| Konu: | Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 06.11.2019 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 117 sıra sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuzun vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Yozgat İl Başkanımız Seyfi Bayrak'ın da içinde bulunduğu aracın Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesi yakınlarında devrilmesi sonucu İl Başkanı Seyfi Bayrak ve İl Başkan Yardımcısı Şükrü Karabacak hayatını kaybetmiştir. Kendilerine Allah'tan rahmet, kederli ailesine, partimize sabırlar ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 1'inci maddede yapılacak yeni düzenlemeyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 101'inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "finansman şirketleri, ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşlarınca" ibaresi "finansman şirketlerince" olarak değiştiriliyor. Yani ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları BDDK tarafından katkı payı alınabilecek kuruluşlar arasından çıkarılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün yine bir temel kanunla karşı karşıyayız. Mecliste yaklaşık olarak bir yıl dört aydan beri görev yapıyorum, hemen hemen bütün kanunlar ya torba ya temel yasa şeklinde sunulmakta ve bizler muhalefet milletvekilleri olarak kanun maddeleriyle ilgili görüşlerimizi veya tenkitlerimizi ancak bir önerge vererek elde etmekteyiz. CHP Grup Başkan Vekili Sayın Özgür Özel'in geçen hafta yaptığı konuşmada belirttiği gibi, önergeler de mesela "yahut" yerine "veya" kelimesinin kullanılmasının önerilmesi şeklinde olmaktadır; on-yirmi sene sonra tutanakları okuyan bir kişinin komik bulacağı türden önergeler. Buna bir son vermek lazım.
Bir diğer nokta: Madde üzerinde biz ne söylersek söyleyelim değişen bir şey olmuyor, oylanıp kabul ediliyor. Konuşmalarımız sadece tutanaklara geçsin anlamında olmamalı; bilgi, görgü ve tecrübeden yararlanılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde TÜİK, ekim ayı enflasyonunu yüzde 8,55 olarak açıkladı. Enflasyon yüzde 8,55 ancak 2020'de bütün vergiler ve harçlar yüzde 22,5 artırılacak. Enflasyon düşmüş ve ekonomi uçuyorsa bu zamlar niye yapılıyor?
Türkiye genelinde işsizlik büyük sorun olmaya devam ediyor. İşsizlik oranı yüzde 13,9 seviyesinde, işsiz sayısı 4 milyon 600 bin civarındadır. Bunun 1 milyon 100 bininin yükseköğrenim görmüş genç olması oldukça düşündürücüdür.
İhracatımızın, sanayi ve tarım ürünleri de dâhil olmak üzere, büyük ölçüde ithal girdiye bağımlı olması, uygulanan yanlış ekonomik politikalar Türk milletinin çoğunluğunu teşkil eden ve toplumumuzu ayakta tutan memuru, esnafı, köylüyü, çiftçiyi, kısacası orta direği perişan etmiş, değişik bir deyimle: Orta direk bel vermiştir. Mühendis arkadaşlarım daha iyi anlarlar, işte bu hâle gelmiştir: Orta direk, gördüğünüz gibi, bel vermiş durumda.
Esnaf alışveriş olmadığından kepenk kapatmakta, vatandaşlarımızın önemli bir bölümü ciddi oranda geçim sıkıntısı çekmektedir. Öyle ki seçim bölgem Gaziantep merkez ve ilçelerinde su parasını ödeyememe durumuna gelen binlerce vatandaş icraya verilme durumuna düşmekte, su parasına ilaveten avukat parası da ödemek zorunda kalmaktadır. Sözün kısası, artık orta direk çöküyor duruma gelmiştir yani şu hâle gelmiştir...
Ekonomik sıkıntılar intiharları da tetiklemektedir. Dün Fatih'te 4 kardeşin intihar ettiği haberi sorumluluğu çok büyük bir olaydır.
Değerli milletvekilleri, bir durum tespiti yapacak olursak, ekonomiden dış politikaya, eğitimden yargıya devletin gelenekleri ve teamülleri bozulmuş durumda, hukuk sistemine olan güven azalmıştır, ehliyet ve liyakat diye bir şey kalmamış, devlet bürokrasisi önemli ölçüde vasıfsız insanlardan oluşmuştur. Son zamanlardaki ihalelere ve atamalara bakarsak eş dost, hısım akraba devletine doğru hızla ilerliyoruz.
Bazı konuşmalarımda israf ekonomisinden vazgeçmemiz gerektiğini anlatmış, Hazreti Ömer'in halifeliği döneminden örnek vermiştim. Fatih Sultan Mehmet'in hocası Molla Gürani'nin iftar sofrasındaki altın tabak ve kaşıkları eleştirdiğini ve başta Külliye olmak üzere, kamunun israf etmemesi gerektiğini anlatmıştım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Başkanım, müsaade ederseniz...
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Filiz.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı, 31 Mart seçimleri sırasında "Listelerde şehrin Ömerlerini görmek istiyorum. Bana onları bulun getirin." diyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin 2020 yılı bütçesi 3,1 milyar liraya çıkmaktadır yani günlük bütçesi 8,5 milyon lira. Bu konuda tüm israflardan kaçınarak Külliye'nin örnek olmasını bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, biz inanıyoruz ki, güçlü Türkiye için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Yabancıların potansiyel pazarı olmak yerine üreten, ürettiğinin karşılığını alan, sokakta, çarşıda, pazarda devletine, adaletine güven duyan, gelecek kaygısı olmaksızın kendinden emin yaşayan, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in de sık sık ifade ettiği gibi, mutlu bir Türkiye yaratmak mümkündür diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)