GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, 9 Ekim 2019 tarihinde başlatılan Barış Pınarı Harekâtı ve uluslararası gelişmelere ilişkin yürütme adına gündem dışı açıklaması nedeniyle şahsı adına konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:16.10.2019

MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Sayın Bakan, kıymetli milletvekilleri; öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum, bu oturumun hayırlara vesile olmasını Yüce Rabb'imden niyaz ediyorum.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Önce Meclisi selamla, Bakana yağcılık yapma!

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Kıymetli milletvekilleri; öncelikle şunu ifade edeyim ki bu gündemli toplantıyı yani Sayın Dışişleri Bakanımızın burada bilgilendirme yapacağını öğrendikten sonra saat on iki civarında yazılı olarak Kanunlar Dairesine konuşma talebi başvurumuzu ilk yapan siyasi partiyiz. Sözlü olarak da bu bildirildi ama buna rağmen burada yaşananları herkes gördü. Kim gerçek demokrat, kim sözde demokrat, ağızlarını açtıklarında demokrasiden bahsedenlerin demokratlığını bir kere daha burada görmüş olduk. Bu konuda sizi bilgilendiriyorum.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Önce Meclisi selamlayamıyorsun, Bakana yağcılık yapıyorsun!

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Tabii, öncelikle ben Barış Pınarı Harekâtı'nda şehit olan Mehmetçiklerimize, askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum; ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Sınırımızın öbür tarafından hain PKK ve YPG terör örgütü üyeleri tarafından atılan havan topu ya da roketatar neticesinde hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum.

Öncelikle, bu harekâtın hangi amaçla ve gayeyle yapıldığını buradaki arkadaşlarımız, iyi niyetli olanların tamamı biliyor. Bunu dünyaya anlatmak da hepimizin bir vatan görevidir. Bunlar:

1) Sınır güvenliğimizi sağlamak ve sınırın hemen öbür tarafındaki teröristlerden bölgeyi temizlemek,

2) Mülteciler var Suriye savaşından sonra ülkemize gelmiş olan, onlar için güvenli bir bölge oluşturup bunların önemli bir miktarını oraya yerleştirmek,

3'üncüsü de Suriye'de iç barışın tesis edilmesine ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkı sağlamaktır.

Şimdi, bu amaçlarla bu harekâtı gerçekleştiren, bu harekâtın emrini veren Sayın Cumhurbaşkanını, Hükûmet üyelerini ve devletimizin tüm kademelerini yürekten tebrik ediyorum, şahsım ve camiam olarak sonuna kadar yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Suriye bizden yardım mı istedi toprak bütünlüğümüzü koru diye?

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Dinle, söyleyeceğim, sabırla dinle.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ben dinlerim.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Siz çok konuşuyorsunuz, biz sadece beş dakika, onu da zorla, böyle kavga ederek alıyoruz biliyorsunuz.

Şimdi, ikincisi, orada şu anda kahramanca mücadele eden askerlerimizden Savunma Bakanına, Genelkurmay Başkanına, en son erine kadar başarılar diliyorum, üstün muvaffakiyetler diliyorum. Rabb'im onların yâr ve yardımcısı olsun, onları mansûr ve muzaffer eylesin.

Şimdi, içeriden hainler, dışarıdan emperyalist ve küresel güçler ne diyorlar? "Bu bir işgal." Sormak istiyoruz: Bizim şu anda askerimizin harekât yaptığı topraklarda Suriye ordusu mu var, Suriye bayrağı mı çekili? Zaten orayı, ABD CENTCOM'un desteğiyle PKK/YPG-PYD işgal etmiş, orada etnik bir temizlik yapmış, oradan Arapları ve kendilerine karşı çıkan Kürtleri, Türkmenleri çıkartmış, orada bir devletçik oluşturmaya çalışıyor. Türk ordusu, Türk devleti işgali önlüyor, bölgeyi özgürleştiriyor; bir kere herkes bunu görecek. Ve hepimize düşen de bunu bir birlik içinde savunmak. Hükûmete yönelik eleştirilerimiz olabilir, biz de çözüm süreciyle ilgili eleştirimizi yaptık ama bugün, o gün değildir. Bugün devletin, milletin ve askerin yanında olma günüdür, bugün birlik günüdür. Eleştirilerimizi saklı tutabiliriz, bunları dile getirebiliriz ama Türkiye Cumhuriyeti devletini "Teröristlere yardım ediyor." ya da "Teröristlerle iş birliği yapıyor." gibi dünya kamuoyuna şikâyet etmek de bilerek ya da bilmeyerek büyük bir kötülüktür, hainlik olmasa bile kötülüktür, bunu bilmemiz lazım. Dolayısıyla biz bölgeyi tam da tersine işgalden kurtarıyoruz.

Üçüncüsü bir husus -işte beş dakika bitiyor, yirmi saniye kalmış- efendim, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu harekâtıyla DAEŞ yeniden canlanabilirmiş. Ya bu DAEŞ'le mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti devleti ve askeri oldu yıllarca, eğer oradan temizlendiyse bu Türkiye'nin gücüyle oldu. Bu, Türkiye'ye büyük bir haksızlık ve ithamdır.

Bir başka mesele: ABD heyeti geliyor, niyetleri ne? Arabuluculuk yapmakmış. Kim ile kimin arasında arabuluculuk yapacaksın, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile teröristler arasında mı; kollayıp gözettiğin, on binlerce tır silah verdiğin teröristler arasında mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Destici, bir dakika daha süre ekliyorum.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti devletinin kesinlikle buna yanaşmaması lazım ve harekâtı hedefleri doğrultusunda, Menbiç'ten başlayarak Kamışlı'ya kadar sürdürmesi lazım. Özellikle Ayn el Arap, sözde "Rojava" denilen, bölgenin başkenti yapılmaya çalışılan ve bizim, IŞİD tarafından işgal olduğunda kurtardığımız Ayn el Arap harekâtın birinci hedeflerinden biri olmalı, en kısa zamanda başlatılmalı ve orası da teröristlerden temizlenmelidir. Çünkü o bölgeden de özellikle Mürşitpınar'a, hem askerî bölgelerimize hem de sivil bölgelerimize saldırı yapılmaktadır.

Ben tabii ki burada daha çok şey konuşmak isterim; ABD'nin niyetini, Batı'nın niyetini, bunların hepsini konuşmak isteriz ama bize verilen süre bu kadar.

Bir kere daha söylüyorum: Kim hainlik yaparsa ona cesurca "hain" dedik ve bundan sonra da demeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin şerefli ordusuna burada hiç kimse işgalci diyemez, hele ki bu koltuklarda oturuyorsa diyemez. Eğer bu deniyorsa ve bununla ilgili işlem yapılmıyorsa bu da suçtur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Sizden söz istemeyeceğim.

Bu duygu ve düşüncelerle sizleri tekrar saygıyla sevgiyle selamlıyor; Rabb'im askerimizin, güvenlik güçlerimizin yâr ve yardımcısı olsun, onları mansûr ve muzaffer eylesin diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)