GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:06.11.2019

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu kanun teklifiyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yetkilerinin bir kısmının Merkez Bankasına devredilmesi öngörülüyor, kanun teklifi bununla ilgili. Benden önce partimiz adına konuşan arkadaşlarımız bu kanun teklifindeki teknik boyutlara ilişkin partimizin görüşlerini aktardılar. Aslında, bu madde de teknik bir düzenlemeyi içeren bir madde. Tabii, bu kanun teklifi ve bu maddeler insanların yaşamına ne kadar etki ediyor, ne kadar fayda sağlıyor, burasına bakmak gerekiyor.

Bugün birkaç kez dile getirildi. Bugün Fatih ilçesinde intihar eden 4 kardeşin yaşları 48, 54, 60 ve 56. Yani bunlar belli bir yaş olgunluğuna erişmiş ve kardeşlerden tek çalışan da müzik öğretmeni Oya öğretmen. Onun maaşına da haciz konuluyor ve ondan sonra da artık kendilerince yaşamla mücadele etme imkânı bulamıyorlar ve böyle bir siyanürle intihar yöntemini belirliyorlar. Tabii, bu, hepimizin düşünmesi, hepimizin sorumluluk edinmesi gereken, sorumluluk duyması gereken bir konudur. Yapacağımız kanunların, çıkaracağımız maddelerin de insanların yaşamlarını olumlu şekilde etkileyecek kanunlar olmasına dikkat etmemiz gerekiyor ve bunu önemsememiz gerekiyor.

Şimdi, burada birkaç saat öncesinde bir tartışma yaşamıştık bu Alevi köylerine hizmet götürülmesi meselesiyle ilgili. Tabii, Kars Sarıkamış Aşağısallıpınar köyüyle ilgili yaşanan tartışmayı ben tekrar etmek istemiyorum ancak bunun sadece bu köye ait bir uygulama olmadığının bilinmesini istiyorum. Yıllarımız, Alevi kurumlarında bu konuları takip etmekle, araştırmakla geçti; bu konudaki şikâyetleri dinlemek ve raporlamakla geçti. Bu bir yöntem olarak kullanılıyor. Sivas'la ilgili şöyle bir şey anlatılır, çok meşhurdur bu. Sivas'a giden bir gazeteci bir Alevi köyüne gitmek istediğini söylüyor ve oradaki vatandaş da diyor ki: "Şu asfalt yoldan git, sağa sola dön, oralar hep Alevi köyüdür. Asfaltın bittiği noktadan itibaren başlayan toprak yollu köylerin hepsi de Alevi köyüdür." Aslında bu sadece Sivas'ta olan bir durum değil; Ordu'da, Maraş'ta, Tokat'ta, Çanakkale'de, Bingöl'de...

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Maraş'ta öyle bir şey yok.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Var, var, Maraş'ta da var.

Bingöl'de, birçok yerde yaşanan bir durum.

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Maraş'ta yok öyle bir şey.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle Aşağısallıpınar köyü için denildiği gibi muhtarın annesi vasiyet etmiş, kaymakamlık da bunu görev bilmiş ve annesinin vasiyeti üzerine gitmiş, hemen köye cami inşaatını başlatmışlar. Köylüler demiş ki: "Kardeşim, biz Aleviyiz, bizim ibadethanemiz cemevidir, bizim cemevine ihtiyacımız var." İtirazlar yükselince de bir haftada inşaat bitirilmek üzere arkadaşlar, bir haftada. Şimdi, şunu söylüyoruz. Burada daha önce konuşmacı hatiplerin dile getirdiğini biliyorum -tutanaklarda vardır- birçok Sünni köyünde caminin olmadığından ya da tamire, bakıma ihtiyaç olduğundan, hatta cami hocasının olmadığından yakınıldı ve şikâyet edildi. Şimdi, oralara hizmet götürülmesi gerekirken yani ihtiyaç duyan, bu konuda ihtiyacı olan köylere hizmet götürülmesi gerekirken, bir muhtarın annesi vasiyet etti diye, devletimiz de bu vasiyeti yerine getirsin diye, koşa koşa Alevi köyüne cami yapılıyor. Tabii, bunun biz ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz, bunun karşılığını da biliyoruz. Oysa, Alevi kültür dernekleri parti grubumuzu ziyaret etti, sizleri de ziyaret etti, basından biliyorum; ziyaret etmedikleri partileri de edecekler, onların ve Alevi kurumlarının bir talebi var cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesiyle ilgili, birçok annenin de bu yönde vasiyeti var örneğin. Hükûmetimiz bu vasiyetleri duymuyor mu, görmüyor mu? Bununla ilgili, bırakın vasiyeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var. Kararı uygulasanız cemevleri ibadethane olarak kabul edilecek ama siz, bırakın annelerin bu yöndeki vasiyetini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını dahi uygulamıyorsunuz.

Şimdi arkadaşlar, diğer taraftan, dört gün önce İzmir'de bir vaka oldu, yine bir Alevi evinin kapısı işaretlendi ve "Alevilere ölüm" yazıldı. Şimdi biz bunu IŞİD'le sınır komşusuyken çok yaşadık, çok yaşadık. Bütün o dönemin haberlerine bakın, birçok Alevi köyünde, mahallesinde, büyük şehirlerde Alevilerin yaşadığı yerlerde bu tür işaretlemeler vardı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Sonra, uzun süre bu yönde haber çıkmıyordu, ne hikmetse dört gün öncesinde yine başladı. IŞİD'ler yeniden bize komşu mu oldular, nedir bu durum, biz bunu anlamaya çalışıyoruz. Ve bütün bu ev işaretlemeleriyle ilgili olarak bugüne kadar kamuoyuna ve Alevi toplumuna herhangi bir açıklama yapılmadı. Yapılan tek açıklama da "Çocuklar yapmıştır." yönündeydi. Ancak bu insanların duydukları kaygılar ve korkular var, bunun giderilmesi için bu işin sorumlularının ortaya çıkarılması gerekiyor ki o Aleviler de, biz Aleviler de bilelim ki "Ya, bu hakikaten riskli bir durum değilmiş, iki çocuğun işiymiş." Bunlar yapılması gereken ve ortak yaşamın oluşturulmasında olması gereken konulardır. Biz bunların takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)