| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2019 |
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, buraya çıkmadan önce, AK PARTİ iktidarı döneminde bu yüce Mecliste kaç tane yargı paketi konuşulmuş, kaç tane yargı reformu tartışılmış onlara bir baktım. Epeyce, torba kanun tarzında, torba kanun tekniğinde, temel kanunlarda, Anayasa'da çok ciddi anlamda, çok büyük değişiklikler yapılmış. Peki, bunca değişiklik yapılmış olmasına rağmen, ülkemizde adaletin ve hukukun içinde bulunduğu sorunlar çözülebilmiş mi? Mesela, hâkimlerimizin tarafsızlığı sağlanabilmiş mi? Savcıların, avukatların, yargı çalışanlarının talepleri karşılanabilmiş mi? Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu olarak bulunan binlerce insanın adalet özlemi, adil yargılanma hakkı, talebi karşılanmış mı? Üzülerek söyleyeyim ki maalesef karşılanmamıştır. O zaman, şu anda tartışmasını yaptığımız yargı paketine bakıldığında bu paketin de bu talepleri karşılamayacağı aşikârdır.
Sayın milletvekilleri, aslında bizim hukuk sistemimizde baştan bir sorun var. Baştaki sorun şu: Hukuk fakültelerinde sorun var. Her ne kadar bu pakette, biz, yargı mesleklerine alınmada birtakım kriterler getiriyor isek de, sınavlar getiriyor isek de bunun tek başına yeterli olmayacağı açık. Hepinizin bildiği gibi, hukuk fakülteleri hukuk biliminin eğitiminin verildiği alanlar. Ancak Türkiye'deki hukuk fakülteleri bu şekilde mi? Bir kısmı böyle ancak bir kısmı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde şu anda aktif olarak 67 tane hukuk fakültesi var. Bu 67 hukuk fakültesinden 19 tanesinin dekanı hukukçu değil. Hukukçu dekanların yönetmediği hukuk fakültelerinden mezun olan, orada eğitim gören çocukların bir hukuk felsefesiyle, bir hukuk bilgisiyle tam anlamında donanımlı olmalarını beklemek mümkün mü? Mümkün değil.
Değerli arkadaşlar, bu 19 tane fakültenin dekanlarının mesleklerinden birkaç tanesini söyleyeyim size: Veteriner var, kimyacı var, ilahiyatçı var, maliyeci var. Şimdi, bu meslek gruplarının yönetmiş olduğu, idare ettiği hukuk fakültelerinin yetiştirdiği hukuk mezunlarının ülkemizdeki adalete katkıları ne kadar olabilir, bunu düşünmek zorundayız, bunu tartışmak zorundayız. Eğer biz işe buradan başlamaz isek bin tane torba da getirsek, bin tane torbayı burada tartışıp götürsek de maalesef ülkemizdeki hukuk sorunlarını çözmeye yetmeyecektir. Ben, özellikle iktidardaki arkadaşlara şunu açıkça ifade etmek istiyorum: Sizler hukuk fakültesinin dekanının hukukçu olmamasından hoşnut musunuz? Mesela, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin rektörünün ilahiyatçı olmasından memnun musunuz arkadaşlar? Hiçbirimiz memnun değiliz. Çünkü hukuk fakültesinde hukuk eğitimini, hukuk bilimini iyi öğretemezsek oradan yetişen gençlerimizin, hukukçularımızın yarın hâkim olarak, avukat olarak, savcı olarak uygulamaya çıktıklarında hata yapmaları kesindir. Bunlardan hata yapmamalarını beklemek mümkün değildir. Onun için, gelin, bir işe bir yerden başlayalım. Bir kere, şu, her tarafa hukuk fakültesi açma politikasından vazgeçelim.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı döneminde, ilçe merkezleri de dâhil, çok yerde hukuk fakültesi açıldı. Aynen bizim Adıyaman çiğ köfte salonları gibi her tarafa hukuk fakültesi açtınız. Olmaz arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Hukuk fakültesini her yere açmakla siz ülkenin hukukuna hizmet etmiş olamazsınız. Onun için, gelin, bu hukuk dekanları olmayan, hukuk hocaları olmayan fakülteleri bir kere kapatalım, yeteri kadar hoca yetiştirelim ve ondan sonra kaliteli hukukçular yetişsin ve uygulamada sorunlar olmasın.
Değerli arkadaşlar, aslında bizim mevzuatlarımızda çok güzel düzenlemeler var ancak ülkemizdeki mesele uygulama meselesi, zihniyet meselesi. Bakınız, Türkiye, 1954'te Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış, ondan sonra çok kapsamlı, gerçekten özgürlükçü yasa değişiklikleri yapmış ancak günümüzde kürsüde bunu uygulayan hâkimler, bunun uygulayıcıları, bu kanunları uygulamaktan sarfınazar ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Tutdere.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Sorun zihniyet sorunu, sorun hukuka bakış sorunu. Dolayısıyla bizim ülke olarak bir kere hukuk anlamında zihniyetimizi, iktidar olarak da sizlerin hukuka bakışınızı mutlaka gözden geçirmemiz lazım. Aksi takdirde biz bu Parlamentoda daha çok kanun yaparız ancak bu sistemin yaratmış olduğu, yetiştirmiş olduğu hukukçular kürsülerde kaş göz çıkarmaya devam edecek, ihlaller üstüne ihlaller yaşamaya devam edeceğiz. Kurmuş olduğumuz istinaf mahkemeleri de, yolunu açmış olduğumuz temyiz mahkemeleri de bu hakları, bu adil yargılanma hakkını yetiştirmeye yetmeyecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)