| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 30.10.2019 |
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin Acıpayam depremiyle ilgili verdiği grup önerisiyle ilgili olarak konuşacağım.
Sayın Karaca aslında Türkiye'nin önemli bir gerçeğini konu etti: Deprem. Deprem, hakikaten sadece Denizli Acıpayam'la ilgili konuşulacak bir konu değil; esasında, Türkiye'yi konuşmaya başladığımızda deprem gerçeğinin Türkiye'nin önemli bir gerçeği olduğunu düşünerek yaklaşmamız lazım gelir diye düşünüyorum.
Fakat Sayın Karaca, esasında, deprem gerçeğini ifade ederken bir başka gerçeğimize daha referans vermiş oldu, o da şu: Bir anlamda, Türkiye'nin devlet anlayışı, devlet yaklaşımı ile deprem gibi toplumsal felaketler arasındaki ilişkiye işaret eden bazı tespitlerde bulundu. Şimdi, ne olmuş orada? Deprem olmuş, yedi ay geçmiş, devlet görevlileri birtakım vaatlerde bulunmuşlar fakat Sayın Karaca'nın söylediği gibi bu vaatler gerçekleşmemiş ve oradan giderek Sayın Karaca diyor ki: "Bu nasıl bir sosyal devlet?"
Arkadaşlar, esasında, bir devletin sosyal bir devlet olmadan önce hukuk devleti olması lazımdır yani bir devlet hukuk devleti olmadan sosyal devlet olamaz. Dolayısıyla da bu tartışmada, üzerinde düşünmemiz gereken konulardan biri olarak bence en azından, "Türkiye Cumhuriyeti devleti gerçekten bir hukuk devleti midir?" sorusunu sormamız lazım. Aramızda hukukçular var, bunu benden daha iyi değerlendirebilirler ama ben, açıkçası şunu ifade edeyim size: Bir zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti devleti -ki ben onu daha çok Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle bağlantılı olarak görüyorum- Türkiye devlet yapısı, bir hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyor diye düşünüyorum. Bunun sebebini ya da en azından Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini oturup konuşmaya kalktığımızda, sanırım, görmemiz gereken nokta, tarafsız olması gereken devlet kurumlarının giderek Hükûmet kurumları hâline gelmiş olmasıdır. Bunun çok önemli sonuçları olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla da Türkiye'de depreme, özellikle İstanbul gibi bir kentin depremle ilişkisi üzerinden baktığımızda, hukuk devleti olmak, sosyal devlet olmak gibi konular çok daha önemli ve üzerinde düşünmemiz gereken konular diye düşünüyorum.
Sürem bitmek üzere ama Sayın Başkan bir dakika daha verecektir umarım.
Şöyle bir cümle de söylemek istiyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Katırcıoğlu.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı çok sıklıkla kullanıyor "beka sorunu" olarak, Suriye'yi işaret ediyor, Suriye'deki olayları işaret ediyor ama arkadaşlar, bu vesileyle söylemiş olayım ki "beka sorunu" denilen sorun esasında İstanbul depremiyle çok yakından ilgili bir konu diye düşünüyorum yani bir an için hayal edin 7,2'lik -7,3; her neyse- bir depremin İstanbul'da yaşanmasıyla birlikte Türkiye'nin çok zor koşullara gireceğini, hatta -şunu söyleyeyim- uzun yıllar kendini toparlayamayacağını bilmemiz lazım.
O sebeple de bu vesileyle bu araştırma önergesinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)