| Konu: | Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 07.11.2019 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye'nin gerçek sorunu, Fatih'te 4 kardeşin birlikte intihar etmesidir. Aylardır ödeyemedikleri faturalar ve yaşanan maaş hacizleri nedeniyle intihar etti bu 4 kardeş. Bu herhangi bir olay değil, bu herhangi bir intihar vakası değil; bu, AKP iktidarının Türkiye toplumunu getirdiği noktayı gösteriyor. Bu bir intihar değil, bu bir cinayet, bu açıktan bir cinayet ve bu cinayet göz göre göre geldi.
Bakın, senelerdir özellikle İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin açıkladığı veriler var: 2013'te 15, 2014'te 25, 2015'te 59, 2016'da 90, 2017'de 89, 2018'de 73 yani toplam 351 emekçi geçim sıkıntısı, borç ve işsizlik nedeniyle yaşamına son verdi.
Şimdi, cenazelerin evden çıkmasının hemen ardından, cinayet mahalline BEDAŞ gitti ve 607 liralık bir elektrik borcu nedeniyle elektriği kesmeye gitti. BEDAŞ'ın sahibi kim? Cengiz Holding ve Kolin İnşaat. AKP döneminde sermayesine sermaye katan ve ülkenin dört bir yanında, Cerattepe'den üçüncü havalimanına kadar bütün yağma ve talan projelerinin altından çıkan, milletin anasına küfreden Cengiz Holding. Yağma ihalelerinde iktidarın göz bebeği olan ve girdiği ihalelerin çoğuna da Kolin ve Limakla birlikte giren, hiç zorlanmadan aldığı ihaleler nedeniyle sermaye çevrelerinde "ihale kralı" olarak adlandırılan Cengiz Holding. AKP ile Cengiz Holdingin dostluğu sadece ihalelerde kendini göstermiyor, biz bunu aynı zamanda, vergi indirimlerinde, affedilen o vergi borçlarında da görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, sürekli artan faturalar, kredi kartı ve banka borçları bu hayatı halk için çekilmez kılıyor, artık yaşanamaz oluyor ve tencereler kaynamaz, evler ısınmaz hâle geldi. Bakın, bir yılda elektriğe yüzde 100, doğal gaza yüzde 53,8; otoyola, köprülere, PTT'ye yüzde 20 zam yapıldı. Peki, bu zamlar kimin yararına? Bu zamlarla enerji şirketlerinin borçları halka fatura ediliyor. Yetmiyor, şirketlerin vergi borçları siliniyor. Bu zamların tek bir anlamı var, iktidarın beslediği şirketleri ve onlara kredi veren uluslararası bankaları kurtarmak için halkı yoksullaştıran zamlardır bunlar.
Peki, neden bu ülkede bir gün olsun, bir kere olsun asgari ücretlinin, çiftçinin ya da kredi kartı borcu olanın, bir öğrencinin borçları affedilmiyor? Halkın artık bu borçları sırtlayacak mecali kalmadı, takati de tahammülü de kalmadı. Bu kanun teklifinin de, iktidar tarafından bundan önce getirilen, bunun gibi "teknik" adı altındaki bir sürü kanun teklifinin de halkın boğuştuğu bu borç, güvencesizlik ve geleceksizlik dertlerine bir çözümü yok. Yani halkın gerçek sorunlarına çözüm üretmeyen tekliflerdir bunlar.
Değerli milletvekilleri, böyle bir ortamda damat Bakan geçenlerde bir açıklama yaptı, çıkmış "yüzde 7" diye bir enflasyon oranı açıklıyor. Halkımız o enflasyonun hesaplandığı çarşıyı, pazarı arıyor, bulamıyor. Faturalardaki hesap damat Bakanın enflasyonuna uymuyor. İnsan merak ediyor: Bu ülkede "paralel enflasyon" diye bir şey mi var? Siyaset yapmaya gelince enflasyon yüzde 8; işçiye, emekçiye ücret artışına gelince yine yüzde 8 ama devletin aldığı vergiye, harca, cezaya gelince yüzde 22,5. Merak ettiğimiz konu şu: Paralel enflasyon, damat Bakanın açıkladığı enflasyon mu yoksa yeniden değerleme oranı olarak belirlenen enflasyon mu? Yüzde 8 mi paralel, yüzde 22 mi? Paralel yapılar konusunda eşsiz deneyimleri olan iktidar, herhâlde bu paralel enflasyon konusunda bir açıklama getirir.
Değerli milletvekilleri, iktidar, ekonomik krizi inkâr ediyor ve "Ekonomi uçuşa geçti." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, uçuşa geçen bir şeyler var ama o da ekonomi değil, işsizlik, zamlar ve vergilerdir. Bu memlekette devletin topladığı verginin dörtte 3'ünü emekçiler veriyor. Buna rağmen, halka, Hazine ve Maliye Bakanı çıkıp "Vergiyi tabana yayacağız." diyor.
Arkadaşlar, vergiyi tabana değil, tavana yayma günüdür bugün. Biz şuradan sesleniyoruz: Artık elinizi halkın cebinden çekin, vergide adaleti sağlayın, vergiyi tabana değil, tavana yayın. Ve şunu söylüyorum: Kâr ve faiz gelirlerini, serveti vergilendirin, emekçilerin ücretinden elinizi çekin.
Niyetiniz belli. Geçenlerde IMF'yle yaptığınız görüşmeden sonra açıklanan rapordan gördüğümüz niyetiniz şu: Beklenen enflasyonu yüzde 8-9 olarak açıklayacak, sonra da kendinizin belirlediği bir oranı işçilere dayatacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) - Son kez...
BAŞKAN - Peki, tamamlayalım.
OYA ERSOY (Devamla) - Çarşıda, pazarda, faturalarda yüzde 30-40 artış olmuşken milyonları yoksulluğa mahkûm edeceksiniz.
Bizler hem bu kürsülerden hem milyonlarla birlikte sokaklardan, meydanlardan kendi sesimizi, milyonların sesini, bu halkın çığlığını söylemeye, duyurmaya devam edeceğiz diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)