| Konu: | Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, 9 Ekim 2019 tarihinde başlatılan Barış Pınarı Harekâtı ve uluslararası gelişmelere ilişkin yürütme adına gündem dışı açıklaması nedeniyle şahsı adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 16.10.2019 |
GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir önemli gündem maddesi üzerine Hükûmetimizin değerli üyesi, Değerli Dışişleri Bakanımızın Meclisimize sunumunun akabinde değerlendirmelerde bulunuyoruz.
Öncelikle, özelde Suriye, genelde Türk dış politikasıyla ilgili iktidarın tercihlerine eleştirilerimizi mahfuz tutmak kaydıyla, bu operasyonun kaçınılmaz bir tercih olduğu anlayışıyla askerlerimizin duacısı olduğumuzu bu tezkere vesilesiyle de açıklamış idim. Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü bu harekâta Demokrat Parti olarak desteğimizi bir kez daha sizlerin huzurunda ifade etmek istiyorum.
Tabii, bugün bir yanlışlar zincirinin akabinde, netice itibarıyla Türkiye'nin önünde zorların içerisinden bir zor tercih yapma mecburiyetinde kaldığımız noktada, yumuşak güç unsurlarıyla çözemediğimiz bir meselede bir sert güç olarak askerimizle sahadayız.
Dış politikamızın temel hedefi, dost çemberler oluşturabilmek ve ihtiyaç duyduğumuz anda bu dost çemberlerle beraber öncelikli tezlerimizi uluslararası kamuoyuna mal edebilmenin imkânını bulabilmektir. Bugün üzülerek görüyoruz ki kardeş ülkemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanından, ifade edildi; gönlümüz arzu eder ki...
Türkiye gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi mazlumların, sahipsiz insanların hiçbir şekilde endişe duymayacağı bir ordunun bu coğrafyada terör örgütlerine, başta PKK, uzantısı PYD, IŞİD olmak üzere gerçekleştirdiği harekâta karşı uluslararası kamuoyunda, bölge ülkelerinde, Batı'da, Atlantik aksında büyük reaksiyonların sadece hükûmetler düzeyinde değil, aynı zamanda kamuoyları düzeyinde de yaşanıyor olması bizim için bir büyük eksiklik hâline dönüşmüştür. Bu açıdan baktığımızda, özellikle Suriye politikamızın bundan bir asır evvel âdeta siyasal kadastro geçirircesine bölgede uygulanmış siyasetin bir asır sonra bu bölgede yaşayan insanlara acı ve göz yaşı bırakacak bir sürece yeniden girdiğine şahit olduk. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti iktidarının da AKP iktidarının da yanlış tutumları neticesinde -uluslararası teoride "dolaylı tutum teorisi" dediğimiz, oynattığınız bir dinamiğin başka dinamikleri tetikleyebilmesi neticesinde- PKK terör örgütü bir iktidar boşluğunun ortaya çıkmasının akabinde Suriye'de bir özerk alan inşa etme imkânı ve fırsatı bulmuştur. İşte, bugün özellikle ABD ama onun dışındaki Batılı güçler de PKK'yla bir özel güvenlik şirketi hâlinde, Türkiye gibi NATO üyesi olan egemen bir devlete rağmen ilişki yürüterek binlerce tırla dolu mühimmat desteğiyle burada bir varlığı tesis etmek adına bizim aleyhimize, bölgenin aleyhine bir tutum ortaya koymuşlardır. Bütün bunlara rağmen bugün bu vesileyle bir demokratik muhasebe yapmamıza bu oturumun imkân vermesi sadece muhalefet istiyor diyerek değil ama geldiğimiz acılı ve sıkıntılı durumun icabı olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin de "Biz Suriye Hükûmetiyle görüşmeyiz." diyerek değil, tüm unsurlarla beraber en kısa sürede bir yanda harekâtımızın meşruiyetini artıracak iş birliklerini, ilişkilerini kurması, öbür tarafta, askerî cephede Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahada elde edeceği başarıyı diplomatik sahada da kalıcı bir kanı hâline getirebilmek adına iç siyasetten uluslararası cepheye, topyekûn uluslararası algıya dönük olarak sivil, siyasi, iktisadi bütün unsurlarımızla beraber bir diplomasi hamlesine de girişmek mecburiyetindeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bir dakika daha süre ekliyorum Sayın Uysal, tamamlayın lütfen.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Umarım, bugün Suriye harekâtımızın Kürtlere karşı değil, terör örgütlerine karşı olduğunu, bu manada uluslararası boyutta da haklı tezlerimizin maalesef Türkiye'ye dönük, NATO üyesi olan bir ülkeye karşı kabul edilemeyecek bir tarzda ithama dönüştüğünü de acı bir şekilde görüyoruz.
Bu açıdan sözlerimi toparlarken şunları ifade etmek isterim: Netice itibarıyla bugün Türkiye bütün millî güç unsurlarıyla sahada bulunmak durumundadır. Türkiye'nin tüm varlığına rağmen, Rusya'nın müsaade ettiği kadar bir inisiyatife mecbur olmayı bir diplomatik başarı olarak görmediğimizi de ifade etmek mecburiyetindeyim. Başta PKK, ABD, İsrail hattında bölgeye dayatılan deli gömleğine karşı, diğer tarafta İran ve Rusya'nın zımni olarak zaman zaman kabul ettiklerini ama büyük ölçüde Türkiye'nin müdahalesine burada itiraz ettiklerini de biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Bu açıdan bu bütünlüğü iç siyasette de devam ettirebilmek adına bu bilgilendirmeyi önemli addediyoruz. Bir kez daha Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün mensuplarının en kısa sürede harekâtı icra etmiş bir şekilde ülkemize dönmesini bekliyoruz. Muzaffer olmaları için de duamızı, desteğimizi sizlerin huzurunda ifade ediyoruz.
Saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)