| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2019 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; yargı reformu paketinin 12'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi partim İYİ PARTİ adına saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Adalet Akademisinin ders ücretlerini bu madde düzenlemektedir. Bu madde ders ücretlerini düzenlerken bugün, atanamayan 700 bin öğretmen de hemen, bir çırpıda aklımıza gelmektedir. Millî Eğitim Bakanlığında öğretmen açığını gidermek adına yaklaşık 100 bin ücretli öğretmenle bu eksiklik giderilmeye çalışılırken maalesef 700 bin öğretmenimiz de bir yandan atama beklemektedir. Madem öğretmen açığımız var, atama bekleyen 700 bin öğretmenimiz var, eğitimde uluslararası alanda rekabet etme iddiamız var; o hâlde, açığı neden ücretli öğretmenlerle gidermeye çalışıyoruz? Bakanlığın ilk etapta, en azından, ümitleri, hayalleri, düşleri sönmek üzere olan, artık gelecekten ümidini kesmiş bulunan gençlerimizin bir kısmının ümitlerine kavuşması, hayallerine, sevdalarına erişmesi adına 100 bin öğretmen atamasının yapılmasını, atama bekleyen öğretmenler adına ilgili makam ve mevkilerden rica etmekteyiz.
Yine, ücretli öğretmenlerden de İsmet Yılmaz Bey'in vaadi doğrultusunda 5 bin öğretmen alınacağı söylenmişti, bir kısım atama yapıldı, diğer bir kısım öğretmen de atama beklemektedir.
Sayın Başkanım, hazır fırsat varken bir de seçim bölgem Aksaray'la ilgili bir sorunu gündeme getirmek istiyorum. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanına bildirdiğim hâlde, bir yıla yaklaşan zaman diliminde, çözüm bekleyen sorun maalesef çözülmemiştir. Aksaray kanalizasyon şebekesinin sona erdiği noktada maalesef arıtma tesisi bulunmamakta ve kanalizasyondan gelen maddeler doğrudan doğruya, arıtma tesisi olmaksızın oradaki bir ufak dereye karışmaktadır. Burası, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesine yaklaşık 1 kilometre uzaklıktadır. Yine, bu küçük derenin geçtiği yerde Hırkatol, İsmailağatolu, Kazıcıktol, Yenimahalle, Yeşilova yerleşim birimleri vardır. Bu ırmağın geçtiği yerde, kanalizasyonun sahaya bırakıldığı yerde maalesef kokudan durulmamaktadır, hastalarımız bu kokudan rahatsız olmaktadır. Bu çevrede yaşayan insanlar, bu ırmağın bölgesinde bulunan yerleşim merkezlerinde yaşayan insanlarımız 21'inci yüzyılda hak etmedikleri bir şekilde hayatlarını idame ettirmek zorundadırlar. Oysa Anayasa'nın ilgili maddesi insanlarımızın sağlıklı bir çevrede yaşamasını öngörmektedir. Bu kanalizasyonun karıştığı su yer altı sularına karışmakta, yer altından tulumbalarla kullanma suyu çekildiğinde bu su maalesef o suyu kullanılmaz hâle getirmektedir. Yine, hayvanlar buradan sulanmakta ve yine tarla ve bahçeler bunlarla sulanmaktadır. Ben buradan bir kez daha hem Aksaray'daki hastaların bu pis kokudan kurtulması hem de ırmağın etrafında yaşayan insanlarımızın daha insanca bir çevrede yaşaması adına ilgilileri göreve davet etmekteyim.
Türkiye'de yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının tartışmaya açıldığı süreçte yargı reform paketi çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Özgürlükçü, çoğulcu, çağdaş demokrasinin temeli hukuk devleti ilkesidir. Hukuk devletinden söz edebilmek için de herkesin sorumlu olduğu bir hukuk düzeni olmalı ve herkes bu hukuk düzenine uymalıdır. Bağımsız bir yargı bu denetimi hiçbir tesir altında kalmadan yapabilen yargıdır. Hukuk devletinin temel gereklerinden biri de kuvvetler ayrılığıdır. Kuvvetler ayrılığı yargı bağımsızlığının da temelidir. Yargı bağımsızlığı insan hakları ve özgürlüklerin de güvencesidir. Bugün, Türkiye'de yargı bağımsızlığından söz edebilmek için çok iyi niyetli olmak gerekmektedir. Özellikle son yıllarda siyaset için bir araç hâline dönüşen yargı, Türk milletinin vicdanında her geçen gün güven kaybı yaşamakta ve artık Türk milleti maalesef yargıya ve yargıçlara güvenemez hâle gelmiştir. Bakın, üzerinde görüş beyan ettiğimiz konu yargıda reform paketi. Nedir reform? Düzeltme demek. Demek ki yanlış giden bir şeyler var ki düzeltme ihtiyacını hissediyoruz. Şimdi görmeniz gereken gerçek şu: Yargı siyasallaşmıştır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) - ...yargının siyasallaşması Türk yargısının bağımsızlığını zedelemiştir. Türkiye'yi çağdaş medeniyetler seviyesine bu şekliyle getirmemiz mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, siyasi iktidarın emrinde yargı olamaz. Siyasetin etkisi altında karar veren yargıcın mahkemesinden adalet çıkmaz. Yargıda reform paketi gibi iddialı başlık taşıyan girişimi değersizleştirmek amacında değilim. Oysa günümüzde kanunlarımızda çok büyük problem bulunmamaktadır. Esas problem bu kanunları uygulayanların kafasında ve zihniyetindedir diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)