GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:12
Tarih:31.10.2019

CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Ülkenin birliğini, bütünlüğünü, 82 milyon vatandaşın kardeşlik hukuku içerisinde, barış içinde yaşamasını savunageldik. Şiddeti, terörü, silahı, kan ve gözyaşını reddeden, sosyal demokrat bir anlayışa mensup siyasi partiyiz ama vazgeçemediğimiz bir başka özellik de demokrasi. Demokrasinin evrensel ilkeleri vardır, bunların içinde 3'ü çok önemlidir:

Birincisi: Hukuk, bağımsız yargı.

İkincisi: Özgürlükler. İçinde düşünce özgürlüğünü, haber alma özgürlüğünü, birçok özgürlüğü barındırır.

Üçüncüsü: Temel ilkelerden biri olan seçimdir. Dünyanın birçok ülkesindeki yönetim biçimlerinde elbette iktidarlar vardır. Muhalefetin yasal güvence altına alındığı, yasalarla korunduğu ve seçimle iktidar olabileceği tek sistem demokrasidir. İşte, demokrasi, seçimi bu kadar önemser ve en temel özelliklerinden biri olarak algılar.

Türkiye'de seçimler yasalarla belirlenmiştir; adaylar, hepimizde olduğu gibi, belli kriterlerle tespit edilir, belediye başkanları da bu kriterlere tabi tutularak adaylaştırılır. Peki, ne oluyor? Seçimler yaşanıyor, seçim sonrasında antidemokratik yöntemler hayata geçirilip belediye başkanları görevden alınıyor. Hatırlayalım, 2014 seçimlerinden sonra 95'in üzerinde belediye başkanı -ki içlerinde Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları da vardı- görevden alındı. Alınmaları bir tarafa, birçoğunda seçilmiş belediye meclisi üyeleri eliyle yeni belediye başkanlarının seçilmesi söz konusuyken bu yapılmadı, yine antidemokratik bir yöntemle kayyum atandı. Peki, ne oldu? O kayyumların yaptığı usulsüzlükler, devletin bütün olanaklarını fütursuzca kullanmalarına rağmen borç batağına sürükledikleri belediyeler açığa çıktı. Ama seçmen bir şey yaptı, bizim belediyelerimiz de dâhil, o belediyelerde tepki olsun diye, çok daha yüksek oy oranlarıyla ya o belediye başkanlarını ya da o siyasi partileri seçim sonucunda yeniden başarılı kıldılar. Yeniden bir başka yöntem hayata geçirildi, kayyum uygulaması tekrar söz konusu oldu. Oysa Anayasa'nın 38'inci maddesi çok açık değerli arkadaşlar, der ki bu madde: Bir kimse kesin yargı sonucunda hükme bağlanmış bir suçu yoksa masumluk hakkına sahiptir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Bu kadar açık. Peki bu uygulanıyor mu? Asla. Yapılan ne? Yapılan, değerli arkadaşlar, hani deniyor ya "millet iradesi", millet iradesi yok sayılıyor. Peki, bu nedir? Yetki gasbıdır, yetki gasbı. Bu nedir? Seçmen iradesine saygısızlıktır. Bütün bunlar asla ve asla demokraside yer bulmayan uygulamalardır ve çok temel bir ilke vardır: Seçimle gelen seçimle gider. Tahammül edeceksiniz, sabırlı olacaksınız, saygı göstereceksiniz, nasıl ki siz bir seçimle iş başına geldiğinizde milletin tamamının kendinize saygı göstermesini istiyorsanız siz de sonucuna saygı göstereceksiniz, katlanacaksınız. Bu antidemokratik uygulamalar Türkiye'ye zarar veriyor değerli arkadaşlar, itibarımızı yitiriyoruz, itibar kaybına uğruyoruz. Ha, bir tek bu yapılmıyor, mademki görevden aldınız, yargı sürecini başlatın. O da yapılmıyor. Bir başka garabet daha var. Belediye meclis üyeleri ile il genel meclisi üyelerinin de mazbataları ellerinden alınıyor. Ya, bu kadar usulsüzlük, bu kadar adaletsizlik dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)