GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:13
Tarih:05.11.2019

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Müzakere ettiğimiz madde ticari amaçlı su ürünleri avcılığı veya yetiştiricilik faaliyeti sonucu elde edilen ürünlerin üretimden tüketime kadar olan her aşamasını kayıt altına alma ve izlenebilirliğini sağlama iddiasıyla gündemimize geldi. Gözümüzde şöyle bir canlandırırsak, balıkçı gemisi avını sonlandırdı, karaya çıkış noktasına geldi; avını boşaltacak, devlet de bunu en rasyonel şekilde kayıt altına alıp sürecin takibini yapacak. Peki, bu işi kayıt altına alma, kanunlara, kurallara, nizama uygun olup olmadığının tespiti en rasyonel şekilde nasıl yapılabilir? Tabii ki bu işin ilmini bilen, eğitimini almış insanlar tarafından yapılırsa olur. Kimdir bunlar? Su bilimleri ve mühendisliği eğitimi almış mühendislerimiz, su ürünleri mühendislerimiz veya balıkçılık teknolojisi mühendislerimiz. Bu iş onların uzmanlık alanı. Bu görevin bu alanda eğitim almış olan mühendislerimizce yapılacağı mutlaka ama mutlaka kanun hükmü hâline getirilmelidir. Oysa madde bu hâliyle muğlak bırakılmış durumdadır, usul ve esaslar sonradan çıkarılacak yönetmeliğe havale edilerek geçiştirilmiştir.

Bu teklifi hazırlayıp Genel Kurulun gündemine sunan milletvekillerimize şu hatırlatmayı yapıyorum: İktidarlarınızın Avrupa Birliğiyle müzakerelerinde, bu alanda yeterli uzman personel istihdam edilmediği tespiti yapıldı. Bu tespite, müzakerenin ilgili faslını yürüten Türk tarafı da katıldı yani "Evet, yeterince uzman personel çalıştırmıyoruz." dendi. Peki, o hâlde gelin, bu sorunu ortadan kaldıralım. Sağlıklı bir denetim sistemi kurabilmek için ne kadar ihtiyacımız varsa o kadar su bilimleri ve mühendisine, su ürünleri mühendisine ve balıkçılık teknolojisi mühendisine mesleğini yapma imkânı sunalım ve bunu da kanun hükmü hâline getirelim ki suistimal edilmesin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer bir iş yapılacaksa onu bu işin ehline yaptırmak zorundayız. Şayet bir işi, bunun ilmini almamış, yeterliliği olmayan, ilgisi olmayan birine yaptırırsanız sonuç felaket olur. Ne demek istediğimi size bir örnekle açıklamak istiyorum. Seçim bölgem Samsun. Çarşamba Ovası'nı hepiniz bilirsiniz, Türkiye'nin en değerli ovalarından biridir burası. Bu ovanın yaklaşık 600 bin dekarlık bölümünde tarımsal ürün üretilmektedir.

Şimdi Çarşamba Ovası'nın ortasına ne yapılıyor, biliyor musunuz? Bir enerji santrali. Bu santral bitkisel atıkları, türü ve menşesi belli olmayan başka atıklarla harmanlayıp yakacak, bu yolla enerji üretecek. Bu tesis yer altından günde 1.500 ton su çekecek, kaynatıp tekrar toprağa verecek. Günde 15 kilo kül filtrelerden süzülecek, havaya karışacak. Bütün bunların ovayı ne şekilde etkileyeceğini kim bilebilir? Tabii ki ziraat mühendislerimiz, çevre mühendislerimiz yani bu işin bilimini öğrenmiş insanlar bilir.

Değerli milletvekilleri, Çarşamba Ovamızda tarım dışı faaliyetler yürütülmesine yani sanayi açılması çalışmalarına geçen yıl başlandı. Sanayicilerle, tüccarlarla toplantılar yapıldı ama ziraat mühendislerinin, çevre mühendislerinin bilgisine başvurulmadı. Sanayi tesisi kurulursa bu ova nasıl etkilenir; tarlalara, bahçelere, yer altı sularına zarar verir mi, vermez mi? Bu soruların cevabını verecek olan ilim irfan sahibi insanlara hiçbir şey sorulmadan bu süreç başlatıldı.

"Ben yaptım, oldu. Ben nasıl istersem öyle yaparım. Kimseden akıl almam." derseniz felakete davetiye çıkarırsınız. Çarşamba Ovası'nın kaderi de denizlerimizdeki zenginliklerimizin kaderi de bilime bağlı, akla bağlı, vicdana bağlı. Vicdanlı olun, akıl ve bilimin yolundan sapmayın, milletle de inatlaşmayın.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)