| Konu: | Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 05.11.2019 |
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - 106 sıra sayılı, Su Ürünleri Kanunu'nda değişiklik öngören Yasa Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 22/3/1971 tarihli, 1380 sayılı Kanun'da 2019 yılında değişiklik yapılıyor olması anlamlı ancak bu kanun teklifiyle de yapılan değişiklikler, hızla kirlenen denizlerimizde, iç sularımızda, barajlarımızdaki doğal yaşamı, su ürünlerini korumaya yeterli olacak mı, bir buna bakmak lazım. Şu andaki teklife bakıldığında, özellikle bazı konularda birtakım eksiklerin bulunduğunu üzülerek görmekteyiz.
Kanun maddesine baktığımızda, kanunun ruhuna baktığımızda, su ürünlerinden kasıtla, denizlerde, iç sularda bulunan bitkilerin, hayvanların ve bunların yumurtalarının tanımlandığını görmekteyiz.
Peki, şu anda görüşmelerini yapmış olduğumuz teklif, bizim, Türkiye'de, özellikle iç sularımızdaki su ürünlerinin tamamını koruyacak şekilde düzenlemeler içeriyor mu, buna bir bakmak lazım. Kanaatimce çok ciddi anlamda eksiklikler var.
Değerli milletvekilleri, özellikle ülkemizin çok büyük doğal güzellikleri olan yüzen adalar konusunda çok ciddi eksiklikler var. Tabii, "yüzen ada" deyince bazı arkadaşlarımızın, özellikle teklif sahiplerinin aklına yatlar, gemiler, gemicikler gelebilir ama benim kastım tabii ki onlar değil. Benim kastım, Türkiye'de, özellikle Adıyaman, Erzurum, Rize, Denizli ve Türkiye'nin değişik illerinde bulunan doğal güzellikler. Bu doğal güzellikler yüzen adalar.
Şu anda göstermiş olduğum bu fotoğraf, Adıyaman'ımızın Çelikhan ilçesinde Çat Barajı'nda bulunan yüzen adalar.
Değerli milletvekilleri, bu yüzen adalar, bitki köklerinin uzunca bir süre sonra, yüz yıl, bazılarında bin yıllık geçmişle ortaya çıkan tarihî ve doğal güzellikler. Şu anda mevcut teklifte bu doğal güzellikleri koruyacak herhangi bir düzenleme var mı? Ben Komisyondaki arkadaşlara ve teklifte imzası bulunan milletvekili arkadaşlarıma soruyorum: Şu anda Çat Barajı'ndaki bu yüzen adaya yapılacak bir saldırıda veya bu yüzen adayı tahrip eden, yok eden herhangi bir kimseye bu kanuna göre ne ceza verilecek? Buna ilişkin bir düzenleme var mı?
Bakınız, kanunun 11'inci maddesinde -eğer bunu su ürününden sayarsak ki su ürünüdür - bin liradan 5 bin liraya kadar para cezası öngörülüyor. Değerli milletvekilleri, şimdi, bin yıllık tarihi olan, bin yılda oluşabilen bu doğal güzelliği bin liralık idari para cezasıyla nasıl koruyacaksınız? Bu konuda, maalesef, bu yasa bu doğal güzellikleri koruyacak tedbirleri, müeyyideleri içermemektedir. Onun için, ben, buradan, ülkemizin gerçekten çok büyük bu doğal güzelliklerinin korunması anlamında bütün gruplara çağrıda bulunuyorum: Gelin, hep beraber, bu yasaya özellikle yüzen adaların korunması, gelecek nesillere aktarılması konusunda iş işten geçmeden bir ekleme yaparak mevzuata bir hüküm koyalım ve bu adalar da gelecek nesillere intikal edebilsin.
Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bunun yanında, son dönemlerde, özellikle iktidar tarafından akarsularda HES'lerin ön plana çıkarılarak Anadolu'nun bütün nehirlerinin, çaylarının, derelerinin HES'lerle kapatıldığı bir ortamda sular hızla kirletilmektedir. Şimdi bu kanunda, evet, avlanmaya ilişkin yasaklar var, hangi yöntemlerle avlanmanın yapılacağı var; peki, dolaylı yollardan suları kirleten, binlerce balığın veya canlının ölümüne sebebiyet verenler hakkında herhangi bir müeyyide var mı? Bunu da Komisyondaki arkadaşlara ve teklifte imzası bulunan arkadaşlara soruyorum.
Seçim bölgem olan Adıyaman'da Türkiye'nin en büyük barajı Atatürk Barajı var. Atatürk Barajı son günlerde yeşile boyandı, hızla akan endüstriyel atıklar ve evsel atıklar barajın rengini değiştirmiş durumda. Yine, bundan yaklaşık bir ay önce Atatürk Barajı'nın kıyısında binlerce ölü balık bulundu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Tutdere.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Bu balıklar suyun hızla kirlenmesi sebebiyle ölmüşlerdir. Sonra, ilgili kurumlar tarafından yapılan araştırmalarda, özellikle kanalizasyonlar sebebiyle oradaki suyun yoğun bir şekilde kirlenmesi sonucu balıkların öldüğü tespit edilmiştir. Daha dün, Besni ilçemizdeki bir HES'te, özellikle şirket sahipleri aşırı kâr hırsıyla deredeki bütün suyu kanala verdikleri için, dereye su bırakamadıkları için yine binlerce balık ölmüştür. Peki, bu kanunla biz bu eylemi gerçekleştirenleri, bu kabahati işleyenleri cezalandırabiliyor muyuz? Bunlara ilişkin bir hüküm var mı, bunlara ilişkin bir düzenleme var mı? Üzülerek belirteyim, yok.
Dolayısıyla bu teklif bu yönleriyle eksiktir. Türkiye'deki iç sulardaki, denizlerdeki su ürünlerinin korunması için bu eksikliklerin de giderilmesi gerekiyor. Biz eğer bu eksiklikleri gideremezsek ne denizlerimizi koruyabileceğiz ne de iç sularımızdaki barajlarımızı, göllerimizi koruyabileceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)