| Konu: | Kadınların yaşadığı sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2019 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bugün, dünyanın yarısını oluşturan kadınların sorunlarına dikkat çekmek için söz almış bulunuyorum.
Türkiye, malum, bir bölgesel savaşın içerisine, Suriye bataklığı içerisine çekilmiş durumda. İşgal girişimi ve savaş bütün halklar için, bütün ezilenler için ağır bir yük olduğu kadar, kadınlar için de büyük bir yaradır, büyük bir acıdır; göçtür, ölümdür, tecavüzdür, tacizdir. O nedenle, ilk önce sözlerime "Savaşa hayır, barış hemen şimdi." diyerek kadınlar adına başlamak istiyorum.
Son derece eril politikalarla yönetilen, tek adam rejimiyle yönetilen Türkiye'de, kadınlar her geçen gün, yüz yıllık kazanılmış haklarını da kaybederek geriye doğru gidiyor. Hayatın her alanına baktığımız zaman, kadınların erkek egemen, kapitalist zihniyetle ezildiğini, sömürüldüğünü, yok sayıldığını görüyoruz. Buna savaş politikaları da eklendiği zaman, gerçekten de büyük acılara tanıklık ediyoruz. Zaten her gün erkek şiddetiyle en az 3 kadın yaşamını yitiriyorken bir de bunlara hemen sınırımızda yaşanan savaş sebebiyle, Nusaybin'de, sınır bölgesinde yaşanan kadın cinayetleri, savaşta yaşamını yitiren kadınlar ve çocuklar eşlik etmiş bulunuyor.
Biz bu savaşa girilmemesi gerektiğini, bunun bir savaş ve işgal politikası olduğunu söylediğimiz zaman, işte, tam da bunu söylüyorduk çünkü kadınların göç ettirilmesi, kadınların, çocukların savaş bombalarının altında kalması bütün yaşamları karartıyor ve yaşamdan bu insanları kopartıyor. Bugün daha altı gün oldu bu işgal girişimi ve bu altı gün içerisinde şimdiden 300 bine yakın halkın göç ettirildiğini, zorla göç ettirildiğini görüyoruz.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - İşgal diye bir şey yok, terörle mücadele var. Böyle bir kelimeyi ben kınıyorum, reddediyorum. İşgal diye bir şey yoktur arkadaşlar.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - İnsanlar bulunduğu, yaşadığı coğrafyadan, kadınlar yaşadığı coğrafyadan başka yerlere bombalar atıldığı için göç etmek zorunda kalıyorsa, bunun adına siz ne derseniz deyin...
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Bunun adı terörle mücadeledir, işgal değildir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - ...burada bir zorunlu göç varsa, yüz binlerce insan eğer göç ediyorsa, insanlar ölüyorsa, kadınlar ölüyorsa, çocuklar ölüyorsa o zaman biz bunun adını doğru koymalıyız.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Amerika ve Rusya girerken "işgal" demediniz ama.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Eğer adını doğru koyarsak o zaman çözümü de doğru olarak yaparız.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Türkiye'de ölen sivil şehitlerimize ne diyeceksiniz?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Burada sorunun adı yanlış konmaktadır, çarpıtılmaktadır. Dolayısıyla da çözüm üretmekten giderek uzaklaşılmaktadır. Biz kadınlar adına diyoruz ki: Bir an önce bu savaş politikalarından vazgeçilmelidir ve barış politikalarına sarılınmalıdır.
ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) - Ben bir kadınım, sen benim adıma konuşamazsın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bugüne kadar savaş politikalarıyla hiçbir yere gidilmemiştir, hiçbir soruna çözüm bulunmamıştır.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - PKK'nın dağ kadrosunun kaçırdıkları için de aynı hassasiyeti gösterdiniz mi bir kadın olarak?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Arada yaşamını yitiren siviller, kadınlar, çocuklar ve bütün halklardan ezilenleri düşündüğümüz zaman, bir an önce savaş politikalarından vazgeçmek kadınların yararınadır.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Orada ağlayan anneler, "Yeter, size verecek çocuğumuz yok." diyen anneler için de bir kadın olarak aynı hassasiyeti gösterdiniz mi?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Hani hekimler diyordu ya: "Savaş, bir halk sağlığı sorunudur." Burada ben de şunu eklemek istiyorum: Savaş aynı zamanda kadın sağlığı sorunudur. Savaş kadınlara düşmandır. Biz savaşla, çatışmayla sadece, ancak ve ancak ölüm ve göç ettirme, yoksulluk ve acı getirebiliriz.
Öte yandan Türkiye'de bugün ekonomik kriz ağır bir yük olarak kadınların sırtındadır. Kadınlar dünyanın yükünü taşıyorlar fakat kadınlar bir türlü yaşamda kendilerine alan açamıyorlar. Kadınların adı bir türlü ifade edilmiyor, ne siyasette ne hayatın başka alanlarında. Kadınlar iş yerinde eziliyor, evde eziliyor ve siyasette de siyaset dışı bırakılıyorlar. Bakın, belediye eş başkanlarımız kadın siyasetçiler olarak bugün de yine hukuksuz bir şekilde tutuklandılar ve siyasetten menedildiler, hapishaneye kondular. Bunların adına siz isterseniz "terör" deyin, ne derseniz deyin, kadın eş başkanlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Kemalbay Pekgözegü.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Hemen 31 Martta Türkiye'de yerel seçimler oldu ve eş başkanlarımız, kadın siyasetçiler olarak siyasete katılma hakkını halktan aldıkları yetkiyle elde ettiler. Bugün siz kayyum gasbıyla, kayyum darbesiyle onları, bu halkın iradesini kullanma hakkından uzaklaştırıyorsunuz. Hem halkın iradesini gasbediyorsunuz hem de kadınların siyasete katılma haklarını gasbediyorsunuz çünkü siz demokratik bir Türkiye'den rahatsız oluyorsunuz. Eğer Türkiye gerçek anlamda kadınlar için, halklar için demokratikleşebilirse o zaman bu tek adam rejimini, bu diktatörlüğü sürdüremezsiniz. O yüzden sizin her zaman muhaliflerinizi kriminalize etmek gibi bir ihtiyacınız var ve terörize etmek gibi bir ihtiyacınız var.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Diktatör için Kandil'e bakacaksınız, Kandil'e.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Neredeyse her gün ellerinizi açıp dua ediyorsunuz "Bir yerde bir terör, şiddet olsa da biz koltuklarımızı daha da sağlama alsak." diye. Bu, utanç verici bir şeydir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yazıklar olsun sana!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - O sizsiniz, siz; sizin varoluş nedeniniz terör.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Engel olmayın, ruh hastası konuşuyor!
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Kemalbay Pekgözegü.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bakın, bu politika utanç verici bir politikadır. Türkiye'nin ağır sorunlarını çözmek varken Türkiye Hükûmeti çıkmış Suriye'de ÖSO çeteleriyle, El Kaide unsurlarıyla, IŞİD artıklarıyla el ele vererek orada kadınların hayatını karartmaya gidiyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - IŞİD'lileri YPG serbest bıraktı.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Biz biliyoruz, biz bu IŞİD artıklarını gayet iyi tanıyoruz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Tanıyorsunuz, dostunuz, dostunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Şengal'de 7 bin kadını pazarlarda satan IŞİD çeteleri bunlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Dostunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ortaksınız, ortak.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ortağınız, ortağınız, IŞİD sizin ortağınız.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ve bunlarla kol kola girerek Suriye'deki bir çatışmayı hayata geçirmeniz gerçekten de sizin ne yapmaya çalıştığınızı gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor. İçerideki ekonomik krizi, yoksulluğu, işsizliği, güvencesiz çalışmayı çözmek tabii ki sizin işinize gelmiyor çünkü siz sermayenin, para babalarının iktidarısınız, onların hizmetkârısınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Onlara Suriye topraklarında inşaatlar kurabilmek için bu politikalarınıza, savaş politikalarınıza sarılıyorsunuz.