GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:16.10.2019

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben 23'üncü madde hakkında konuşmak için geldim ama Komisyon reddetti. Dolayısıyla 23'üncü madde konusunda konuşmayacağım, sabah konuştuğumun ikinci bölümünü anlatacağım size. Bunu yaparken de sizi 1997 yılına götüreceğim.

1997 yılında Amerika'da Clinton Başkan ve bir strateji kâğıdı hazırlatıyor "Amerikan Yüzyılı" diye. "Amerikan Yüzyılı" dedikleri 21'inci yüzyıl, yaklaşmakta olan yıl 1997. Bu stratejinin birtakım yan ürünleri oldu. Bu ürünlerden bir tanesi "ortak devlet" veya "ortak vatan" kavramı, bir diğeri "ılımlı İslam" bir diğeri "Büyük Ortadoğu Projesi" bir diğeri Condoleezza Rice'ın hepinizin bildiği "Haritalar değişecek" söylemi. Bu, zaman içinde, o zamandan bu tarafa çeşitli örneklerle doğrulandı maalesef. Bir Bosna/Hersek modeli var biliyorsunuz, o Bosna/Hersek modelinden türeyen bir Yukarı Karabağ için ortak devlet Azerbaycan'da, Moldova'da Transdinyester ortak devleti, Gürcistan'da Abhazya ortak devleti, Gürcistan'da yine Osetya ortak devleti, Ukrayna'da şu anda Donbass, Irak'ta Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi. Buraya birazdan döneceğim, ne demek istediğime.

Ama Barış Pınarı Operasyonu'na dönersek söylenenler ile yapılanlar arasında birtakım uyumsuzluklar olduğunu gözlüyoruz. Nitekim, hatırlarsanız, Trump, bir anlamda "Haddinizi aşmayın." veyahut "Tanımladığım sınırları geçmeyin." diye bir söylemde bulundu. Buna Sayın Cumhurbaşkanının yankısı "30 kilometre derinlik, 120 kilometre en." dedi.

Şimdi, bunları karşılıklı olarak yan yana koyduğumuzda ister istemez "Acaba Trump'ın dediği gibi bir mutabakat var mı?" demek durumundayız. Bunun da ötesinde, TSK, anlamlı bir direnişle karşılaşmıyor. Zira PYD-YPG kuvvetleri ve Amerikan askerleri, son iki gündür 30-35 kilometrelik derinliğe çekildiler, M4 Kara Yolu'nun güneyine indiler. Rusya fırsatı kaçırmadı, ne yaptı? YPG-PYD'yi ikna etti, güvenlik bölgesini bir güvenlik cebine dönüştürdü, Esad'ın kuvvetlerini üstümüze saldı ve âdeta bizi bir cep içinde sıkıştırmak suretiyle bizi Esad'la görüşmeye itmeye çalıştı. Bunda da ne ölçüde başarılı olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Başka bir sıkıntıyla karşı karşıya kalacağız. Tabii ki Esad'ın birlikteliği ilerledikçe Suriye Millî Ordusu çil yavrusu gibi dağılacaktır. Yani sabahleyin "Kullanmasaydınız keşke." dediğim birliklerden bahsediyorum. Çünkü Esad'ın birlikleri TSK'ya Türk Silahlı Kuvvetlerine kurşun sıkmaz ama o Suriye Millî Ordusu denenlere isyankâr muamelesi yapar ve acımasızca davranır.

Konunun başka bir boyutuna geçmek isterim. Biraz evvelki söylemimden oraya geleceğim. Şöyle bir durumla karşı karşıyayız: 1997'den bu tarafa Amerika'da demokratlar/cumhuriyetçiler, demokratlar/cumhuriyetçiler birer dönem başkanlık yaptılar. Ama Amerika'nın o "Amerikan Yüzyılı" politikası değişmedi çünkü o bir devlet politikasıydı. İktidarda kim olursa olsun Amerikalılar ondan vazgeçmediler. Dolayısıyla cumhuriyetçiler iktidarda olduğu zaman demokratlardan medet ummak veya tersini düşünmek bence gerçekçi bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla bugün Trump Obama'yı suçluyorsa buna inanmayın, aynı kefede aynı politika devam etmektedir. Bunu niçin söylüyorum? Süper güçlerin hata yapma lüksleri vardır. Bizim gibi ülkelerin ise 3 değil 4 defa düşündükten sonra hareket etmeleri gerekir. Dev aynalarının her zaman yalan söylediğinin de farkında olmamız gerekir. Türkiye'nin eline âdeta bir tabanca verilmiştir ve Rus ruleti oynaması beklenmektedir. Lütfen dikkat edin.

Başa dönecek olursam, yeni bir ortak devletin doğum sancılarını yaşamaktayız. Bunun da engellenmesi ancak iktidarın elindedir. Biz iktidarda değiliz, biz ancak sizi eleştiririz, yol göstermeye çalışırız. Suriye'de bir ortak devlet kurulmak üzeredir. Siz buna bugün itiraz edebilirsiniz ama zamanında itiraz etmediniz çünkü bu "ortak devlet, ortak vatan" kavramını sizin kadrolarınız huşu içinde dinlediler. Ne demek istiyorum huşu içinde dinlediler? Dolmabahçe bildirisini dinlediler. Dolmabahçe bildirisini açın, 9'uncu maddeyi okuyun. Günah bizde değil.

Hepinizi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)