GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:16.10.2019

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 25'inci maddesi üzerinde konuşma yapmak üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

25'inci maddeyle 5271 sayılı Kanun'un mülga 252'nci maddesi başlığıyla birlikte şu şekilde yeniden düzenlenmiştir. Özetle ifade etmek, sıralamak istiyorum bu değişiklikleri.

Bir: 251'inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.

İki: İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluğunda 223'üncü madde uyarınca hüküm verilebilir.

Üç: Mahkeme (2)'nci fıkra uyarınca hüküm verirken 251'inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir.

Dört: İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.

Beş: (2)'nci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı, genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.

Altı: (1)'inci fıkradaki itirazın süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde 268'nci maddenin (2)'nci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan merciye gönderilir.

Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi, söz konusu değişikliklerle basit yargılama usulü neticesinde verilen kararlara itiraz müessesesi düzenlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, yargının siyasallaşması ve yargı bağımsızlığı, kanaatimce, Türk yargısının en önemli sorunudur. Bunu halletmeden çıkaracağımız paketlerin, yapacağımız reformların değeri olmaz, bunlar amacına hizmet etmez. Şunu açık ve net olarak bu kürsüden ifade etmek istiyorum: Siyasi iktidarın emrinde yargı olmaz, olamaz; siyasetin etkisi altında karar veren yargıcın mahkemesinden de adalet çıkmaz. Yargı bağımsızlığı, yargının siyasallaşması ve bunlara ilave yargıda kadrolaşma, bu üç temel sorun bugün yargımıza duyulan güvensizliğin temelini oluşturuyor. Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi oluşturmak istiyorsak bu üç büyük sorunu ortadan kaldırmalıyız.

Değerli milletvekilleri, hukuk tarihimizin büyük âlimlerinden "Mecelle" yazarı Cevdet Paşa, 1856 yılında yazdığı "Islahat Layihası"nda şöyle diyor: "Asıl lazım olan, mahkemeler hakkında ammenin itimadı olup bu da hâkimlerin kendi hâllerinden emin olmalarına bağlıdır." yani atanma korkusu olmamasına bağlıdır. Bugün biz buna "hâkim teminatı" diyoruz. Cevdet Paşa'nın 1856'da yaptığı bu nasihate kulak vermeliyiz, aksi hâlde yargının tarafsızlığını yitirmesi, siyasallaşması ileride onarılması, tamiri mümkün olmayacak birçok zarar ortaya çıkarabilecektir. Siyaset yargıyı rahat bırakmalı, yargı mensupları siyasetten ve siyasetçiden uzak durmalıdır.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın son bölümünde bugün beni ziyaret eden Kamu Çalışanları Platformundaki arkadaşlarımızın bir talebini de kalan sürede ifade etmek istiyorum.

657'ye tabi 4/B kadrosunda çalışan vatandaşlarımızın sorun, talep ve şikâyetleri zaman zaman basına yansımakta ve biz milletvekillerine de e-posta, telefon veya yüz yüze görüşme şeklinde iletilmektedir.

Değerli milletvekilleri, mevcut düzenlemeye göre, süresiz 657'ye bağlı 4/B kadrosunda çalışanların dönem ve mazeret tayin hakkı bulunmamaktadır. 4/B kadrolu personelin atama ve yer değiştirme durumlarıyla ilgili olarak dönem tayini ile eş, sağlık ve eğitim mazeretleri başta olmak üzere, mazeret tayinlerinin yapılabilmesi için yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Becayiş ve görevde yükselme hakkı bulunmayan 4/B kadrolu personele bu hakları verilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Çok özür dilerim Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Önceden kadro alan veya yeni düzenlemeye tabi aynı işi yapıp farklı maaş alan personelin durumu dikkate alınarak "sosyal devlet" ilkesine uygun olarak kadrolu-sözleşmeli ayrımı ortadan kaldırılmalıdır diyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)