GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Suriye'nin kuzeydoğusunda yürütülen Barış Pınarı Harekâtı'na yönelik Türkiye ile ABD arasında anlaşmaya varılan mutabakat metnine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:24.10.2019

MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Kıymetli Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Barış Pınarı Harekâtı'nda ve terörle mücadelede, diğer sahalarda şehit olan Mehmetçiklerimize bir kere daha Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralı gazilerimize acil şifalar niyaz ediyorum ve kahraman güvenlik güçlerimize de üstün muvaffakiyetler diliyorum.

Tabii Türkiye, hem içeride hem de dışarıda terör belasını defetmek üzere güçlü harekâtlar düzenledi, bunun sonuncusu Barış Pınarı Harekâtı. Biz de başından itibaren hem bu harekâtın yapılması gerekliliğini hem de desteklediğimizi çok açık ve net bir şekilde ifade ettik. Gazi Meclisimizin siyasi bölücüler dışındaki bütün kesimleri de zaten bu harekâtı destekledi, tezkereye "evet" verdi.

Yine, ABD ve Rusya'yla yapılan anlaşmalardan sonra da ben şahsen bu birlikteliğin devam etmesinin hem ülkemiz, milletimiz açısından hem de geleceğimiz açısından çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Dış politika, hepimizin bildiği gibi, siyaset üstüdür ve millî bir politikadır. Dolayısıyla bu, kim tarafından bir iç siyaset malzemesi hâline dönüştürülürse şahsen bunu doğru bulmadığımızı da ifade ediyorum. Buradan, özellikle harekâtın ve bundan sonraki süreçlerin kazanımı açısından da devletimizi, devleti yönetenleri, harekâtı yönetenleri yıpratmamanın, dışarıya karşı elinin güçlü olması açısından da çok önem arz ettiğini ifade etmek istiyorum.

Tabii, iki ülkeyle yapılan müzakereler sonucunda ortaya şu çıkmıştır: Terör örgütleri üzerinden vekâlet savaşı yürüten ve bölge haritasını yeniden çizme hayalini kuranların hevesleri bu harekâtla birlikte kursağında kalmıştır, terör koridoru yerle bir edilmiştir. Bu bölgede Türkiye'ye rağmen politika üretilemeyeceği bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemize yönelik yaptırım tehditlerinin ve ambargoların da işe yaramayacağı görülmüştür.

Sözde demokrasinin beşiği ülkelerin sözde özgür medyasının iftiraya dayalı, kendi kamuoylarını yönlendirmeyi amaçlayan propagandist iletişim tuzakları ellerinde patlamıştır. Lakin buna karşı biz de sınıfta kaldık, haklı davamızı Türkiye olarak tam anlamıyla anlatamadık. Hem sahada hem masada güçlü bir Türkiye gerçeğini herkes hem görmüş hem de kabullenmek zorunda kalmıştır. ABD ve Rusya'yla yapılan müzakereler ve bunların sonuçları da bunun göstergesidir. Terör örgütleri sivil halkı kalkan yaparken kahraman Mehmetçik'imiz sivillere kalkan olmuştur ama maalesef, bunu dahi anlatmakta zorlanmışız ve sanki harekât Kürtlere karşı yapılıyormuş gibi bir algı dünyada yaygınlaşmıştır. Hâlbuki harekâtın amacının tamamen teröre ve teröriste yönelik olduğu bir gerçektir.

Kendi halkına demokrasiyi çok görenlere ve otoriter rejimlere karşılık hakkı ve hukuku savunan Türkiye gerçeği gözler önüne serilmiştir. Milyonlarca masum ve mağdur insana kucak açan şefkat adası, insanlığın sığınağı Türkiye algısı pekişmiştir. Kendi içinde fikir birliğine varamayan, karar alamayan Avrupa Birliği, kapıda beklettiği Türkiye'den hem askerî hem de siyasi ders almıştır; ABD ve Rusya anlaşmasından sonra da açığa düşmüştür. Sınırlarını korumak için meşru müdafaa hakkını kullanan üyesinin yanında yer almaktan âciz NATO bir kez daha sınıfta kalmıştır. Stratejik ortağı yerine terör örgütünün safında yer alan ABD'nin petrolün bekçiliğinden öte bir vizyonunun olmadığı, bizzat Trump'ın ağzından açıklanmıştır. Türkiye ile Rusya, bölgenin iki lider ülkesi olarak uzlaşma, iş birliği yapma ve sorun çözme kapasitelerini dünya önünde teyit etmiştir. Bu arada, İran da sınıfı geçemeyenler kategorisinde yer almıştır.

Tabii, bu anlaşmaların eksiklikleri, noksanlıkları da vardır. Örneğin, Süleyman Şah Türbesi'nin geleceği ne olacaktır? Bu, net bir şekilde ifade edilmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Destici.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bir başka husus: Bize göre, sığınmacıların geri dönüşüne ilişkin tam bir netlik burada görülmemektedir. Güvenli bölgeye sığınmacıların yerleştirilmesi, terörden temizlenmesi kadar bize göre önemlidir. İdlib konusu: Özellikle Rusya ve Suriye, sivillere yönelik bir hassasiyet gösterecek midir? Ayrıca, oradaki Suriye Millî Ordusunun mensuplarının akıbeti ne olacaktır? YPG'liler çekilirken ağır silahlarının ne olacağı, ABD'yle yapılan müzakerelerde açıklığa kavuşturulmuştur ama Rusya'yla varılan mutabakatta bu netliği göremedik. Ayn el Arap ve Kamışlı'nın stratejisiyle alakalı varılan mutabakat da uzun vadeli, ciddi riskler taşımaktadır çünkü bölgenin Rusya ve Suriye rejimi, PYD/YPG'lilerin Suriye Ordusu üniforması giydikten sonraki gelecekleriyle ilgili de bir netlik yoktur. Yani görünen odur ki bizim hedeflemelerimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Destici.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bitiriyorum, evet.

Bizim hedeflemelerimiz 480 kilometre uzunluğunda 30 kilometre derinliğindeyken şu anda 120 kilometre uzunluk ve 30 kilometre derinlikle sınırlı kalındığı gözükmektedir. Diğer bölgeler, Rusya ve Suriye rejimi güçlerine emanet edilmiştir. İnşallah, buralarla ilgili hem gelecekte terör tehdidi var olmaya devam etmez hem de bu bölgeler yine, ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar için bir güvenli bölge hâline dönüştürülür. Beklentimiz ve temennimiz budur.

Bir kez daha harekâta ve bu süreçlere olan desteğimizi yineliyor, şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Sizlere de teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun. Hayırlı çalışmalar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)