GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:24.10.2019

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünden sonra 20 Temmuz 2016'da OHAL ilan edildi. OHAL'le birlikte 37 kanun hükmünde kararname yayımlandı. Bu kararnamelerin numaraları 668'den başlıyor 701'e kadar ve en önemlisi 27 Temmuz 2016 tarihli 667 sayılı KHK'de kurumların kararlarıyla kamu görevlileri ihracı yapıldı ve kurumlar dışında da "terör örgütlerine mensubiyet ve devletin millî güvenliğine karşı faaliyet" gibi nedenlerle, genel ifadelerle "mensubiyet ve devletin millî güvenliğine karşı faaliyetleri" gibi açıklamalarla, ilgili ve ilişkisi olmayanların birçok kurumdan amirleri tarafından ihraçları yapıldı.

Bu KHK'lerin en büyük özelliği, olağanüstü hâl süresince uygulanmak üzere, olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konularda düzenlemeler yapılması gerekiyordu ama bildiğiniz gibi, TOKİ'den tutun kış lastiklerine kadar birçok madde bu KHK'lerin içine girdi. Tabii, bununla birlikte Anayasa'daki hak ve özgürlükleri ihlal eden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni, Birleşmiş Milletler sözleşmelerini ihlal eden KHK düzenlemeleri ve uygulamaları yapıldı, birçok aile mağdur oldu. Bu çerçevede anayasal hak ve özgürlüklerin özüne dokunuldu, suçun şahsiliği ilkesi ihlal edildi, masumiyet ilkesi ihlal edildi, yeterli inceleme yapmaksızın, keyfî, savunma hakkı tanınmaksızın yapılan ihraçlarla ağır hak ihlalleri oluşturuldu, kişilerin Anayasa'dan kaynaklanan lekelenmeme hakkı ihlal edilmiş oldu, yargıya erişim hakkı engellendi. Yani sivil bir darbe yaşandı, KHK'lerle iktidara muhalif olan binlerce kişi işten atıldı, ekonomik yaşam dışına itildi, eve kapatıldı, yurt dışına çıkış yasağı konuldu, pasaportları iptal edildi, olağanüstü hâl uygulamaları 2 milyon kişiyi etkiledi, yaygın hak ihlalleri ve mağduriyetler yaşanmaya başlandı.

OHAL KHK'leriyle 125.678 kişi kamu görevinden çıkarıldı, 131.922 tedbir işlemi uygulandı. Olağanüstü hâl kapsamında yayımlanan KHK'lerle 33.695 öğretmen ihraç edildi, 5.740 akademisyen ve 405 barış akademisyeni ihraç edildi, en az 46 KHK'li maruz kaldıkları baskı, umutsuzluk ve zor yaşam şartları nedeniyle intihar etti. OHAL mağduriyetlerine deva olarak da takdim edilen Olağanüstü Hâl İşleri İnceleme Komisyonu etkin bir başvuru yolu olmadı, aksine hak mağduriyeti yaşayan kişilerin yargısal başvuru yollarını tıkama işlemi hâline geldi.

29/8/2019 itibarıyla OHAL Komisyonuna 126.200 başvuru oldu, 6.700 kabul, 77.600 ret olmak üzere 84 bin karar verildi, devam eden başvuru sayısı 40.900 rakamında kaldı. Aileler mağdur kaldı, adalet sağlanamadı, adalet çığlıkları duyulamadı.

Birkaç yaşam örneği vermek istiyorum arkadaşlar. Burak Zekeriya Altınok, önceki gün Doğbeyazıt'ta teröristlerin haince saldırısı sonucu şehit edilen er. OHAL KHK'siyle, 701 sayılı KHK'nin ek listesinde polis olarak görev yaparken ihraç edilmişti. On altı ay hapis yattı, beraat etti, çıktı ama mesleğine iade edilmedi, bedelli parası bulunmadığı için askere gitti ve şehit oldu, dün Kayseri'de şehit töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Eşi Vildan Altınok diyor ki: "Benim eşim tertemizdi." Eşinin ve 2 çocuğunun çektiği acıyı nasıl anlatabiliriz? Vicdanınız buna ne der? 5 yaşındaki oğlu Ahmet Eren'e, 3 yaşındaki oğlu Gökdeniz'e ne anlatabilirsiniz? "Baban KHK'liydi, beraat ettiği hâlde görevine dönemedi"yi nasıl anlatacaksınız? Nasıl bir vicdan bu? "Sizin adaletiniz batsın." derlerse ne diyeceksiniz? Bu çocuğa ne anlatacaksınız? Anlatılacak hiçbir şey yok arkadaşlar.

Bir örnek daha vermek istiyorum: Yine, 29 Ekim 2016 tarihli 675 sayılı KHK'yle, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Malatya temsilcisi, eski Başkanı Bülent Uçar ihraç edildi; ailesine bakmak için çay ocağında çalışmaya başladı, işten çıkarıldı; özel hastaneye girdi, baskı yapıldığı bahanesiyle işten çıkarıldı ve o gün İŞKUR'a gitti ama olumsuz yanıttan sonra kalp krizi geçirdi, öldü. Tam iki yıl önce öldü ama 26 Eylül 2019'da -yani bir ay önce- OHAL Komisyonu işe iade kararı verdi. Ailesi perişan oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Ailesi perişan oldu ama kime ne? Dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım demişti ya "Kurunun yanında yaş da yanar." Esas hukuk devletinde, adil yargılanma hakkının bulunduğu yerde kurunun yanında yaş yanmaz. Hukuk devletinde "Yakacağınıza, yargılayın." der. Ne oldu? Aileler perişan oldu. Görevlere iade etmediniz, aileler perişan oldu, aç ve açıkta kaldılar.

Arkadaşlar, çözüm ne? Çözüm açık. OHAL KHK'leri ile TCK, TMK ve TMK'da yapılan değişiklikler ele alınmalı, anayasal hak ve özgürlüklere yönelik OHAL hak ve ihlallerine son verilmeli. Bu çerçevede, 27'nci Yasama Döneminin ilk kanunu olan 7145 sayılı OHAL rejiminin devamı niteliğindeki Yasa yeniden düzenlenmeli. Tüm OHAL KHK'li mağduriyetler giderilmeli, yoksa OHAL nedeniyle yaygın mağduriyetler giderilmeden yargı reformu gerçekleştirilmez, "adalet" çığlıkları devam eder, vicdanlar susar ama bir gün adaletsizliklerin hesabı sorulur.

Hepinize teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)