GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:10.10.2019

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. İYİ PARTİ adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Acılarına yıllardır gözyaşı akıttığımız, ayağına taş değdiğinde acısını yüreğimizde hissettiğimiz, milyonlarca para harcadığımız, dünyayı karşımıza aldığımız Filistin, sözde Müslüman ülkelerden oluşan Arap Birliğiyle beraber utanmadan Türkiye'yi sert bir şekilde kınarken Avrupa Birliğinin Barış Pınarı Harekâtı'nı kınama girişimini "Ülke sınırlarını savunabilir." diyerek terörle mücadelemizi destekleyen Attila'nın torunları, büyük Turan'ın değerli parçası, Hun Türklerinin ülkesi Macaristan'a, Attila'nın torunlarına selam olsun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan olunca dünyanın şah damarını keseriz. Turan elleri var olsun, düşmanlar kahrolsun, Tanrı Türk'e yâr olsun, Attila'nın torunlarına bir kez daha selam olsun.

Milliyetçiliğin yerine ümmetçiliği ikame edenlerin, bu durumu bir kez daha bilgilerine sunmak istiyorum. Bu kürsüden kahraman Türk ordusunun kuzey Suriye'ye yapmış olduğu harekât karşısında, bazı hatipler Türk ordusunun şanına, tarihine yakışmayacak şekilde söylemlerde bulunmuşlardır.

Yıl 1993, Baykan'ın Derince köyü, okul bahçesi, 22 kişi, 13'ü çocuk, içlerinden biri daha bebek. Aralarındaki Serkan Erdem adlı çocuk, hainlerin kurşunlarıyla daha bebek yaşta, anasının kucağında, ağzında süt kokusuyla toprağın bağrına giriyor.

2 Ağustos 2018, 11 aylık Bedirhan; o da kundağını kefen yaparak bu dünyaya veda ediyor.

Bu ülkede tam 140 öğretmenimiz insan aklının sınırlarını zorlayan bir vahşetle PKK tarafından katlediliyor, işkence yapılarak, bedenleri parçalanarak; tıpkı öldürüldükten sonra bayrak direğine asılan İsmail öğretmen gibi.

Bismil'de, 22 yaşında, okulu, öğrencileri bir çiçek bahçesi gören öğretmenimiz, babasının gözleri önünde dövülerek, sürüklenerek, dağa çıkarılıp sayısız kurşunları bedeninde bularak öldürüldü Neşe öğretmen.

Yine, öğrencilerinin gözleri önünde dövülüp, ilkokul çocuklarının önünde kurşuna dizilip kafası kesilen Mehmet Saygıgüder öğretmenimiz gibi.

Son örnek, Tunceli'de görme engelli ilkokul çocuklarımızı eğiten Dilay Kerman'ın, eşiyle beraber uzun namlulu silahlarla taranarak katledilmesi gibi.

Peki, bu öğretmenler, bu savunmasız bebeler, elinde kaleminden başka silah olmayan bu insanlar katledilirken bugün feryat figan eden insanlar acaba o gün niye sessiz kaldılar diye sorgulamak istiyorum. Gencecik, savunmasız, masum insanlarımızın ölümü üzerinden hak mücadelesi verdiğini ve demokratikleştiğini sanan, kanlı vahşete hümanizm elbisesini giydiren, şehitleri unutup PKK'lı teröristlerin silahlı mücadelesinin haklı olabileceğini söyleyen kirli anlayışı bir kez daha lanetliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kuruluna gelen kararlar çok geç zamanda çıkıyordu. Yapılan uygulamayla, uyuşmazlık konusu olan konular bundan böyle Danıştayımızın ya idari dava dairelerine ya da vergi dava dairelerine gidecek ve üç ay içerisinde karara bağlanacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erel, yargıyla ilgili bölüme çok az süre ayırmışsınız, ben size bir dakika daha ilave edeyim, onunla ilgili katkınızı bekliyorum.

AYHAN EREL (Devamla) - Bu uygulama gayet güzel ama ben hatırlıyorum, iş mahkemesinde işe iade davaları da iki ay içerisinde -Yargıtay dâhil- sonuçlanacaktı ama mümkün olmadı. Bunun yerine, yargılamayı uzatan bilirkişilik ve buna benzer, sürelerin kaybolmasına sebep olan unsurların ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Eksikliklerine rağmen bu yasada emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)