GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:15.10.2019

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, işin doğrusu, tabii, şuradan başlamak gerekiyor: 2011 yılında Suriye'de iç çatışmalar, Suriye iç savaşı başladığında aslında Türkiye'nin politikasını belirleyen AKP yanlış bir Suriye politikası uygulayarak işe başladı. Neydi Suriye politikamız? Suriye politikası öncelikle Esad'ı bir an önce devireceğiz, yerine AKP'ye yakın İhvanvari, Selefi bir yönetim gelecek ve belki de bundan daha önemlisi Sykes-Picot'un yüzüncü yılına doğru gidilirken olası bir Kürt statüsünün Suriye'de engellenmesi anlamında ne gerekiyorsa yapılması kararı alındı. Aslında bu en tehlikeli, en zor olandı. Oysa daha kolay olanı vardı. Neydi? Hem Türkiye'deki kendi Kürt'üyle barışma hem de özellikle komşulardaki Kürtlerle de iyi komşuluk ilişkileri geliştirme imkânı varken Türkiye maalesef -AKP- bunu uygulamadı. Tam tersine, statüyü engellemek adına ne gerekiyorsa her yolu mübah saydı. İşte bununla beraber, bu engellemeyi IŞİD'le dahi yapma noktasında açık sınır politikası uyguladı değerli arkadaşlar. Ve açık sınır politikası neticesinde, 2014 yılına geldiğimizde, dünyanın çeteleri, Antep, Urfa ve Hatay sınırından Suriye'ye sokuldu, orada halklara karşı savaştırıldı ve aynı çeteler Türkiye içerisine girerek maalesef kanlı katliamlara imza attılar. 2015 7 Haziranından hemen iki gün önce Diyarbakır İstasyon Meydanı'ndaki mitingimiz bombalandı. Ardından 20 Temmuzda Suruç katliamı yaşandı. 10 Ekimde Ankara Gar katliamı yaşandı. Şimdi, bu açık sınır politikasında özellikle dünyanın çeteleri Suriye'ye giriş ve çıkış yaparken aslında Türkiye'de izleniyor, fiziki takip yapılıyor, teknik takip yapılıyor. Antep'te 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürüyen IŞİD dosyasında bunlar açık açık izleniyor ama maalesef bu katliamlara engel olunmuyor.

İşin ilginç tarafı, şunun da not edilmesi lazım, bu katliamların hepsi içeride de AKP muhaliflerine yönelik yapılıyor. Bunun bir yere not edilmesi gerekir değerli arkadaşlar. Bakın, verdiğimiz önergede de var; Ebu Ubeyde isimli, IŞİD'in Türkiye emiri olduğunu söyleyen kişinin itirafı, diyor ki: "Millî İstihbarat Teşkilatıyla toplantılar yaptık, bu toplantılarda Suruç katliamı ve 10 Ekim Gar katliamı da konuşuldu. 2 Türk askerinin yakılmasının engellenmesine karşılık, IŞİD tutuklularının bırakılmasına dair pazarlık yapıldı." Daha da ötesi, bakın, IŞİD'in Türkiye elçisi olduğunu ifade eden Ebu Mansur el Mağribi "Görevim DAİŞ'in Türk istihbaratıyla ilişkilerini yönetmekti. MİT'le çok sayıda yüz yüze toplantı yaptım. Toplantıların çoğu Türk askerî tesislerinde oldu. Özellikle Antep ve Ankara'da toplantılar yapıldı." diyor.

Bununla yetinilmiyor değerli arkadaşlar "Türk istihbaratı ile IŞİD emniyet güçleri arasında yaralanan milislerin sınırdan geçişleri konusunda bazı anlaşmalar ve tolerans vardı." diyor. "Türk İstihbarat Teşkilatı MİT'le çok sayıda yüz yüze toplantı yaptık." diyor.

Yine, El Mağribi "Sınırı rahatça geçiyordum. Bana araç tahsis ediliyordu ve koruma eşliğinde gidiyorduk. Beraberimde 2-3 kişi daha oluyordu ve ekibin lideri bendim." diyor. Buna benzer birçok ifadesi var değerli arkadaşlar. Asıl sıkıntılı olanı, bu kadar ifadeye rağmen AKP'den bu ifadelere bir cevap verilmemiş olması.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayınız Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, aslında bugün de bu iş birliğinin devam ettiğine dair birçok emare var. Bakın, AKP bugün bir işgale yöneliyor, IŞİD çetelerinin Kobani'de yenilmesinden sonra -önemli oranda yenilgiye uğratıldığı biliniyor ama- bugün tekrar o IŞİD çetelerine bir hayat öpücüğü veriliyor, hayata döndürülmesi noktasında bir çaba gösteriliyor.

AKP yetkilileri konuştuğunda "Kürtlerle bir sorunumuz yok." diyorlar ama biz bunun Kürtlere karşı bir tutum olduğunu açıkça biliyoruz. Söze geldiğinde deniyor ki: "Kürtler bizim kardeşimizdir." Ya, insan kardeşinin dilini yasaklar mı? Japonya'da 40 kişilik bir kurs açılıyor, engelliyorsunuz. Bakın, bu tutumlar hâlâ devam ediyor.

İki gün önce Barzani'yi tehdit ediyor "Sıra sana da gelecek." diyor.

AKP'nin kiminle sorunu var? Evet, Kürtlerin tamamıyla bir sorunu olmayabilir ama AKP'nin hak talep eden Kürtlerle bir sorunu var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Eğer bir Kürt hak talebinden vazgeçmişse, hiçbir hak talep etmiyorsa AKP'nin tabii ki onunla bir sorunu yok ama hak talep eden tüm Kürtlerle AKP'nin sorunu var.

Değerli arkadaşlar, AKP'nin IŞİD'le, özellikle bu katliamların arkasındaki güçle bir sürü istihbaratı olmasına rağmen engellenmemesi, arka planının hâlâ açığa çıkarılmamış olması böyle bir araştırmayı zorunlu kılıyor. Bu araştırmayı desteklemenizi ve bu belanın bir an önce son bulmasını istiyoruz. Bu bela tükenmiş değil. Bakın, bu bela başka başka şekillerle, El Nusra, ÖSO şeklinde hâlâ dünyanın başına tehdit olarak durmaya devam ediyor.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)