| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 10.10.2019 |
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 105 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, yargının günümüzde sorunlu hâle gelmesindeki sürece kısaca değinmek istiyorum. 2002 yılında AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle, daha önce devletin her kademesine girmeye çalışan o zamanki adıyla cemaat rahat bir ortam kazandı. 12 Eylül 2010 referandumuna kadar cemaat ve AK PARTİ iş birliği içinde uygun ortam hazırlanıp referandumda da "evet" çıkmasıyla birlikte özellikle HSYK seçimleri sonrasında pervasızca yargıyı kontrolleri altına aldılar. Sonunda 17-25 Aralık ve 15 Temmuz yaşandı. 17-25 Aralık sonrasında örgütün tasfiyesi, hele de 15 Temmuz sonrasında kesin tasfiyeye çalışılması bizi sevindirdi ve mücadeleyi destekledik. Ancak boşalan bu kadrolara AK PARTİ yöneticileri ile bunların yakınlarının hâkim ve savcı olarak atanması yargıda hukuksuz ve adaletsiz düzenin devam etmesi sonucunu doğurdu. FETÖ'yle mücadele yeteri kadar yapılmadığı gibi başka tehlikeli cemaatlere de yargıda yol açıldı. Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakanın basın yasağı sözleri de bu hususu doğrulamaktadır. FETÖ'yle mücadelede 17-25 Aralık öncesinde işlenen fiillerle ilgili özellikle de devlet yöneticileri bakımından aldatılıp kandırılma gerekçeleriyle bir cezasızlık hâli varmış gibi algı yaratılarak soruşturma açılmadı.
(Uğultular)
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Sayın Başkan, gürültü biraz fazla gibi sanki.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, biraz sessiz olalım lütfen.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Türk Ceza Kanunu maddelerinde aldatılma ve kandırılma cezasızlık hâli olarak düzenlenmemiştir. Bu tür suçlar genel zaman aşımına tabidir ve bu suçlarda zaman aşımı otuz yıldır. Günü gelip hukukun üstünlüğü tekrar tesis edildiğinde anayasal düzende, hukuk ortamında bunların hesabı sorulacaktır.
Değerli milletvekilleri, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel hayatı altüst edecek yasal düzenlemelerin öngörülebilir olmaması bireylerin hukuka olan güveninin de tükendiğini göstermektedir. Esasen hukuk güvenliğini sağlayacak olan unsurlar, bağımsızlık ve tarafsızlık sorunu çözülmüş olan yargı organları ile yasama ve yürütme organları arasındaki denge ve denetleme sistemidir. Hukuk devletinin temel direği olan yargı aynı zamanda devletin vicdanıdır. Bu vicdanın siyasi ve ideolojik vesayet odaklarının işgaline uğratılması, toplum hayatına verilen zararların acı örnekleri hafızalardan silinmemiştir. İşgal devam ettiği sürece de bunları yaşamaya devam edeceğiz. Yargının vicdanını işgal edenlerin kimliği, düşüncesi ya da kusurları ne olursa olsun bu sonuç değişmeyecektir. Bugün itibarıyla bırakınız ceza davalarını, en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışmaya açılmakta, yargıya olan güven çok ağır yara almaktadır. Hatalarınızdan dönmenizi tavsiye ediyoruz. Hukuk devletini tahrip etmekten artık vazgeçin.
Değerli milletvekilleri, elbette ki çağın gerekleri doğrultusunda bu kurumların ihtiyaçlarına uygun yasal düzenlemeler yapılabilir ama ne yazık ki iktidarınız döneminde yapılan çoğu yasal düzenleme, kurumların bağımsızlıklarını ellerinden almak ve iktidarın emrinde kurumlar yaratmak amacına hizmet etmenin ötesine gidememiştir. İktidarınızın bu hukuk tanımaz yürütme usulü, hukuki bir yürütme usulü değildir. Milletin oyuyla gelmekle övünen iktidarınız ne yazık ki milletten aldığı destekle Anayasa'nın dışına çıkmıştır. Bu taşkın, önüne milletimizi almış ve uçuruma doğru sürüklemektedir. Bu taşkın, milletimizin umutlarını söndürmektedir. Bu taşkın, devletin dengesini bozmaktadır.
Bu mukaddes çatı altında AK PARTİ iktidarını bir kez daha uyarıyoruz: Hukuk devletini daha fazla zedelemeyin, yargıdan elinizi çekin, yargının bağımsızlığına dokunmayın. Çünkü ne yazık ki Türk yargısı iktidarınızda itibarını tamamıyla bitirmiştir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 9'ncu maddesinde hukuk fakültesi mezunu olmayanların hâkim yapılması söz konusudur, düzenleme bu yöndedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, toparlayın.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Bu, kabul edilebilir değildir. İdari yargı hâkimliği için hukuk mezunu olmayanlara da hâkim olma yolunun açık tutulması ve Fransa gibi bazı ülkeleri örnek göstermeleri ülkemiz açısından doğru bir uygulama olmayacaktır. Bu ülkelerde hukuk fakültelerini bitirmiş kişilerin özellikle idari yargı hâkimliğini tercih etmedikleri gerçeğinden yola çıkarak ve ülkemizde de 150 civarında hukuk fakültesi olduğunu, her yıl binlerce mezun verdiğini hatta hukuk mezunları enflasyonu sebebiyle avukatlığa bile sınav getirildiğini düşünürsek hukuk fakültesi mezunu olmayan, yeterli hukuk eğitimi almayan kişilerin hâkim olarak istihdam edilmesinin uygun olmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın nasıl yapılacağı, tüm hukukçuların hukuk mesleğine girişte aynı sınava mı tabi tutulacağı açıklıkla dile getirilmemiştir. Bu kanunun yönetmelikle düzenlenebileceği de yazılmamıştır. Bu sınavın toplu yapılması doğru değildir. Hâkim ve Savcılık Sınavı'nın uygulaması farklı olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bahşi.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Verdiğimiz önerge doğrultusunda bu maddenin tekliften çıkarılmasına hepinizden destek istiyorum arkadaşlar.
Gazi Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)