti vermek, Afrin'de üniversite kurmak, Rojava'da -uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen- şehirler inşa etmek ne anlama geliyor? Bunlar Kürt kardeşliğinin iyiliği için mi yapılıyor? Asla.
BAŞKAN - Sayın Koç, biraz yargı paketini konuşsak.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Orada yaşayan Türkmen, Süryani, Alevi, Arap, Asuri ve diğer halkların yararına mı getiriliyor? Asla değil.
Peki, bunlar hani "Kürt kardeşlerim" diyorlar ya, Kürtlerin referandumunu bir savaş sebebi saydı bu AKP iktidarı. Kürt dili yasaklandı. Kürtler hâlâ yasada karşılığı olmayan bir halk. Tarihî yerler ve kalıntılar yok edildi, yok edilmeye devam ediliyor. Siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar hapse atıldı, hapse atılmaya devam ediliyor. Kayyumlarla bu halkın iradesi gasbedildi. Bu halka nefes aldırılmıyor, nefes aldırmıyor bu iktidar. Bu mudur Kürt kardeşliği, sizlere sormak istiyorum, bu mudur?
Değerli arkadaşlar, bu dünya sadece size ait değil. Bu dünyada, hani derler ya, 71 halk yaşıyor, binlerce, on binlerce yıllık geçmişi var bu halkların. Peki, sadece siz mi yaşıyorsunuz bu topraklarda?
Değerli arkadaşlar, yol yakınken biz şunu belirtmek istiyoruz. Önce içiniz yansa bile, bakın bunu özellikle belirtmek istiyorum, bu savaşın durdurulması için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koç, tamamlayalım.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Biraz da yargı paketiyle ilgili değerlendirmelerinizi de rica ediyorum, önemli bir konu.
Buyurun.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Efendim, yargı paketiyle ilgili zaten yazılı olan şeylerimiz mevcut, biz bildirmişiz onu.
İçimiz yansa bile bu savaşın durdurulması için elimizden geleni yapalım değerli arkadaşlar.
Bir diğer husus: Rojava, kardeş halkların diyarıdır, size düşman değildir. Savaşla değil, barış elini uzatalım o topraklara. Bu savaşla neler olacak, değerli arkadaşlar, sizin dikkatinize sunmak istiyorum: Ocaklara ateş düşecek ateş; yoksulluk artacak, faşizm şahlanacak, herkes kaybedecek herkes, savaşın kazananı olmayacak. Emperyalizme rağmen kardeşçe bir arada yaşamanın tek yolu, savaşa dur demektir, kardeşçe yaşamaya çağırmaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)