GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:15.10.2019

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu'nda değişiklik öneren teklifin 13'üncü maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Barış Pınarı Harekâtı'nın Türk milleti ve Türk devleti için, Orta Doğu coğrafyasının huzuru ve barışı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türk ordusunun kılıcı keskin olsun. Harekât sırasında şehit olan kahraman askerlerimize ve sivillerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyorum.

Özellikle, hain PKK/PYD-YPG terör örgütünün sivillere saldırılarını bütün dünya görmeli ve idrak etmelidir. Şu unutulmamalıdır ki: Barış Pınarı Harekâtı kesinlikle, binyıldır birlikte yaşadığımız Kürt kardeşlerimize yönelik değildir. Bunu düşünmek bile aymazlıktır. Harekât, terör şebekesi PKK'nın Suriye kolu PYD-YPG ve IŞİD'e karşıdır, ihanet sarmalını parçalamak, ezmek içindir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şahsiyetlerini Kandil'e, İmralı'ya, bebek katiline teslim etmiş odaklara da tavsiyem, bu gerçeği görmeleridir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, toplumumuz uzun zamandır yargıda bir iyileştirme beklentisi içerisindeydi ancak toplumumuzun beklentisi, kanunlarda yapılacak 20-30 maddelik değişiklikten çok, zedelenen adalet duygusunun yeniden tesisidir. Cenab-ı Allah'ın sıfatlarından birisi El-Adl'dir ve her cuma namazında hutbede dinlediğimiz ayet gibi pek çok ayetle bizlere adaleti emretmektedir. Türk-İslam geleneği "Devletin dini adalettir." şiarıyla bize bir mesaj vermektedir. Hazreti Ömer ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Adalet mülkün temelidir." ilkesini bizlere rehber olarak göstermektedir ancak darbeci Mehmet Dişli'nin kardeşi Şaban Dişli Lahey Büyükelçisi olabilirken, FETÖ'den tutuklu Rektör Mehmet Pakdemirli'nin kardeşi Bekir Pakdemirli Bakan olabilirken ve hatta Zaman gazetesinin eski ortağı Fettah Tamince turizm ajansı yöneticisi olabilirken "Mor Beyin" kumpasından haksız yere ceza alan vatandaşımızın kardeşi öğretmenlik mülakatında FETÖ'den dolayı eleniyor. Emekli Özel Harekâtçı bir baba ve annenin suçsuz, günahsız bir şekilde müebbet hapsi alan 19 yaşındaki askerî öğrenci çocukları için feryatları Meclis koridorlarında, odalarında yankılanıyorken Türkiye'de adaletin selası okunmuş, kefeni hazırlanmış, namazı da Beştepe Millet Camisi'nde kılınmış demektir. Adaletin cenaze namazını kimin kıldığını benim söylememe gerek dahi yoktur değerli milletvekilleri.

Teklifin 13'üncü maddesiyle kanuna eklenecek olan ifade aynen şöyledir: "Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz." Gazi Meclisin çatısı altında yasama faaliyetleri yapıyoruz ve aramızda pek çok hukukçu milletvekilimiz var, sizlere sormak istiyorum: Zaten suç olmayan bir hususu suç olmaktan çıkarmaya çalışmanın manası nedir? İsterseniz ben açıklayayım: Demek ki AK PARTİ iktidarları döneminde bütün yasal düzenlemelere, uluslararası anlaşmalara ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen basın mensuplarının ya da vatandaşların fikir beyanları ya da haber alma, verme özgürlüklerini kullandıklarından dolayı yüzlercesi ceza almıştır. Bu teklifin 13'üncü maddesi açıkça iktidarın suç itirafıdır, ifade özgürlüğünün kısıtlandığının ispatıdır.

Kıymetli milletvekilleri "habercilik" adı altında terör propagandası yapanlar tavizsiz cezalandırılmalıdır. Hangi ifadenin haber verme amaçlı, hangisinin propaganda olduğuna karar verecek kişiler hâkimler olacaktır. Peki, zaten Anayasa ve uluslararası anlaşmalarla sağlanmış bir hakkı bugüne kadar tanımayan bir kısım seçme hâkim bundan sonra tanıyacak mıdır yoksa HSK "Bize sormadan tahliye kararı vermeyin." dayatması yaptığı gibi "Bize sormadan haber verme hakkı kararı vermeyin." diyecek midir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Sayın Başkanım, rica ediyorum...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Oral, devam edin.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Çok teşekkür ederim.

Burada adalet duygusu devreye girmelidir. Adalet duygusu da sadece kanunlarla düzenlenemez. Öncelikle yargı üzerindeki siyasi baskıyı kesmek gerekir.

Sayın Cumhurbaşkanımız yasama yılı açılışında burada bir cümle kurdu ve Genel Kurul salonunda gülüşmelere sebep oldu, demişti ki: "Elbette Cumhurbaşkanı milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hâkimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir." Asıl sorun da zaten buradadır. Adaletin terazisine elini koyup dengeyi bozan Sayın Cumhurbaşkanımızın ve iktidarın hatalarıdır, yanlış politikalarıdır.

Değerli milletvekilleri, Fırat'ın kenarındaki koyun çoktan kapıldı ama adli ilahinin millet vesilesiyle hesap sorması yakındır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)