| Konu: | Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 31.10.2019 |
NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Aslında görüşülmekte olan metnin muhtevasıyla beraber anlama ve yorumlama kapasitesinin ve etkisinin aslında genel anlamda her metin için de büyük bir önemi haizdir. Hangi metin olursa olsun -ister bir kanun metni olsun ister kutsal bir metin olsun- her şeyden önce o metnin amacı o metni oluşturan koşullar, o metni tabiri caizse meydana getiren akıl, bütün bunların anlama ve yorumlama kabiliyeti ve o konuda ortaya koydukları hedefler çok önemlidir.
Bilvesile ben izninizle metnin muhtevasıyla ilgili şahsen kani oldum, tatmin oldum ama genel anlamda eksikliklerle beraber, birtakım, metnin amacına ne kadar hizmet edeceği yönde, iktidarla ilgili, muktedirin genel anlamda karakteriyle ilgili dinî metinlerden örnek vererek sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Yıl 657, yine Fırat'ın doğusu ve orada bir savaş var, bu savaşın adı Sıffin Savaşı. Beni Ümeyye Emeviler bir hanedan iktidarının inşasının arifesindeler, eşiğindeler. Bütün hazırlıklar yapılmış ve savaşa kadar bu iş taşınmış. Savaşın seyri değişince oradaki iktidar mensupları, muktedirler savaşçıların mızraklarına, kılıçlarına Kur'an sayfalarını geçirerek ilk defa, İslam tarihinde bir kutsal kitap olarak inandığımız Kur'an-ı Kerim'in suistimal edildiğine, istiğlal edildiğine, istismar edildiğine tarih bize bu şekilde tanıklık etmektedir. Bu niçin yapıldı? Bu, inşa edilmek istenen iktidara hizmet edilmek için yapıldı. Bakınız, bu yapılırken orada bulunan zevatın çoğu sahabiydi, Hazreti Peygamber'in arkadaşlarıydı; buna rağmen, iktidarın karakterindeki yozlaştırma özelliği, tehdidi, tehlikesi onları bile Kur'an sayfalarını mızrakların başına geçirecek kadar tehlikeli bir noktaya sürükledi.
Bugüne geliyorum. Bakınız, Saddam Hüseyin Enfâl suresini yine kendi iktidarının ömrünü uzatmak için öylesine kullandı ki sanki Kur'an-ı Kerim'deki bu surenin nüzul sebebi, gayesi, anlama ve yorumlama biçimi ters yüz edilmiş oldu. Hâlbuki Enfâl suresinin girişindeki konu neydi? Yeni bir savaş olmuştu, bu savaşın adı Bedir Savaşı'ydı, orada daha önceki savaşlarda, savaştan fazla kalanlarla ilgili birtakım uygulamalar olduğu için -ki "enfâl"in kelime anlamı da fazlalık demektir- onunla ilgili bir tartışma başladığı için ahlaki olarak oradaki müminler uyarıldı ve "Bu fazlalıklarla ilgilenmeyin." denildi. Hemen bugünkü iktidara da geliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Devamla) - Sürem bitti ama bir dakika istirham ediyorum.
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Erdoğmuş.
NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.
Bakınız, siz, Fetih suresini getirdiniz, bir savaşın, bir operasyonun, bir askerî müdahalenin emrine soktunuz. Fetih suresinin nüzul sebebi neydi, nasıl indi, mesajı neydi? Çok net bir şekilde bütün ulemanın ittifak ettiği hatta bugün Diyanet İşleri Başkanlığının bizzat hazırladığı Kur'an meali ve tefsirinde bile açıkça dile getirilen şuydu: Bir çözümsüzlük vardı, savaş kapıdaydı, Fetih suresiyle o çözümsüzlük barışla sonuçlandı ve barış fetih olarak tavsif edildi.
Son bir şey: Kur'an'ın hangi ayet ve suresinde fetih geçiyorsa ondan sonra da istiğfar geçiyor, mağfiret dileme geçiyor, tövbe etmek geçiyor. Fetihle meydan okumak Kur'an'ın bu ruhuna da aykırıdır diyorum.
Bu vesileyle her kanunun, her maddenin, ister beşerî metin olsun ister ilahi metin olsun, onun eğer yorumlanması iktidar tarafından yapılıyorsa onun iktidarın emrine girme riski ve tehlikesi vardır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)