GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:15.10.2019

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; aslında Komisyonun önergeye neden katılmadığının gerekçesini de belirtmesi gerekir.

Bunu hatırlattıktan sonra, esasen yasayla kurulmuş olan Türkiye Adalet Akademisinin 703 no.lu Kanun Hükmünde Karaname'yle kaldırılması, kaldırıldıktan sonra yeniden yasayla kurulması gerekirken Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş olması Anayasa'nın 140'ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına açıkça aykırıdır çünkü yargıçlar ve savcıların eğitimiyle ilgili olarak bütün konular yasayla düzenlenir, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulamaz. Bu itibarla, Anayasa'ya aykırı olan bir düzenleme burada yasaya konulmuş olarak ve yasaya konulduktan sonra bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi doğrultusunda, çerçevesinde yasal düzenleme yapmak suretiyle esasen 2017 Anayasa değişikliğinde bozulmuş olan normlar hiyerarşisi ilkesi tamamen altüst edilmiş oluyor. Şöyle ki: Kavânîn, Kanuni Esasi, Teşkilatı Esasiye Kanunu, Anayasa sürecinde oluşan yüz elli yıllık geleneğimizin 2017'de kaldırılmış olması -hukuk devletinde hukuki yapılanma normlar hiyerarşisine dayandığı ölçüde hukuk devletinden söz edilebilir- aslında Anayasa'nın 104'üncü maddesinin on yedinci fıkrasının son cümlesiyle teyit edilmiş oluyor: "Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hâle gelir." Bu durum, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Anayasa'ya uygun olması varsayımında geçerlidir. Yani her Cumhurbaşkanlığı kararnamesi karşısında Meclis yasa çıkarabilir ve o konuda yasayla düzenleme yaptığı an Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ortadan kalkar. Bu madde bile, bu cümle bile normlar hiyerarşisinin altüst edildiğini gösteriyor. Ama bu önümüzdeki 34 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Anayasa dışı bir kararnamedir, Anayasa'ya aykırıdır. Bu bakımdan, Anayasa Mahkemesinin kararını beklemek gerekir; Anayasa Mahkemesi karar vermeden, Anayasa'ya uygunluğu tartışmalı olan bir konuda, Meclis yasama yetkisini o kararname çerçevesinde kullanamaz. Bu itibarla, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1 Temmuz 2019 günü verilen İç Tüzük Değişikliği Teklifi'ne göre, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini izleme ve inceleme komisyonunun kurulması konusu hâlen Anayasa Komisyonuna gelmemiş bulunuyor.

Şimdi, ben, 1'inci ve 3'üncü sıradaki partilere sesleniyorum. Onlar ki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini tavizsiz bir biçimde savunmaktalar. Esasen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini izleme ve inceleme komisyonu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini savunanlar açısından önemlidir çünkü, eğer gerçekten yaşatmak istiyorlarsa, o zaman bu kararnamelerin anayasal çerçevesini ve yasayla ilişkisini incelememiz gerekiyor, izlememiz gerekiyor, Anayasa'ya aykırı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi karşısında burada yasama faaliyetinde bulunmamız gerekiyor, aksi hâlde Anayasa'nın 7'nci maddesi "Yasama yetkisi devredilemez." ilkesini biz ihlal ediyoruz demektir. Anayasa'nın 6'ncı maddesindeki "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." şeklindeki amir hüküm ihlal edilmiş oluyor.

O bakımdan, biz, her ne kadar Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sadece söylemde var olduğunu, esasen böyle bir sistemin olmadığını, gerçeği yansıtmadığını ve Türkiye için de sürdürülebilir olmadığını savunuyor olmakla birlikte, hukuka saygımız çerçevesinde Anayasa'nın yürürlükteki hükümlerine uyma yükümlülüğü Anayasa madde 11 gereği hepimize düştüğüne göre, biz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine karşı olduğumuz hâlde bunu savunuyoruz yani Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin anayasal çerçevede yer alması gerektiğini savunuyoruz ama tabii ki hukuk etiği adına, Anayasa etiği adına, esasen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini savunanların 2017'de oylanmış olan Anayasa değişikliği çerçevesinde bir uygulamayı savunmaları gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, sözlerinizi bağlayın lütfen Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bunu savunmaları, onlar için aynı zamanda bir tutarlılık sorunudur ama tabii ki tutarlılık yanında bir içtenlik sorunudur ve bir de dürüstlük sorunudur. Dolayısıyla 1'inci sıradaki partiyi ve 3'üncü sıradaki partiyi bu anayasa ahlakına ve Anayasa'nın üstün hükümlerine uymaya davet ederek hepinizi saygıyla selamlar, bu maddenin metinden çıkarılmasını takdirlerinize sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)