| Konu: | Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 23.10.2019 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Gazi Meclisimizin kuruluşunun 100'üncü yılını kutlayacağımız bu yasama yılında, milletimizin sabırsızlıkla çözüm beklediği konularda samimi çalışmalarda bulunacağımıza inanıyorum.
Ayrıca, yurt içi ve yurt dışında görev başında olan kahraman askerlerimize kolaylıklar, başarılar dilerim, Allah yardımcıları olsun.
Değerli milletvekilleri, Gümrük Kanunu'nda yapılmak istenilen değişiklikle ilgili olarak 3'üncü madde üzerinde söz aldım. Değişiklikle, millî savunma ve iç güvenlik amacıyla ülkemize ithal edilen eşyalara gümrük vergilerinde muafiyetler tanınmakta. Peki, şimdiye kadar bu bağlamda ithal edilen eşyalar gümrük vergisinden muaf değil miydi? Bu maddeye neden ihtiyaç duyuldu?
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi öncesinde Millî Savunma Bakanlığına bağlı Savunma Sanayii Müsteşarlığı muafiyetten yararlanmaktayken, sistem değişikliği sonrası Müsteşarlığın Cumhurbaşkanlığına bağlanmasıyla oluşturulan Savunma Sanayii Başkanlığının aynı muafiyetten yararlanıp yararlanmadığına dair tereddütler oluşmuş. Bahse konu madde, Savunma Sanayii Başkanlığına da bu muafiyetlerin tanınarak tereddütlerin giderilmesiyle ilgili.
Aslına bakılırsa, yeni sistem bizlere çok daha farklı boyutlarda tereddütler yaşatmakta. Yeni hükûmet sistemi gereksiz karışıklıklara meydan vermekte. Bürokrasiyi azaltma vaadiyle sunulmuş bu sistem, açıkçası, yepyeni bürokratik bir bilmeceyle bizleri karşı karşıya bırakıyor. Bırakın bu yeni yapıyı, en ideal başkanlık sistemine bile sahip olsak hem kurumlarımızın hem de bürokratik yapının uyum sağlaması, milletimizin refleks göstermesi, en iyi ihtimalle azami yirmi yıllık bir sürecin sonunda mümkün olabilir. Teknolojinin zamanın akışından hızlı geliştiği günümüz dünyasında, yirmi yıllık bir zaman dilimi, gelişmiş ülkeler ile aramızdaki farkın daha da açılmasına neden olur. Hem yasama faaliyetlerimizin kalitesini artırarak Meclisimizin saygınlığını korumak hem de içinde bulunduğumuz hükûmet sisteminin Meclisimizi işlevsiz hâle getirmesini önlemek için yüz elli yıllık bir tecrübeye sahip olduğumuz iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçişi bir an önce sağlamalıyız.
Ayrıca, kanun teklifleri hazırlamak ve denetim faaliyetlerinde bulunmak biz milletvekillerinin iki ana görevin oluştururken pratikte yeni uygulama, yürütmenin Meclis çalışmaların belirlemesi yönünde. Kanun yapım sürecinde prosedürel olarak izlenmesi gerekli adımlar olmasa hiçbir şekilde bilgimizin olmayacağı durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Komisyonlarda iktidar-muhalefet partileri bir arada, milletimizin menfaatine uygun olarak çalışamıyoruz. Gözlerimizin önünde âdeta bir meclisçilik oyunu oynanmakta.
Değerli milletvekilleri, millî savunmamızla ilgili olarak ithal edilen eşyaların gümrüksüz olarak ülkemize getirilmesi, gayet makul ve uzun yıllardır yürürlükte olan bir uygulama ancak hak verirsiniz ki bu türde eşyaların kendi sanayimiz tarafından üretilebilmesi, millî güvenliğimizin sağlanmasında daha zaruri, etkili ve önemlidir. Diğer yandan, bahse konu eşyaları ithal etme ihtiyacı duyan devlet kurumlarımızın, hangi ülkenin hangi ürünlerine ihtiyaç duyduklarını belli bir plan program çerçevesinde mi yoksa farklı yabancı şirketlerin farklı fiyatlardaki ürünlerini sunması ve ikna kabiliyetleriyle mi tercihlerini belirledikleri, üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Bu bakımdan, tercih nedenlerinin şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşılması ve standartların oluşturulması kurumlarımızın yıpratılmasının da önüne geçecektir.
Ayrıca, bahse konu ithalatın devlet eliyle mi yoksa özel sektör tarafından mı gerçekleştirileceği, ithalatı düşünülen eşyaların hangi kriterler çerçevesinde, kimler tarafından belirleneceği gibi teknik bilgilerin de Meclisimizde görüşülmesi sağlanmalıdır.
Bununla birlikte, yerli üretimle ihtiyacın karşılanması teşvik ve tercih edilmeli; bu yönde, rekabet edilebilir bir sanayinin oluşmasına kolaylaştırıcı tedbirlerle destek olunmalı. Bu fikirleri gerçekleştirebilecek sanayici ve girişimcilerimizin ihtiyaç duyabileceği fırsat eşitliğini yasama organı olarak bizler sağlamalıyız.
Öte yandan, savunma sanayimiz deyince ilk akla gelen, savunma sanayimizin can damarlarından biri olan Sakarya Tank Paletin gözlerden uzak, yirmi beş yıl süresince özelleştirme programına alındığını öğreniyoruz. Üstelik savunma sanayisinin en önemli işlerini gören bu fabrikanın işletmeci statüsünü, ebet müddet yaşayacağından şüphemiz olmayan devletimizin güvencesinden koparıp, yabancı bir ülkenin finanse ettiği, her türlü finansal riske açık özel bir şirkete maalesef devrediyoruz. Romantik düşüncelerle ülkemize dost olduğu farz edilen bu yabancı ülkenin, Doğu Akdeniz'de doğal gaz arama ve sondaj hakkı elde etmek için ülkemizin karşısında blok olarak yer alan ülkelerle anlaşmalara vardığını görürsek tekrar ne kadar vahim bir hata içine kendimizi attığımızı daha iyi anlamış oluruz.
Sözlerimin sonunda, milletvekili olduğum memleketim Erzurum ve Erzurum gibi soğuk kış şartlarından etkilenen diğer şehirlerimizdeki kadirşinas halkımızın son zamlarla fahiş fiyatlara çıkan doğal gaz ve elektrik kullanımında büyük zorluklar çekeceklerini, belki de kullanamayacaklarını belirtmek isterim. Geçtiğimiz yasama yılında kıştan en çok etkilenen şehirlerimizin kullandığı doğal gazla ilgili verdiğim kanun teklifinin bu yıl yüce Meclisimizce değerlendirilmesini rica ederim. İnsanlarımızın soğuk kış günlerinde 21'inci yüzyıl şartları yerine daha iptidai şartlarda yaşamaya mecbur bırakılmasının zulüm olacağını ifade eder, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)